Varis

72.8K 4K 2.2K
                                    

Evet yine ben , özlediğinizin farkındayım. Bende sizi çok özledim.

Bu bölümü üçüncü defa yazışım. Yemin ediyorum sanki evren bana gülüp orta parmak gösteriyor. Kendimi çölde kutup ayısı na  denk gelen bahtsız bedevi gibi hissediyorum.

Neyse tüm kötü enerjiyi lem gözlü dış mihraplara gönderiyorum.

Artık her şeyin ortaya çıktığı bölümlere geldik. Ve üzülerek söylüyorum ki , Final gittikçe yaklaşıyor gibi ve ben Mardin’e Tutsak’da veda etmeye hiç hazır değilim.

Neyse çok uzatmayacağım Mardin’e Tutsak ve karakterlerim bana çok şey kattı. Biliyorum ki size de öyle oldu. En önemlisi burada acısı ve tatlısıyla kocaman bir aile olduk.

19K olmamıza çok az kaldı.
Şurayı Jutenya_ tıklayarak Wattpad hesabımı takibe alın ve kocaman aileme katılın.

İnstagram hesabım jutenya82 orada sürekli aktif im merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

Twitter hesabım Jutenya82

Unutmayın hepiniz benim hayal dünyamın evreninde dünyama değinen yıldız tozlarısınız ve hepinizi çok seviyorum.

Bölüm sınırı 10000 yorum

3000 Vote

Bu bölümden sonra 7. 5 milyon okuma ve 400K Votemiz olacak bu beni çok mutlu ediyor.

Keyifli okumalar.

Her gün yeni bir başlangıç ve her başlangıç bir bitiști.

Bazen görünen karanlık, aydınlıkta görünen ışıktan daha hayırlıydı.

Azad , Sis’e döndüğün de, Sis onun gözlerinde ki lensleri dikkatle çıkartarak içine sıvı damlattı.

Azad’ın gözlerini yumup birkaç saniye bekledikten sonra soğuk mavi gözlerini açmasıyla Sis,ona elinde ki peçeteyi uzattı.

Artık içeri girebilirdi.

Omuzlarını dikleştirip sırtını döndü.

Mavi harelerinden nefret ederdi ve mavi hareleriyle girdiği ortam onu boğardı. Şimdi yine hiç istemediği bir şekilde ilerliyordu. O anda Hálin’in mavi hareleri zihnini istemesiz bir şekilde talan ederken dudaklarının kenara kıvrılmasına sebep oldu.

Belki maviyi sevmiyordu , ama Hálin mavisine aşıktı.

Dik duruşu, kendinden emin egosu ve sert adımlarıyla tünele girdiğinde 250 metre daha yürüdü ve onu bekleyen silahlı adamla asansöre ilerledi. Soğuk mavileri ifadesizdi. 3 kat aşağı ineceklerdi.

Asansör çalıştığında bakışları aynada ki yansıyan, kendisine ait soğuk mavilerine gitti.

Geçmişin zehirli hatıraları düştü zihnine.

Lensleri gözlerine ilk taktığında dokuz yaşındaydı.

Kahvaltıda babası “annen gibi bakmayı kes “ deyip döverek sofradan kaldırdıktan sonra onu kilere kilitlemişti.

Annesini daha yeni kaybeden Azad o zaman daha çok şeyi kaybedeceğini idrak etmişti çocuk aklı ile.

Babasının dudaklarından “ onları sen öldürdün” sözleri hiç gitmiyordu.

Akşam onu killerden çıkarmaya geldiğin de elinde bir kutu ile gelip ona iğrenerek bakıyordu
Pervin’de arkasında omzunu kapı pervazına dayamış arkasından onları izliyordu. Babası “Hacer” diye bağırıp onunda kilere inmesiyle elinde ki kutuyu tiksindirici bir şeymiş gibi uzatıp “ona nasıl kullanacağını öğret bir daha bana böyle bakmasın “ demiş ve elinde ki kutuyu Hacer Hanımın ellerine bırakıp çıkmıştı.

Mardin'e Tutsak. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin