|22|

8.7K 596 362
                                    


Jungkook'un sözleri Taehyung'a içinde bir şeylerin kırıldığını hissettirse de Jungkook'un bu durumun kalbinden geldiği söylenemezdi.İkisi de üzgündü.
Taehyung sinir sorunlarının kurbanıydı, hatasını kabul etmiyordu ve Jungkook ise gururluydu, bu yüzden Taehyung'la konuşmak için adım atmıyordu.Elbette ilk adımı ikisinden biri atarsa sorun çözülecekti.

Taehyung, Jungkook'a cevap vermeyerek yemeğini yarıda bırakmış, hızla Jungkook'un yanından geçerek ardından evden çıkıp işine gitmişti.

Taehyung'un hareketi Jungkook'un kalbini acıtsa da kendini ağlamamak için zorladı.Bu, duygusal olan Jungkook için zor bir görevdi.

Jimin alaycı bir şekilde içeri girerken, Jungkook'un omzuna hafifçe vurarak, "Hadi ama, eski halimize geri döndük, sanırım," dedi.Bu Jungkook'u kızdırmış ama ses çıkarmamak için kendini kontrol etmeye çalışmasına neden olmuştu. Sadece kızgın değildi, aynı zamanda hüzünle de doluydu.

Dokunuşlarını özlemişti.
Kısa bir süreliğine birbirlerine yakın olmuşlardı ama o buna alışmış ve sevmişti.Sadece Jungkook değildi, Taehyung da aynı şekilde hissediyordu.
Kısa bir süre içinde birbirlerine derinden aşık olmuş ve şimdi bu aşk onları mahvetmek için çabalıyor gibiydi.

"Jimin, merak etme, istediğini aldın. Artık birbirimizin yüzüne bakmıyoruz. Gidip her yerde bir zamanlar mutlu olduğumu, sonra gökten yere vurulduğumu haykırabilirsin."

Jungkook sonunda içinde tuttuğu kelimeleri söylediğinde, Jimin ağzı açık, kaşlarını kaldırmış bir şekilde izledi.
Böyle büyük bir günah işleyen bir insanda pişman olacak bir vicdan olabilir miydi?
İnanması zor.

"Jungkook, benim suçum ne?" Jimin mırıldandı.Ve Jungkook, "Yok bir şey Jimin, hiçbir şey..." diyerek başını salladı ve mutfaktan çıkıp oturma odasını temizleyen Seokjin'in yanına gitti.Kalbi ne yapacağını bilmiyordu.

"Ona çok kırıldım"

Sanki sorunları hakkında konuşmak istermiş gibi mırıldanarak kanepede otururken, masanın tozunu almakta olan Seokjin ona döndü ve elini beline koydu.Bu çocuğun teselliye ihtiyacı vardı.

"Jungkook, onunla konuşmayı dene. Sakinleşti, belki seni dinler." Seokjin gülümseyerek konuşurken Jungkook yorgun bir şekilde başını salladı.Taehyung'a kızgındı, onunla konuşmak istemiyordu ama onu özlemişti.

Peki çözüm neydi?
İlk adımı kim atmalıydı?
Tabii ki, kıran taraf.

"Akşam Taehyung babasını eve getirecek ve doktoru da birkaç gün onun yanında kalacak."

Seokjin konuşurken bile Jungkook, Taehyung'un geliş haberini duyduğunda hızlı hızlı atan kalbini eliyle tutuyordu.

Belli ki çok aşıkmış..
Ama bu iyiye işaret değildi.
Bu zamana kadar aşık olan herkes acı çekmeye mecburdu.
Jungkook ve Taehyung dahil.

"Babası nasıldı?"

Jungkook alçak sesle sorduğunda Seokjin gülümsedi, "İyiydi, Taehyung zamanında heyecanlanıp ambulans çağırmasaydı, onu nasıl olsa kaybederdik."

Jungkook o an kendi kendine 'Taehyung gerçekten güçlü bir adam' diye düşündü. Kim babasını öyle görseydi heyecandan donardı ama Taehyung kendini toparlamayı başardı ve bir doktor çağırdı.

Taehyung'un babasını sevmediği için üzülmediğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Babasını sevmeseydi babasına karşı bu kadar katı bir sistem kurmazdı.Seokjin ve kendisi dışında kimsenin babasına yaklaşmasına izin vermeyecekti.Belki birkaç gün içinde bu yasa değişebilir, ne bilinir?

|Would you change for me?|TAEKOOK|Where stories live. Discover now