III

296 46 17
                                    

Havalimanında 3RACHA ve MAKNAERACHA fanları onları, 3RACHA'yı bekliyordu. 3RACHA'yı görünce alkışlamaya, bağırmaya başladılar. Kalabalığın içinde önlerinde korumalar, arkasında 3RACHA gururlu görünüyorlardı.
CB: YOOOO! NASILIZ MİLLET?
Kalabalıktan çığlıklar ve alkış sesleri yükseldi. 3RACHA fazla vakit kaybetmeden arabaya bindiler. Fanlar onları alkışlayarak uğurladı. Otele doğru gidiyorlardı. New York gerçekten mükemmel bir şehirdi. Changbin otele giderken bir yandan New York'un tadını çıkardı, bir yandan da Jeong'unu düşündü. Diğerleri de sohbet ediyorlardı.
C: Changbin, dalgın gibisin kardeşim. İyi misin?
J: Jeongin'ini görecek ya, ondandır.
CB: Of, saçmalama Quokka. Kafana bir tane çakacağım şimdi!
C: Hadi hadi, sen düşünmeye devam et.
CB: SAÇMALAMAYI BIRAKIN!
C: Tamam sinirlendirmeyelim küçük enişteyi.
CB: Hyung bana küçük enişte demeyi keser misin?
C: Tamam dön işine.

Otelin önüne geldiler, otel büyük ve görkemliydi. Kapıdan içeri girdiklerinde; Kim Seungmin, Yang Jeongin ve Lee Felix onları bekliyordu.

Chris hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başladı. Sanki orada sadece Kim Seungmin vardı. Kim Seungmin'den gözlerini alamıyordu.

Chris'ten

Hassiktir. Bu kadar güzel olmak zorunda değildi. Neden? Hiç hissetmediğim şeyleri hissediyorum. Bu hislere çok yabancıyım. Kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. Müzik yapmak ilk kez umurumda değildi. Sadece Kim Seungmin'le vakit geçirmek istiyorum. Sadece bu... Ama korkuyorum. Korkuyorum çünkü... Şu hayatta insanların çoğu benimle vakit geçirmek istemez. 2 yakın arkadaşım dışında çok arkadaşım yoktur. Ama aklımda olan tek bir isim var...
Kim Seungmin...

Seungmin de Chris'i izliyordu. Ondan etkilenmişti. Bakışıyorlardı. Chris "Memnun oldum, ben Christopher Bang." diyip elini uzattı. Seungmin de elini sıkıp "Ben de memnun oldum, Kim Seungmin." dedikten sonra MAKNAERACHA, 3RACHA'yı otelin restoranına götürdü.

Karşı karşıya oturdular. İki grup sohbet etmeye başladı.

J: Hey, iyi iş çıkaracağız gibi geliyor.
F: Doğru. İki tanınan harika grup beraber iş yaparsa ortaya parlak bir ışık çıkar.
C: O zaman, bu iki harika grubun tanışmasına, şerefe!

Kadehlerini kaldırıp yudumladılar.

CB: Bugün herkes çok şık görünüyor.
I.N: Senin kadar olmasa da evet.
CB: Teşekkür ederim.

Changbin mükemmel hissediyordu. Jisung MAKNAERACHA'nın iyi dostlar olduğunu düşünüyordu. Chris, Seungmin'e odaklanmıştı.

Seungmin'den

Kahretsin, bu adamın gözleri. Christopher Bang'ın gözleri... Bana bakıyordu ve hoşuma gidiyordu. Tam karşımda oturuyor, bir yıldız gibi parlayan gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerimi çevirdim. Tekrar baktım. Hâlâ izliyordu. Sohbet başlatmam gerekiyor gibi hissettim.

S: Seoul'da nasıl gidiyor?
C: Sorduğun için teşekkür ederim, gayet güzel.
C: Şey bu arada..
Bugün çok şık görünüyorsun.

Seungmin hafiften kızardı çünkü böyle bir iltifatı Christopher'dan duymak onun için harikaydı.

S: Ah, çok teşekkür ederim.
Beyler, yemeklerimizi yediysek içeri geçelim ne dersiniz?
CB: OLUUURRRRR!
C:(kısık sesle) Oğlum sen çocuk değilsin kendine gel.
Tabii, içeri geçelim. Buyurun.
I.N: Sizinle vakit geçirmek harika bir fikir oldu. Changbin'le iyi ki bu konuyu konuşmuşuz.
CB: Tabiii, çok güzel oldu.

Changbin'in aklı herkesle beraber vakit geçirmekte değildi. Yang Jeongin aklından çıkmıyordu. Yang Jeongin'de onu kendine bağlayan bir özellik vardı. Bilmiyordu. Ama bağlanmıştı. Şuan sadece deli gibi onunla oyalanmak istiyordu.
Oyuncak rafında bir oyuncak görüp onu almak için her şeyi yapan bir çocuk gibiydi. Şu an sadece onu istiyordu. Ona sahip olmayı istiyordu.


guitar,,chanminWhere stories live. Discover now