Bölüm 16 - Keşiş

111 7 51
                                    

neden Alina'ya gittin, diye söylendi Yuri. neden onu bulmak istedin? elbette gücünü geri almak için. evren ona tevazu öğretmek, iki acınası yetimin karşısında bir dilenci gibi yalvarmaya zorlamak istemişti.

neden ona gittin? çünkü onunlayken, yine insan oluyordu.

Vakit kaybetmeden, o günün akşam yemeğinden önce diğerlerine durumu açıkladık.

Zaten Nikolai ve Aleksander müritlerin durumunu ve Yıldızsız Aziz dedikoduları hakkında konuşmak için kendi aralarında bir görüşme yapacaklardı. Benim de isteğimle, herkes bir araya geldi ve karargâh odasında konu hakkında konuşmak adına toplandık.

Merzost'un Aleksander ile ilgili olan durumunu açıkladığımızda, herkesin yüzünde bambaşka ifadeler gördüm.

Nikolai Aleksander'ın neler hissettiğini anlıyordu, çünkü ne kadar kontrol altına almış olursa olsun kendisi de aynı sorunları yaşıyordu.

David az çok tahmin ediyormuş gibi gözüküyordu. Günlükleri daha öncesinde de dikkatli bir şekilde okumuş ve incelemişti. Zaten yüzündeki poker ifadesini kolay kolay bozmazdı. O yüzden bana çok da şaşırmış gibi gelmedi.

Genya da ise durumlar biraz farklıydı, çünkü açıklamaya başladığımızda dehşete uğramış bir ifadesi belirdi yüzünde. Endişelenmesini anlıyordum. Hele bebeği olduktan sonra gerilmesi çok daha anlaşılırdı. Ama buna bir çözüm bulacaktık.

Ne düşündüğünden emin olamadığım tek kişi ise Zoya'ydı. İkimizin öncelikleri oldukça farklıydı, haklı olarak. Ben Aleksander'ın bir an önce bu korkunç güçten kurtulmasının derdindeyken, Zoya da Nikolai'nin bu canavardan bir önce kurtulmasının ve bu konunun hemen kapanmasının derdindeydi.

"Alina'yı bu işe karıştırmak istemediğini sen söylemiştin." Nikolai'nin eli gergin bir şekilde çenesinde gidip gelirken durdu ve sonunda konuştu.

En başından beri ya Aleksander konuşuyordu ya da ben. Kimsenin ağzını bıçak açmamıştı.

Bir elini Aleksander'a doğru salladı ve devam etti. "Yanlış mı hatırlıyorum?"

"Bu konuyu yeterince konuştuk Nikolai." Aleksander'ın cevaplamasına izin vermeden ben konuştum.

Nikolai'nin Aleksander hakkındaki düşüncelerini az çok tahmin edebiliyordum ama düşüneceğini de bana kendisi söylemişti. Bu konuda Aleksander'ı yalnız bırakmak istemiyordum. Zaten yeterince yalnız kalmıştı. Ben de yalnız kalmıştım. Birbirimizi, ikimizden başka kimse bizim anladığımız gibi anlayamazdı. O yüzden bir daha bu konu hakkında kimseyle bir tartışmaya girmek istemiyordum.

Aleksander ile Diyar'a gidecektim ve bu soruna bir çözüm bulacaktık.

"Bu benim son kararım."

Eğer biraz daha küstah olsaydım, hepsinin gözü önünde Aleksander'ın elini tutardım. Ama bu, şu an için biraz fazla olurdu. Zaten yeterince sinirlerin üzerinde yürümüştük.

"Onunla gitmek istiyorum."

Nikolai bahçedeki konuşmamızı hatırlamış olacak ki başını ağır ağır salladı. Bir eli yeniden çenesinde gergin bir şekilde gidip gelmeye başladı. Bu onun özellikle kral olduktan sonra bir alışkanlığı haline gelmişti. Nedense bu hali onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tabii, yaşadıkları ve uğraştıkları da buna dahildi.

"Benim de sizinle gelmem doğru olmaz mı?" İki elini geriye götürerek masaya ağırlığını verdi ve oraya yaslandı. "Sonuçta bende ondan bir parça taşıyorum."

Back to the Start | DarklinaWhere stories live. Discover now