17. BÖLÜM : UMUDUN ANNE KARNINA DÜŞMESİ

155 22 8
                                    

Delirmek üzere olan bir adamın öfkesini ailesi bile bastıramıyordu. Neden mi? Çünkü herkesten üstün gördüğü karısı ortalıklarda yoktu, hemde 3 gündür. Üç gündür nefes alamıyordu, üç gündür uyumuyordu.

Üç gündür evde terör estiriyordu.

Ne Ahmet Ağa konuşabiliyordu, ne de Pervin Hanım. Hivda onları da yarı yolda bırakmıştı. Sahi Hivda nerdeydi?

Dört gün önce...

Odada masanın üzerinde duran kağıt ve kaleme öylece bakıyordu, kararı belliydi. Gidecekti. Kulağında müziği ile kağıdı ve kalemi önüne çekti. Bora'nın dans ettikleri zaman kulağına fısıldadığı şarkıyı dinliyordu.

Gözünde yaşlar vardı tabi abisini, yiğenlerini ve annelerini, eşini terk ediyordu. Mecburdu, buna mecburdu çünkü o daha doğmamış bebeğe bu kötülüğü yapamazdı.

"Öncelikle nerden başlayacağımı bilmiyorum. Ama bir yerden başlamam gerekirse abicim senden başlamak istiyorum. Sen benim gerçekten bir babam, bir annem bir abimsin seni çok seviyorum. Sana ve güzeller güzeli bebeklerine bunu yaptığım için özür dilerim. "

Kağıdı katladı ve üzerinde abisinin ve yengesinin adı yazan zarfın içine koydu. Sırada bu evdeki ailesi vardı.

"Ahmet Baba, özür dilerim. Sen beni kızın yerine koydun ama ben layık olamadım. Herkese karşı durup okulumu bitirmeme izin verdiğin için ayrıca teşekkürler. Buralara geldiğimiz için özür dilerim. Şimdi uzaktayım, belki hayatta bile değilim ama gerçekten bir baba olduğun için çok sağol."

Katlayıp zarfa koydu.

"Pervin anne, biliyorum beni sevmezdin. Şimdi seviyor musun bilmiyorum. İnşallah seviyorsun dur çünkü ben seni çok seviyorum. Tam bir Mardin kadınısın, sen benim annem ben senin kızınım. Banu'yu da sevmiyorsun ama torununu sev olur mu? Benim veremediğim torunu sana getirdiği için."

Zarflar yavaş yavaş masa da birikiyordu. Şimdi ise telefonunu çıkardı ve videoya başlamak için doğru açıyı bulduğunda gözlerindeki yaşı umursamadan videoya gülerek başladı.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten. Şuan kamera karşında konuştuğum için mi bilmiyorum ama heyecan var tabi-"

Kapı açıldığında Bora kapıdan içeri tepe taklak girmişti. Sarhoştu belli ki. Videoyu kapatmak aklıma gelmediği için arkasını dönüp konuştu.

"Hadi çık dışarı."

"Ah kimin için atıyor bu yürek? Söyle kimin için atıyor bu yürek?"

Ayağa kalkmaya çalıştığında kalkamayan Bora'yı kendi kaldırmaya çalışıyordu.

"Niye ağlıyorsun sen?"

"Çok sarhoşsun ne içtin sen?"

"Kim ağlattı seni?"

"Kimse."

"Seni çok seviyorum ben."

"Olabilir."

"Sen seviyor musun beni? Seviyorsun değil mi seni gidi seni."

Deyip parmağını sağa sola sallıyordu. Bu halleri gülünecek bir haldi. Hivda güldüğünde Bora da güldü. Bu aylar sonra ilk defa beraber gülmeleriydi.

ZAMANSIZ AŞK (TÖRE)Where stories live. Discover now