yedinci bölüm, turnuva fiyaskosu

919 134 42
                                    

Yoon Jeonghan yaptığı hatanın sinirini tüm haftasonu kendinden çıkardı. Hafta başında ilk derste bile kafasını masaya vurup vurup duruyordu. Jihoon'a bile bu ayrıntıyı veremeyecek kadar utanıyordu kendinden.

"Altı üstü oyun için öptün abartmasan mı artık?"

Daha sonrasını bilmediği arkadaşının sözlerine çok da itimat etmedi bu yüzden.

"Ona böyle bir fırsatı vermemem gerekiyordu."

Kafasını tekrar sıraya vurdu. Kökten koparsa ancak rahatlardı ya orası ayrı bir mevzuydu. Bugün spor şenlikleri olduğu için okulda tüm gün ders yoktu. Sınıf tamamen boştu.

"Spor salonuna inmemiz gerekiyor."

Jeonghan masadan kafasını kaldırıp ona sinirle baktı.

"Bir de onu izlemeye gitmeyeceğim."

Jihoon bıkkınlıkla nefes verdi.

"Ama ben Mingyu'yu izlemek istiyorum. Hadi ya! Diğer okullardan da bir sürü öğrenci geldi. Seni görmez bile."

Bugün okul tam anlamıyla cümbüşe dönmüş bir haldeydi. Her yer o kadar kalabalıktı ki. Dediğinde haklı olabilirdi.

"Maç başlayacak birazdan hadi ama!"

Jeonghan arkadaşından da bıkkın bir ifadeyle ofladı. Sırasından kalkıyordu ki sınıf kapısından Vernon içeri girdi.

"Seungcheol seninle konuşmak istiyor."

Jihoon ile bir süre bakıştı. Gitmek istediğini sanmıyordu.

"Ben istemiyorum."

Şu durumda onunla konuşmak kendisi için hiç de hazır olduğu bir şey değildi. Sınıf kapısından öylece çıkıp gitmeyi planlıyordu ancak Vernon önüne geçti.

"Maç öncesi, sadece iki dakika."

Ona sinirli bir şekilde baktığında Vernon'un da aynı ciddiyetle kendisine karşılık vermesini beklemiyordu. Jeonghan'ın yelkenleri suya indirmesi uzun sürmedi.

"Tamam."

Jihoon'u önden spor salonuna gönderip kendisi Vernon'un peşinden Seungcheol'ü görmeye gitti. Spor salonunun arka girişine doğru geldiğinde Vernon devam etmedi. Jeonghan biraz daha ilerlediğinde takım üniforması içinde Seungcheol'ü gördü.

Onu spor kıyafetleri içerisinde ilk defa görüyordu ve gerçekten yakıştığını fark edecek kadar dalmasına sebep oluyordu. Ünlü sporculara benzer bir hali ve vücudu olduğunu fark etti. Sandığından daha iyi bir fiziği vardı. Hem de çok daha iyi.

"Beni çağırmışsın."

Seungcheol onu gördüğünde sanki günü aydınlanmış gibi bir tazelikte gülümsemişti.

"Maç sırasında göremezsem diye, önceden motivasyon olur."

Jeonghan kollarını göğsünde birleştirdi. Haftasonu olan olaydan dolayı ne ona ne de kendine olan siniri hâlen geçmemişti ve mesafesini korumak için elinden geleni yapıyordu.

"Gördün, bu yeterli herhalde."

Bu tavrı Cheol'ün hoşuna gitmemiş olmalı ki kaşlarını çattı.

"Hannie."

Jeonghan tamamen dürtüsel olarak hem de bu yakınlığı neye güvenerek kazandığını bilmemenin siniriyle bağırdı.

"Bana Hannie deme!"

Seungcheol sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bak eğer problem geçen ki öpüşme ise özür dilerim."

Rock With You | JeongcheolWhere stories live. Discover now