21. Bölüm Parti

25.7K 1.3K 737
                                    

Satır arası yorumları eksik etmeyin lütfen :)



"Çikolatalı istiyorum baba! Unutma, bol çikolatalı olanlardan işte. İçinde meyve de olsun. Fındık olmasın, sevmiyorum!" 

Boran, on dakikadan fazla Can'ın istediği pastayı tarif etmesini dinliyordu. İş çıkışı oğlu onu aramış ve pasta almadan gelmemesi için bir sürü direktif vermiş, vermeye de devam ediyordu.

"Tamam Can, unutmam."

Can ikna olmuş olmalı ki memnuniyet barındıran sesiyle mırıldanmış ve küçük veda sözlerinden sonra telefonu kapatmıştı. Boran, pastanenin önüne geldiğinde uygun bir yere arabasını park etti. Cüzdanını aldığından emin olduktan sonra arabadan inip dükkanın içine girdi. Pasta reyonuna uzunca bakıp Can'ın istediği pastaya benzeyen pastadan bir tane istemişti. Çalışan, onu bekletmeden istediği pastayı paketlemeye girişti. Görevli işini yaparken, gözüne ekler reyonu takıldı. Hilal ekleri çok severdi. Karısı, kendisinin aksine çoğu tatlıyı severdi ama ekleri ayrı severdi.

"Bir kutu ekler de paketleyebilir misiniz?" dedi Boran çalışana dönerek.

Çalışan, bu isteği üzerine gülümsemiş ve ekler reyonuna yönelmişti. Hem Can'ın istediği pasta hem de ekler paketi hazır olunca, tutan miktarı ödeyip dükkandan çıktı. Arabasına bindiğinde paketleri yan koltuğa bıraktı. Gözleri pasta paketinde takılı kaldığında bir anı, zihninde saklı kalan köşeden çıkıp ona el sallamıştı adeta.

2 Yıl Önce

Boran, sıkıntıyla alnını ovuşturup eve doğru adımlamaya devam etti. Saat gecenin ikisi, işten çıkmış arabası bozulduğu için eve yürümek zorunda kalmıştı. Normalde bu saate kadar kalmazdı ama işler yetişmediği için geç saatlere kadar şirkette oyalanmıştı.

Telefonunun sesini duyduğunda cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı. Gecenin bu saatinde onu arayabilecek tek kişi vardı. Tam tahmin ettiği gibi arayan Selen'di. Onunla konuşmak istemediği için telefonu sessize alıp cebine geri koydu. Selen, son zamanlarda hiç çekilmiyordu. Ondan köşe bucak kaçıyordu adeta. 

Babası evde olduğu için Can aklına takılmıyordu. Babası, ona bir şekilde bakardı. Evinin bulunduğu sokağa vardığında, karşı binanın kapı girişinde oturan beden gözüne çarptı. Daha net görmek için gözlerini kıstı. Yaklaştıkça görüş açısı daha çok netleşti.

"Hilal?" diye şaşkınlıkla soludu. Yanlış gördüğünü düşündü ama hayır, yanlış görmüyordu. Hilal kapı önünde oturmuş, elinde tuttuğu pastayı kaşıklıyordu.

Hilal'e seslenmesiyle genç kız korkarak ona bakmış ama onun olduğunu görünce rahatlayarak nefes vermişti. Adımları kızın yanına vardığında şaşkınlığı hala sürüyordu. Gecenin bu saatinde burada ne aradığını düşünüyordu. 

"İyi misin?" 

Hilal'in gözleri kızarıktı. Ağladığı belli oluyordu. Hilal, sorusu ile birlikte omzunu silkip pastasını yemeğe devam etti. Boran, onun cevap vermeyeceğini anladığında yanındaki boşluğa oturdu. 

"Hayırdır, bu saatte tek başına oturup ne yapıyorsun?"

"Pasta yiyorum." 

Hilal gayet düz bir sesle dile getirdi sebebini. Boran, bu cevapla gülümsedi. "Onu görebiliyorum, aslında bu kadar kederli görünme sebebini merak etmiştim."

Hilal, burnunu çekti. Gözyaşlarının akmaması için göz kapaklarını bir iki kere açıp kapadı. Bütün gün hevesle yaptığı pastayı, babasına ikram etmek istediğinde; babası burun kıvırıp istemediğini, artık onun da yememesi gerektiğini zira fazla kilo aldığını söylemişti. Bunu duyduğunda bütün hevesi kursağında kalmış, ağlamamak için kendisini zor tutmuştu. Bütün gece sinirden uyuyamayıp yatağında dönüp durmuş, rahatlayamayınca da pastayı da alarak sinirle soluğu dışarıda akmıştı. Ağlaya ağlaya pastayı yerken, Boran onu görmüştü.

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin