|14|

9.7K 649 313
                                    

Jungkook sabah uyandığında kendini Taehyung'un yatağında buldu.Hala uykulu olduğu için ne olduğunu anlayamıyordu.Gözlerini birkaç kez kırptı ve tekrar etrafına bakındı.

Onu yatağa götüren Taehyung muydu?
Jungkook dün gece olanları hatırlamaya çalıştı.
Yıldızları izlerken Taehyung'un omzunda uyuyakalmıştı.Taehyung muhtemelen onu daha sonra eve getirmişti.Başka bir şey olma şansı yoktu.

Jungkook yorgun bir şekilde yatakta doğrulurken dün olanları hatırladı.O sırada yüzünde bir gülümseme belirdi.
Ayağa kalktı ve odadaki duvara dayalı büyük aynanın önüne geçti.

Gözlerini merak etti.
Gerçekten Taehyung'un söylediği gibi miydiler?

Elini sanki ilk kez kendini seviyormuş gibi gözlerine götürdü.Şimdiye kadar vücudunun her yerinden nefret etse de gözlerini sevmişti ilk kez.

Aniden banyonun kapısı açıldı ve Taehyung üstsüz, sadece pantolonuyla içeri girdi.Jungkook'un gözleri gördüğü manzarayla şokla açıldı. Şaşırmış bir tavşan gibi.

"Uyanmışsın" Taehyung elindeki havluyla kafasını kurularken söyledi.
Jungkook, "Git buradan! Git! Bir gömlek giy" diyerek Taehyung'un çıplak aynı zamanda ıslak koluna dokunmaya bile cesaret edemeden, Taehyung'un parmağını tuttu ve onu dışarı çekmeye çalıştı.

Taehyung bir türlü Jungkook'a tüm kıyafetlerinin bu odada olduğunu, bu odanın Taehyung'a ait olduğunu açıklayamadı.

Taehyung'un odadan çıkmasına minnettar olan Jungkook, aynanın karşısında saçını düzeltti ve Taehyung'un gömleğini değiştirmesini bekledi.Pencereye gitti ve dışarı baktı.
Dün gece nerede yemek yediğine dair hiçbir iz yoktu.

Dudaklarını büzdü ve kapıya yöneldi.Zaten şimdiye kadar bir gömlek giymiş olacaktı diye düşündü.Ama üst kattan koridora inen merdivenlerden aşağı iniyordu ve Taehyung'un üstsüz bir şekilde merdivenlerin dibinde durduğunu gördü o an Jungkook.
Ağzı beş santim açılınca yüzünü çevirdi ve tekrar yukarı koşmak istedi.Ama istediği şey mümkün olmadı.

Taehyung, Jungkook'un minik bileğini kolayca eline aldı ve onu kendine çekti.
Jungkook ani bir hareketle son basamağı inerken elleri Taehyung'un çıplak göğsüne düştü.Taehyung, kendisinden daha küçük olan bu çocuğun güzel gözlerine baktı ve sırıttı.
Jungkook nefes bile alamıyordu o saniyede.

"Dün bana Tae dedin"

Taehyung'un nefesi Jungkook'un yüzüne çarparken, Taehyung'un omuzlarındaki elleri istemsizce onun esmer tenini sıktı.Taehyung bunu beğendiğinde, kafasını Jungkook'a biraz daha yaklaştırdı.

"Üzgünüm"

Jungkook'un sözleri Taehyung'un tıslaması ile karşılandı, "Neden?" söylemesine neden oldu.

Jungkook titrek nefes alırken konuşmak çok zordu.Ama onu kızdırmamak için konuşması gerekiyordu.

"H-Heyecanlandım, kendim de.." Jungkook derin bir iç çekti ve devam etti."Heyecanlandım ve farkında olmadan sana Tae dedim."

Taehyung ona bakamayan çocuğa baktı ve gülümsedi, "Ama sebepsiz bir şekilde hoşuma gitti. Tekrar söylemeni istiyorum."

"Tae.." Jungkook'un her zerresi alev almaya başladığında mırıldandı.

Taehyung'un çalışanı elinde belgelerle evin ofis katından çıktığında onları bu halde görünce şok oldu ama yüzündeki sakin ifadeyi bozmamaya dikkat etti.

Taehyung yavaşça Jungkook'tan uzaklaştı ve çalışanına doğru yürüdü.
Jungkook'a gelince, o hala önceki anlarda takılıp kalmıştı.
Hissettiği bu duygu neydi?
İçinde onu çıldırtacak düğüm düğüm bir kurum yanıyordu.

|Would you change for me?|TAEKOOK|Kde žijí příběhy. Začni objevovat