Bol bol yorum yapın lütfen. Özellikle bu bölüm hakkında düşüncelerinizi çok merak ediyorum. İyi okumalar.
Hakan Bey, çalan telefonu ile daldığı düşüncelerden uyandı. Aklı hala Boran'da kalmıştı çünkü. Boran'ın bir anda Tolga'ya saldırmasının sebebini anlayamamış, o hengamede kimseye de soramamıştı. Hilal'in de ondan farkı yoktu. Sadece o durumu biliyor, fazlasıyla üzüntü hissediyordu. Onunla cıvıl cıvıl konuşan, özlem gideren Can'a bir şey belli etmemeye çalışıyordu. Can'ın yüzüne sıcacık gülümsese de kalbi ve aklı Boran'da kalmıştı. Boran evden çıkıp giderken çol kötü çözülüyordu ve endişelenmeden edemiyordu. Gözlerini gelininden ve Can'dan çekti ve hala çalmaya devam eden telefonunu çıkardı cebinden. Arayan numaraya baktı sakince. Boran'ın aramasını beklemediği için şaşırdı önce. Oğlunun uzun süre onunla konuşmayacağını düşünmüştü. Zira oğlu evden büyük bir hayal kırıklığı ve çaresizlikle ayrılmıştı. Yine de sevindi içten içe. Aklı oğlunda kalırken saatlerdir ona karşı vicdan azabı çekiyordu.
"Efendim." dedi yumuşak bir tonda. Heyecanını sesine yansıtmamayı başarabilmişti.
"B-Baba..."
Hakan Bey, boğuk gelen ses ile endişe ayaklandı. Boran'ın sesi acı çeker gibi ve kısık geliyordu. Kalbi hızla atmaya başlarken korkuyla yutkundu.
"Boran!" Sesinin yüksek çıkmasına engel olamadı. Mehmet Bey, dünürünün endişeli haline kaşlarını çattı. Bir terslik vardı. Hilal'in de gözleri, yaşlı adama kaydı. Hakan Beyin yüzündeki ifadeyi görmesi ile tüyleri diken diken oldu. O an ayaklandığının farkında bile olmadı. İçine bir sıkıntı düşmüştü. Can ve Burak ise birbirine baktı. Onlar da bir terslik olduğunu hissetmişlerdi.
"Boran, oğlum iyi misin?!" Hakan Bey endişe ile kalbini tuttu. Kalbine düşen korku hissi yaşlı adamı nefes aldırmaz hale getirdi. Hilal, nabzının git gide arttığını hissediyordu. Elleri korkuyla titrerken içinden kötü bir şey olmamış olması için dua ediyordu.
"Baba, b-başım çok...acıyor. Y-Yardım et."
O an Boran'ın elinden telefon düştü ve zihni karanlığa mahkum oldu. Şuurunu kaybeden adam, bedeni ile birlikte boşlukta savruldu. Yerini tarif edecek hali ve zamanı olmamıştı. Hakan Bey, kalbine saplanan sancı ile nefes alamadığını hissetti.
" Boran! Boran! Neredesin oğlum, söyle lütfen..."
Yaşlı adam bağırsa da Boran onu duymuyordu. Gözlerinin ne zaman akmaya başladığını bile bilmiyordu. Ona endişeyle bakan gelini ile göz göze geldi. Hilal, titreyen ellerini kenetlemiş ona doğru adım atmıştı. Hakan Beyin halinden öyle çok korkmuştu ki ruhuna ateş bastığını hissetti. Burak, kal gelmiş gibi duran babasına ilerledi ve kolundan tuttu. Hem babasının konuşmasından hem de endişeli halinden korkmuştu. Derince yutkunup babasının oturmasını sağladı. Hakan Bey, küçük oğlunun koluna yapıştı ve ondan medet umarak yardım istedi.
"Burak, abini bulmamız lazım. S-Sesi çok kötü geliyordu. Bir-birden kesildi sesi."
Burak içine düşen korkuyu görmezden gelerek başını hızla salladı. Cebinden telefonu çıkarırken gözleri Hilal'e kaydı. O da en az babası kadar kötü olmuştu ama onu teselli edecek zamanı yoktu. Hemen polise haber vermeliydi. Korkudan titteyen elleriyle birlikte zorlukla bastı tuşlara ve polisi aradı.
Hilal ise kolundan tutan babası ile irkildi. Mehmet Bey, onun ayakta zor durdurduğunu fark etmişti. Kızının kolundan destek olarak oturmasını sağladı. O da şaşkındı ama belli etmiyordu. Damadı evden çıkalı iki saat anca olmuştu. Birden başına ne gelmiş olabilirdi? Gözleri olanları anlamlandırmaya çalışan, fenalaşmış Hilal ve Hakan Beyi endişeyle izleyen Can'a kaydı. Küçük çocuk ne olduğunu anlamasa da kötü şeyler olduğunu hissetmişti ama kime soracağını kestiremiyordu. Onun bu haline üzülmeden edemedi. Küçük çocuğa doğru ilerleyip onu kucağına aldı. Can, ona itiraz dahi etmemişti. Boş gözlerle olanları izliyordu. Mehmet Bey, cebinden telefonunu çıkarıp Banu'yu aradı. Çok geçmeden kızı telefonu açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)
Genç Kız EdebiyatıHiç istemese de şişman ve ucube olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Zamanında platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın. Aşık olduğu adamın oğlunu kendi evladı gibi görmekten asla çekinmez. Aşkın en saf...