21. BÖLÜM : SONSUZLUK Ve GERÇEK

131 17 54
                                    

Şey evet yine ben, bu şarkılarla okuduğunuz zaman ağlıyorsunuz ha, aman şimdiden uyaralım da sonra demeyin, şöyle oldu böyle oldu.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bol bol kullanın inşallah amin JDBDUDHUFUEBFURHFİDJFHİEHVUFHCHRUFOECN

İnstagram : fansaalyaa

Duyuru ve spoiler için takip edebilirsiniz🔗

Aradan geçen süre umrunda değildi, sonsuz bir hayatta olması umrunda değildi. Umrunda olan şey, Mardin'de ve her zaman da aynı yerde olmasıydı.

Birinci yıl, dile kolay 365 gün...

Sadece onunla geçen günler ve onsuz geçen günler, bazen krizler geçirdi, bazen çok mutlu oldu. Bazen ise sadece ağladı.

Banu doğum yaptı, çocuğu görmek istemedi. Çocuk ondandı ama, kanıtlanmıştı bu.

Herkes bebek ve Banu'ya destek verip ilgilenirken yine mezarlıktaydı. Onun evi oraydı...

Evim dediği insan orda öylece toprağa karışmıştı...

Kalbi bırak artık demeye başlamıştı, aklı ise sessizdi bu aralar. Gözleri kör olmak istedi, kulakları ise sağır.

Yatağa bir eli bağlanmış şekilde duruyordu, yanında ise yeni doğum yapmış olan Banu ve bebeği. Gözlerini hiç o tarafa vermedi, bu kadar istemezken şimdi mecburende olsa onlara bakmak zorundaydı.

"Gel hadi, bebeğini gör lütfen."

Banu karşında elinde küçük bir bebek, gözlerinde yaş ve dilindeki tek cümle 'bebeğini gör.'

Onlara alışmak istemedi, aklı konuştu bu sefer, sakın ha karına ihanet etme.

Yatakta doğrulup konuştu, bu odada geçen üç gün. Yetmiş iki saat... En son yine bu kadar ayrı kalmıştı karısından.

"Ben sizi asla kabullenmeyecem Banu, bunu anlaman için süre yeterince geçti."

Banu yatağa oturduğunda Bora kafasını hiç aşağıya vermedi, o bebek onun felâketi olmuştu. Banu ağlayan bebeğe bakıp konuşmaya başladı bu sefer.

"Evet oğlum, biz bu evde sevgili baban yüzünden bir odada çürümüş bir şekilde ölüp gideceğiz. Sakın üzülme oğlum annen hep yanında."

"Drama yapma, sakın bana drama yapma."

Banu kalkıp bebeği Bora'nın yanına yatağa koydu ve kapıyı açıp, çıkıp gitti. Bora ne olduğunu anlamamış bir şekilde yanında ağlayan bebeğe bakıyordu, onun muydu cidden? Onun oğlu?

"Banu gel buraya al şunu!"

Ses yok, cevap yok sadece ağlayan bebek var. Bora çatlayacak gibi ağlayan bebeğe ne yapacağını bilmiyordu. Kanı ısınmıştı ama ihanetin meyvesini bir türlü kabullenemiyordu.

Bora çocukları severdi.

"Ağlama, ağlama annen gelecek."

Kalbi kucağına al senin oğlun o, sen onun babasısın dedi. Kalbini dinledi yine, kucağına aldığı bebeği, biraz olsun kucağında sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ömer Beyoğulları, bu evin ilk torunu.

"Ağlama tamam, Banu!"

Banu içeriye girdi, ama yanlarına yaklaşmadı. Uzaktan öylece baktı ve durdu. Bora kucağındaki bebeğe baktı uzunca, kabullenmek istemiyordu ama elinde olan bir şey yoktu.

ZAMANSIZ AŞK (TÖRE)Where stories live. Discover now