5. BÖLÜM : OYUN BAŞLASIN

317 24 158
                                    

Ne olacaktı şimdi? Hivda'yı kabul edecekler miydi yoksa aynı kendi evinde olduğu gibi bu evde de eziyet mi çekecekti? Hivda başını önünden hiç kaldırmadı. Ta ki imam hoca izin isteyip gidene kadar. Hoca gitti. Artık bütün herşey ortaya dökülürdü. Zamanı gelmişti.

"Hepiniz şahit oldunuz, Hivda artık benim helalimdir. Benim karımdır. Ben neysem, o da odur."

Bora Ağa karısını ezdirmeye hiç niyetli değildi.

"B-ben yukarı çıkmak istiyorum. Başım çok dönüyor."

Hivda bunu sadece Bora Ağa'nın duyabileceği bir tonda söylemişti.
Bora, ayakta bile zar zor duran karısının elinden tutup koluna girdi. Yavaş yavaş önce odadan sonra da merdivenlerden yukarı çıktılar. Hivda oda da hiç rahat değildi. Şimdiye kadar kimseyle odasını, yatağını paylaşmamıştı. Hivda, bu büyük odada olan koltuğa doğru ilerleyemeye yeltenmişti ki daha az önce nikah kıydığı kocası buna engel oldu. Onu kendi yatağına oturtdu ve konuştu.

"Burası artık senin de odan, seninde yatağın öyle gidipte koltuklarda uyumak yok. Tamam mı?"

"B-ben özür dilerim."

"Bu konuyu konuştuğumuzu hatırlıyorum karıcığım."

"Bana karıcığım demesen? Adımla seslensen? Lütfen."

"Peki ay ışığım sen nasıl istersen öyle olsun. Şimdi benim işlerim var ben galeriye gidiyorum. Seninde bir ihtiyacın olursa hemen beni ara. Bak bu çekmecede telefon ve sim kartı var."

"Tamam, lazım olursa alırım."

"Tamam o zaman sen dinlen. Benim işlerim çok değil zaten 2 saate dönerim."

"Tamam."

Bora Ağa karısını odalarına yerleştirdikten sonra artık gidebilirdi. İşlerini halletmeye...

~Eroğulları konağı...

Zöhre Hanım eve çağırdığı taksi ile döndü. Taksideyken aklımdan binbir türlü senaryo geçti. Hepside kötü olandı. Acaba eve gittiğinde en başta kim ona saldırırdı. Kardeşini herkesin herşeyin üstünde tutan Şervan Ağa mı? Yoksa zorla evlendirmek isteyen kocası Ali Ağa mı? Zöhre Hanım bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı evde kıyamet kopacaktı. Hemde onun kıyameti.

Zöhre Hanım eve geldi. Kalbi ağzındaydı. Şervan Ağa evde değildi, bu onun açısından iyi bir şeydi. En azından şimdilik. Zöhre Hanım taksiden konağın önünde indi, konağın kapıları onun inmesiyle sonuna kadar açıldı. Zöhre Hanım, ağır adımlarla konağa kendi için açılan kapıdan içeri girdi. Zöhre Hanım ilk defa bu kadar huzursuzdu. Aslında onun için çok iyi bir şeydi Hivda'nın kaçırılması ya da kaçması.

Zöhre Hanım ya zor durumda kalacak. Ya da kendini bir şekilde aklayacaktı.

Zöhre Hanım, kendini bir şekilde aklayacaktı başka çaresi yoktu. Ya aklayacaktı ya aklayacaktı. Zöhre Hanım, bahçede çok oyalanmadan kapıları sonuna kadar açık olan konağa girdi. Önce salona bakmak istedi. Büyük salonda iki küçük oğlu ve kocası Ali Ağa vardı. Oturmuşlar televizyondan haberlere bakıyorlardı. Zöhre Hanım içeriye girmeden önce derin bir nefes aldı ve kendini toparlayıp içeriye girdi.

Ali Ağa'yı karısı kaç kere aramıştı ama işleri dolayısıyla açmamış ve nasıl olsa eve gelir diyerek geride dönmemişti.
Stimsi onu defalarca arayan karısı karşısındaydı.

"Ne oldu da beni defalarca ısrarla arıyordun Zöhre?"

"Ağam..."

Zöhre Hanım'ın sesi sanki içine kaçmıştı. O kadar ki Ali Ağa bile buna şaşırmıştı.

ZAMANSIZ AŞK (TÖRE)Where stories live. Discover now