beşinci bölüm, aşk laftan anlamaz

969 134 95
                                    

Jeonghan partinin gecesini atlattığında her şeye baya kafa patlatmıştı. O gece o kadar çok düşünmüştü ki sabah kalktığında Seungcheol'e hak veriyordu. Sabahına uyandığında kafasında oturmasa da aşkını ilan etme fikri hemen hemen yerleşmişti.

O gün okula giderken son birkaç gündür peşine gelen Vernon ve Dino ikilisi yoktu. Tamamen tek başına okula gitmenin yararı uzun uzun düşünmek için zamanı oldu. Sınıfa girdiğinde Jihoon çoktan gelmişti.

İlanı aşk fikrini birazcık kenara atıp arkadaşının yanına hızlıca gitti. Çantasını masaya fırlatıp Jihoon'un önüne oturdu.

"Ne oldu anlat bakalım."

Jihoon öylece omuz silkti.

"Normal. İki arkadaş gibi sohbet ederek gittik."

Jeonghan bunun güzel bir başlangıç olduğunu düşünerek sırıttı.

"Haftaya Mingyu turnuvada oynayacak, görmeye gidebiliriz."

Kendisi arkadaşından daha heyecanlıymış gibi duruyordu. Jeonghan anlamamışçasına ona baktı.

"Jihoon neyin var?"

Arkadaşı normalden fazlasıyla sakindi ki onun sakinliği kesinlikle ümitsizliğe bağlanırdı. Jihoon bilmiyormuşçasına dudak büzdü.

"Bilmiyorum, artık beni tanıdığı için daha da geriliyorum."

Jeonghan onun bu tavrına karşı mutlu oldu. Arkadaşı sandığından daha kör kütük aşıktı.

"Bu kendini gösterebilmen için güzel bir fırsat. Durduk yere huysuzluk yapma."

Tesellisi işe yaramış olmalıydı ki Jihoon daha da rahatlamış gibiydi. Sıra kendi konusuna geldi.

"Ben Joshua'ya açılmaya karar verdim."

Jihoon anında şaşırdı.

"Ne!"

Jeonghan onun tavrına karşı güldü. Belki de yapacağı şeyi çok etraflı düşünmemiş dahi olabilirdi ancak şu an bunu yapacak olmak bile kendisini iyi hissettiriyordu.

"Seungcheol ne olacak?"

Ona bunu teşvik eden kişinin Cheol olduğunu anlatmaya çalışsa da çok da inandırabildiğini söylemek mümkün değildi. Jeonghan o ders bitiminden sonra kendini gazlayıp onların sınıfıa gitti.

Sınıfa girmeden önce Seungcheol'ün olup olmamasına ayrıca dikkat etti. Onun olmamasına sevinemedi çünkü Joshua da yoktu. Daha önce konuştuğu somurtuk kızın yanına gitti. Jiyo onu anında tanımıştı.

"Mektup benim hatam değil, geri almaya çalıştım."

Jeonghan gülümsedi.

"Önemli değil, Joshua nerede diye soracaktım."

Jiyo da mektup konusunda fazla üzerinde durmadı.

"Önceki dersimiz bedendi. Dokyeom ile birlikte dubaları spor salona taşımaya gönüllü oldular ve daha gelmediler."

Fazlasıyla aldığı açıklamanın ardından tatlı bir şekilde teşekkür edip spor salona gitmek okul binasından çıktı. Spor salonuna girdiğinde kenarda voleybol oynayan bir takım dışında kimse yoktu.

"Joshua ve Dokyeom'u gördünüz mü?"

Oyunculardan bir ikisi malzeme odasına bakmasını söylediğinde Jeonghan'ın heyecanı boğazında atıyordu. Konuşmasını çoktan kafasında kurmuştu. Önce baş başa konuşmak istediğini söyleyecekti. Ardından ise açık ve sade bir şekilde ondan hoşlandığını dile getirecekti.

Rock With You | JeongcheolWhere stories live. Discover now