34. Bölüm Seni Seviyorum

19K 1.4K 818
                                    

Arkadaşlar lütfen okuyun.

Bu bölüm geçiş bölümü gibi oldu. Tüm senaryo değişecek bir anda. Açıkçası ben de sizin gibi Selin mevzusundan sıkıldım ve bu senaryo aklıma geldi. Vereceğiniz tepkilerden çok çekinsem de içime sinen ve beni heyecanlandıran bu oldu. Umarım kötü bulamazsınız. Lütfen bol yorumda bulunun.

Bölüm aksilik olmazsa cumartesi ya da pazar gelir büyük ihtimal. Bu hafta iki bölüm birden attığım için anlayışlı olacağınızı düşünüyorum gecikme olursa. İyi okumalar.

Mehmet Bey, Demir Alaca'nın yanından ayrıldıktan sonra soluğu Hakan Beyin yanında almıştı. Demir Alaca, tehlikeli bir adamdı ve tek başına onunla mücadele edemezdi. Kendi halinde bir adamken ona gücü yetmezdi. Demir Alaca'nın onu ezmesi an meselesiydi.

Hakan Bey duydukları ile şok oldu adeta. Aylardır dönen olaylardan haberi yoktu, oğlunu her aradığında oğlu meğer onu ayakta uyutmuştu. Mehmet Beyden olup bitenleri üstünkörü öğrendi. Asıl meseleyi, bütün olan biteni Hilal ile konuşunca öğrendi ve küplere bindi. Duyduklarını bir müddet sindirmekte zorlandı. Bütün her şey olup biterken habersiz ve gamsızca yaşamıştı. Hilal mahcup bir şekilde tüm olanları anlatmış hatta Boran'dan boşanmak istediğini de dile getirmişti. İşte bu haber Hakan Beyi büyük bir kedere sürüklemişti.

Şimdi Hilal, Burak, Mehmet Bey ile birlikte evde bekliyorlardı. Hakan Bey, acilen Boran'ı eve çağırmıştı. Yaşlı adamın sinirden yüzü kızarmıştı adeta. İçinde bir türlü söndüremediği öfke alevi vardı. Hilal ise olacaklardan korkuyordu, Hakan Beyi ilk defa bu denli sinirli görüyordu. Kapı zili çaldığında derin bir soluk çekti içine. Kalbi bir andan hızlanmış, içine bir sıkıntı çökmüştü.

Gözleri babasına kaydığında düşünceli bir şekilde bir noktaya baktığını gördü. Onun Demir Alaca ile konuşacağını asla tahayyül edemezdi. Bunu ilk duyduğunda çok şaşırmıştı. Babası onu ilk defa korumak istemişti. Zavallı yüreği ne hissedeceğini bilmiyordu.

Boran, elinden tuttuğu Can ile birlikte içeri girdi. Can, mutlulukla dedesini gördüğü an koşarak adama vardı ve sıkıca sarıldı. Bir yandan da sevinç çığlığı atmayı ihmal etmiyordu. Babası, dedesinin yanına gideceğini söylediğinde çok mutlu olmuştu. Hakan Bey, tüm sinirine rağmen torununa sıkıca sarılıp yanaklarını öptü. Torunu kadar mutlu olmuştu en az onu gördüğü için. Boran türlü bahanelerle torununu uzun zamandır yanına getirmemişti. Meğer altında bambaşka sebepler varmış.

Can, dedesinden ayrılıp etrafa bakındığında ancak gördü Hilal'i. Küçük çocuğun dudakları şaşkınlıkla aralandı. Hilal'i görmenin şaşkınlığını iliklerine kadar yaşıyordu. En az babası gibi. Hilal'in burada olacağını bilmiyordu.

"Hilal!"

Dolu gözlerle ona bakan kadına doğru koştu. Onu çok özlemişti. Haftalardır onu göremiyordu. Özlemle ona bakan kadının göğsüne sığındı ve sıkıca sarıldı. Hilal, gözlerinden akan yaşı tutamayarak çocuğa sıkıca sarıldı. Burnunun direği sızlıyordu adeta. Özlemini çektiği kokuyu uzun uzun soludu. Ah onu çok özlemişti.

Boran ise neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu. Hilal ve Mehmet Beyi görmeyi hiç beklemiyordu. Sıkıca birbirine sarılan iki beden yüreğini sızlattı. O da en az Can kadar özlemişti kadını ama özlemini gideremiyordu. Buna hakkı yoktu. Zorlukla yutkundu, geldikleri hal onu derinden yaralıyordu. Kalbi sıkışıyordu sanki.

İkili birbirinden zorlukla ayrıldı. Hakan Bey, içinde her an patlamaya hazır olan sinirine daha fazla engel olamıyordu. Burak'a baktı ve Can'ı işaret etti. "Burak, Can'ı odaya götür."

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin