|27|

7.9K 561 623
                                    

"J-jungkook.."

Jimin, Jungkook'un boynundaki izlere daha iyi bakmak için yaklaştığında, Jungkook korkuyla geri adım attı.Hoseok ise sessizce olacakları izliyordu.Zamanla, sustuğuna pişman olacak bir şekilde.

Peki, Jimin nasıl hissediyordu?
Korkunç, nefret dolu.
Taehyung ve Jungkook'un ciddi olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu.Ve bunun sonucu iyi bitmeyecekti.

Jimin, Jungkook'un önünde durmuş, elini boynundaki morlukların üzerinde gezdirmişti.Elleri o an sinirden titriyordu.Onun aksine, Jungkook ise korkudan titriyordu.

"Sana dokundu... Gece tek vücut oldunuz. Benim ona aşık olduğumu bildiğin halde arkadaşına ihanet edip onunla yattın!"

Sonunda, Jimin'in öfkeli bağırışı Jungkook'un olduğu yerde zıplamasına neden oldu. Sabahın mutluluğundan eser yoktu şimdi. Jungkook'un gözleri dolmuştu, bu gerçekten bir arkadaşa ihanet olarak mı görülüyordu?
Sonuçta, o da saf bir şekilde aşık olmuştu.
Aşık olmak onun suçu muydu?

"Jimin, ben.."

"Kes sesini! İğrençken hala ne hakkında konuşmaya çalışıyorsun?! Senden nefret ediyorum! Nefret!"

Jimin söyledikleriyle ağlamaya başladığında Jungkook, Jimin için ağlıyordu. Bu durumda olması kalbini acıtmıştı. Eskisi gibi tatlı kavgalar çıkarmaya razıydı ama sohbetin bu boyuta gelmesini istemiyordu.

"Beni affet ama benim suçum ne? Ben de senin gibi sadece aşık oldum. Belki de beni en iyi sen anlamalısın.. Aşık oldum Jimin."

Yüksek sesle ağlarken Jimin bardağı masadan aldı ve Jungkook'un arkasındaki duvara fırlattı.Hoseok Jimin'i tutuyor ve onu sakinleştirmeye çalışıyordu, Jungkook ise yüksek seslerden korktuğu için elleriyle kulaklarını kapatmış ağlıyordu sadece.

Bir an önce bu gürültüden uzaklaşmak istiyordu.Ama sanki bacakları sıkışmış ve vücudu çalışmıyormuş gibi olduğu yerden hareket edemiyordu.

"Kapa çeneni Jimin! Yoksa Bay Kim gelecek... Onun seni incitmesini istemiyorum!"

Jimin o an Taehyung'a olan korkusunu unutmuştu. Tek düşünebildiği gece birlikte olduklarıydı ve bu onu deli ediyor, hatırladıkça sakinleşmesine izin vermiyordu.Çok kıskançtı, belki kıskançlık değil sadece bir saplantıydı.

"Boynunda onun izlerini taşımamalısın! "

Jimin deli gibi konuştuğunda, Hoseok'u yere itmiş, kıpkırmızı bir suratla Jungkook'a saldırmıştı.Ağlayan çocuğun boynunu iki eliyle tutarken sımsıkı sıkmaya başladı.
Jungkook için, gerçek Taehyung'u bulana kadar ölmek o kadar da korkutucu bir şey değildi ama şimdi onu hayata bağlayan bir şey vardı, bu yüzden Jimin'in ellerinde ölmek istemiyordu.

Hoseok gördüğü manzara karşısında Jimin'i Jungkook'tan ayırmaya can atmıştı.Ama imkansızdı.Boynunu çok sert sıkıyor, muhtemelen yara izi bırakıyordu.

"Siktir Jungkook, siktir! Asla seni incitmek istemedim! Ama beni zorlayacak noktaya getirdin!"

Jimin'in ellerini geri çekmeye çalışan Jungkook'un elleri, nefes alamamaktan dolayı direnmeyi bırakmıştı.Gözleri kaymaya başlamıştı bile.

"Jimin bırak! Bay Kim! Yardım edin, Bay Kim!"

Jungkook'u kurtaramayacağını anlayan Hoseok'un tek seçeneği Bay Kim'i aramaktı.Taehyung, babasının odasındayken bu korkunç sesleri duymuş ve Seokjin ile aşağı inmişti.

Taehyung mutfağa girer girmez gördüğü manzara karşısında şok olmuştu.Seokjin çığlık atarken Taehyung, gözleri kapanmak üzere olan Jungkook'u Jimin'in ellerinden kolayca almıştı.

|Would you change for me?|TAEKOOK|Where stories live. Discover now