|24|

9.1K 572 431
                                    

Taehyung, Jungkook'un dudaklarının üzerinde birkaç saniye hareketsiz durduğunda, Jungkook anında kendini toparladı ve Taehyung'un göğsüne minik minik yumruklar atarak onu geri itmeye çalıştı. Ama tabii ki sadece denedi, ama hiç yardımcı olmadı.

Taehyung büyük elleriyle onun belini tutmuş,adeta tek beden olmuştular.
Tabii o zaman Jungkook'un kaçma çabaları imkansızdı.Hem de Taehyung'un kollarında minicik kalırken.

"Jungkook, beni dinlemeye ne dersin? Zaten benden kurtulamayacaksın."

Jungkook omuz silkti ve hala kaba davranan Taehyung'dan yüzünü çevirdi.Taehyung, bu hareketinin onun söylediklerini kabul etmek olduğunu düşündü.Hayatında ilk kez birine açıklama yapmak zorunda hissetti kendini.Sevdiği birine sahip olmak ne kadar acı vericiyse, aynı zamanda hayatta olduğunu hatırlatan, kendisiymiş gibi hissetmesine neden olan bir duyguydu.

"Jimin'den o sözleri duyduğumda kendimde değildim.Bunca zamandır çektiğim tüm acıları sana anlattım, ilk defa birine güvenmiştim.Jimin öyle deyince bir an babamın kötü durumda olduğunu bile unuttum, gözlerimin önüne gelen tek şey sana olan aşkımın kırılan güveni oldu."

Taehyung, Jungkook'un yüzüne yaklaşıp konuştuğunda, Jungkook kafasını geri çekmiş, "Ben de sana güvenmiştim. " demişti. Kalbinin kırıldığı sesinden belliydi..

Taehyung duyduğu sözler karşısında nefesinin kesildiğini hissetti.Ama her zamanki gibi, bunun nedeni Jungkook'un sevgisi değildi, onu seven Jungkook'un kalbinin kırılmasıydı.

"Sen benim hayatımdaki tek parlak ışıksın ve senin kırgınlığın benim dünyamı karartmaya yetiyor." Dedi Taehyung ve parmaklarının konumunu belinde sıkıştırdı.

"Gözyaşların boşa harcanmayacak kadar değerli. İzin ver, her bir gözyaşı tanesini telafi edeyim."

Taehyung, Jungkook'tan özür dilemek anlamına gelen bu sözleri söylediğinde aklında bir düşüncesi daha vardı.Babasını gerçekten kim zehirlediyse onu bulmak ve tüm işkenceleri ona yapmak.Çünkü o kişi Jungkook'un inci gibi gözyaşlarının  akmasına neden olmuştu..

Jungkook'un giderek dolan gözleri, Taehyung'u hâlâ affetmediğinin kanıtıydı.Ki Taehyung, miniğinin ne söylemek istediğini her yüz ifadesinden anlıyordu.

"Benim tatlı meleğim… Sakinleştiğimde aklımda tek bir soru vardı; nasıl bu kadar düşüncesiz olabildim? Lütfen zarar verdiğim şeyi onarmam için bana bir şans daha ver. Özür dilerim…
En derin özürler kulaklarla işitilmez, ancak kalple hissedilir derler ya.. Elini kalbime koy" dedi Taehyung, bir elini belinden çekip Jungkook'un elini tuttu ve meleğinin elini kalbinin üzerine koydu.  "Ve pişmanlığımı hisset. Seni seviyorum ve senden tekrardan özür dilerim. Affet beni sevgilim"

Jungkook'un Taehyung'un kalbi üzerindeki eli titremiş, gözlerindeki yaşlar yavaşça akmıştı..Taehyung'un masum olduğunu bilmesi onu ne kadar mutlu etse de hala o sözleri unutamıyordu.
Ama elinin altındaki, zaten sahibi kendisi olduğu bu kalbin üzgün olduğunu çok iyi anlamıştı.

Jungkook gözyaşları içinde, "Ama Bay Kim.." dedi.Bu, Taehyung'un kalbinin Jungkook'un elinin altında üzüntüyle hızlanmasına neden oldu.Ona 'Bay Kim' demesini istemiyordu. Bedenleri yakınken, kalplerinin de yakın olmasını istiyordu.

Kalbi elinin altında hızla atarken, Jungkook gözyaşlarının arasından kıkırdadı, "Şaka yapıyorum,Tae..Pişmanlığını hissedebiliyorum aşkım."

Taehyung, miniğinin kahkahasıyla sarhoş olmuş ve aynı zamanda güzelliğinin son sözü onu mahvetmişti bile..

Taehyung'un gözleri hala Jungkook'un gülümseyen dudaklarından ayrılmamışken, o da farkında olmadan onunla birlikte gülümsüyordu.

|Would you change for me?|TAEKOOK|Where stories live. Discover now