|20|

8.8K 601 537
                                    

Gece, Jungkook, Jimin'in mutfakta onun için bıraktığı bulaşıkları yıkarken, Hoseok masaya yaslanmış çay içiyordu.

"Jungkook, lütfen bana doğruyu söyle..Bu evin kölesi olmaktan başka bir şansımız olabilir mi?"

Hoseok Taehyung ve Jungkook'un ilişkisinden bahsettiğinde, Jungkook sadece gülmüştü.Çünkü konuşmaktan utanıyordu. O ve Taehyung sabah kısa bir süreliğine öpüşmüş ve ardından Taehyung iş nedeniyle ayrılmak zorunda kalmıştı. İşte bu yüzden Jungkook, 'Taehyung' adını her duyduğunda yanakları kıpkırmızı olurken dipsiz bir kuyuya düşüyor gibiydi.

"Cevap vermeyecek misin? Bay Kim'e de soramam, yoksa beni öldürür."

Hoseok derin bir nefes aldığında evin kapısı çalmıştı.Taehyung'un gelişi düşüncesi, Jimin diğer odadan çıkıp kapıyı açmaya gittiğinde, Jungkook'un kanının damarlarında hızla akmasına neden olmuştu.
Onunla yüz yüze geleceği için heyecanlıydı.

Dudağını ısırıp Hoseok'a bakınca, bu Hoseok'un gülmesine neden olmuştu.
Çünkü Jungkook, Taehyung'a aşık olduğunu her hareketinde, her nefesinde açıkça belli ediyordu.

Taehyung, Jimin'in yorgun ifadesini değiştirmeden kapıyı açtığını görünce onu görmezden gelerek odasına gitti.Mutfak kapısının önünden geçtiğinde, Jungkook'un Hoseok ile konuştuğunu gördü.Ve o anda adres değişmişti.

Artık yol mutfağa, adres ise Jungkook'un kalbineydi.

Taehyung mutfağa girdiği an, Jungkook ne yapacağını bilemeyip işine tekrar devam etmeye karar verdi.Bulaşıkları yıkamaya başladığında, onları bırakmaktan korkuyordu.Çünkü tüm vücudu heyecandan titriyordu.

Hoseok, Jungkook ve Taehyung'u yalnız bırakmak için Taehyung'a selam verdikten sonra odadan ayrıldı.

Taehyung o an hayatının güzelliğine baktı.

Jungkook'un onu neden kasten görmezden geldiğini bildiğinden, sessizce Jungkook'a yaklaştı.Ellerini yavaşça Jungkook'un ince beline doladı.Jungkook bu hareketi karşısında irkilmiş olsa da hoşuna gitmişti.
Burnunu çocuğun boynuna bastırdı ve onu hafifçe öptü.Midesine yumruk yeme hissi gibi kelebekler uçuşturdu ona.

"Tae.." diye Jungkook mırıldandı.
"Seni çok özledim." Dedi Taehyung kulağına fısıldarken.

Jungkook kulağına çarpan sıcak nefesle afallamıştı.Taehyung hala Jungkook'un beline sarılırken, parmakları Jungkook'un karnını okşamaya başladı.

"Bugün çok yoruldun güzelim."

Taehyung'un söylediklerinden sonra, Jungkook konuşmak üzereydi ki Taehyung'un dudaklarını boynunda hissetti ve aralık dudaklarını tekrar kapattı.Taehyung boynunun diğer tarafını öpmeye başlarken, Jungkook elindeki kâseyi kapmış gibi sıktı.

Kafasını Jungkook'un boynundan kaldırdı, "Neden bir şey söylemiyorsun?" dedi bu sefer başını eğerek yanağından öperek.
Her hareketiyle Jungkook'u mahvettiğini bilmiyordu.

"Mutfağa girdiklerinde bizi görecekler Taehyung.." dedi Jungkook yanakları kızararak.Ama bu sözleri söylese bile Taehyung'un devam etmesini istiyordu.

"Bırak görsünler ve sana fazla yaklaşmamayı öğrensinler."

Jungkook kızaran yanakları yüzünden Taehyung'un yüzüne bile bakamıyordu.
Taehyung onun güzel yüzünü özlediğinde, onu belinden tutup döndürerek kendine çekti.
Jungkook, bu ışık hızındaki harekete karşılık olarak gözlerini açabildiği kadar açtı.

"Taehyung ne yapıyorsun?"

Jungkook şok içinde konuşurken Taehyung bir elini Jungkook'un yanaklarına koydu.Onunla birlikteyken sanki başka bir dünyaya girmiş gibi hissediyordu.

|Would you change for me?|TAEKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin