Boran, bulunduğu salonda etrafa bakınırken Kaan elinde iki kahve fincanı ile yanına gelmişti. Kaan, onun kovulduğuna şahit olmuş ve bu gece onu misafir edebileceğini söylemişti. Boran, başta kabul etmek istememişti ama başka yere giderse küçük olay büyüyecekti. Bunun olmasını istemiyordu, o yüzden istemeye istemeye daveti kabul etmişti.
Kaan'ın elindeki fincanı alıp başını teşekkür edercesine aşağı yukarı salladı. Kaan'ın ne zamandır komşusu olduğunu bilmiyordu, davette tanışmasalar haberi bile olmazdı. Bu genç adamın evine ilk defa geliyordu. Asla bir gün bu adamın evinde misafir olacağını düşünmezdi ama hayat şimdi onu bu eve getirmişti.
Hoş Hilal'in bir gün onu evden kovabileceğini de düşünmezdi. Şaşkınlığını hala atlatmış değildi. Hilal resmen onu evden atmıştı. Sinirli bir gülüş meydana geldi yüzünde. Evinden kapı dışarı edilmişti hem de bir hiç uğruna. Hilal, Güneş mevzusunu çok yanlış anlamıştı üstelik anlatmasına bile izin vermemişti.
Boran'a göre Hilal haksızdı. Tamam, ona son zamanlarda pek iyi davrandığı söylenemezdi ama Güneş mevzusu başkaydı. Bir anlık sarhoşluğun verdiği mayhoşlukla dengesini kaybedip kadına tutunmuştu. Sanki onu aldatmış gibi tavır almıştı.
Kaan, Boran'ın derin düşüncelere daldığını fark etti ve öksürerek onun dikkatini çekti. Hilal'in onu evden atması Kaan için de sürpriz olmuştu. Hilal'i bir yıl kadar anca tanıyordu ama kadının böyle bir hamlede bulunacağını tahmin etmemişti. Boran gerçekten onu kızdırmış olmalıydı.
Boran, eline tutuşturulan kahveden bir yudum aldı. Hala Kaan'ın evinde kalacak olmak hoşuna gitmiyordu ama bir gecelik sabır edecekti. "Teşekkür ederim bana evini açtığın için." dedi samimiyetle. Ne kadar bu durumdan hoşnut olmasa da sonuçta adam onu evine kabul etmişti. Kaan ile tanıştıklarından beri ona pek nazik davranmıyordu, evin açmak istemeyebilirdi.
"Rica ederim. Senin kadar ben de şaşkınım. Hilal'i kısa süredir tanıyorum ama ben bile beklemiyordum." dedi gülerek. Adama bunu söylemesi ne kadar doğruydu bilmiyordu ama durumdan hoşnut olduğunu saklayamıyordu. Boran'ın tavırlarından ve Hilal'e olan saygısızlığından hep rahatsız olmuştu. Hilal'in buna rağmen adama müsamaha göstermesinden hoşnut değildi ama Hilal bir şey demedikçe onun bir şey demeye hakkı yoktu.
Boran, Kaan'ın dediklerine samimiyetsiz bir gülüş gösterdi. Adamın bu durumdan keyif aldığı belli ediyordu ve Boran sinirleniyordu. Bir günlük bu adama sabredecekti. Kaan dışında herkese rezil olmaya hazırdı ama tam da görmemesi gereken bir adam görmüştü.
*******
Hilal, sinirle yatağına uzandı. Yeni uykudan uyandığı için uykusu yoktu. Boran'a karşı içinde derin bir sinir dalgası hissediyordu. Onu dışarı atmaktan pişman mıydı? Asla değildi!
Boran'a karşı çok kızgındı. Bir haftadır onu görmezden geldiği yetmiyormuş gibi bir de ona gösterdiği tepkiyi yersiz buluyordu. Sakinleşmek için derin nefes aldı. Gösterdiği tepkide çok haklıydı.Boran'ı o kadına sarılarak gördüğünde canı çok yanmıştı. Üstelik Boran bunun için bir açıklama ihtiyacı bile hissetmemişti. Bu durum onu daha çok sinirleniyordu. Kocası hep böyle umursamaz bir adam mıydı? Soğuk, konuşmaktan hoşlanmayan bir adam olduğuna defalarca şahit olmuştu ama araya ilk defa bir kadın giriyordu, kıskanması normaldi. Kıskanmakta da, tavır göstermekte de çok haklıydı.
Hilal ne ara uyuduğunu bilmiyordu bile. Bütün gece boyunca Boran'a sinirlenmiş, arkasından saydırmıştı. Saate baktığında öğlene doğru geldiğini gördü. Gece çok geç uykuya daldığı için bu saatte kalkması çok normaldi. Oflaya oflaya yataktan kalktı ve yüzünü yıkamak için lavaboya girdi. Yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra salona doğru yöneldi. Bu sırada zil sesi kulaklarını doldurdu. Salona giden adımlarını kapıya doğru yöneltti ve kapıyı açtı usulca. Kaan gülümseyerek kadına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)
ChickLitHiç istemese de şişman ve ucube olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Zamanında platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın. Aşık olduğu adamın oğlunu kendi evladı gibi görmekten asla çekinmez. Aşkın en saf...