IX

190 39 43
                                    

"Gitme, Seungmin. Benden uzaklaşma."
Seungmin oturur pozisyonda tekrar Chris'e döndü. Chris de yatağa oturdu. Artık bunu yapması gerektiğini hissetti, kendini durduramıyordu.
***
Chris hâlâ Seung'un kolunu tutuyordu. Kolunu tutmayı bıraktı, elini yavaşça onun yanağına koydu. Parmaklarını Seungmin'in kulağının arkasında gezdirdi, bunu yaparken diğer elini de yavaşça Seung'un yumuşak saçlarına koydu. Çok yaklaşmışlardı, aralarında sadece milimetreler kalmıştı. Chris daha çok yaklaştı, o kadar yakınlardı ki nefes alış verişlerini hissedebiliyorlardı. Bir süre öyle kaldılar, bakıştılar ve Chris gözlerini kapattı. Daha da yaklaştı, dudaklarını Seungmin'in dudaklarıyla birleştirdi. Seungmin ilk başta tepki veremese de ellerini Chris'in sırtına koydu ve nefesi tükenene kadar devam ettirdi. Chris öpmeyi bıraktıklarında Seung'un kulağına yaklaştı ve fısıldadı:
"Seni seviyorum."
Genç çiftin kalpleri olduğundan 10 kat daha hızlı atıyordu. Seungmin Chris'in sırtındaki ellerinden birini saçlarına koydu ve sarıldı. Chris'in kulağına yaklaştı ve o da fısıldadı:
"Ben de seni seviyorum."
Uzun uzun sarıldılar.
***
Gece saat 4'ü gösteriyordu. Genç çift sarılmış uyuyorlardı. Chris bölük bölük uyuyordu, sevdiği adamla uyumanın mutluluğunu yaşıyordu. Gözlerini açtığında karşısında bebek gibi uyuyan Seung'a karşı kendini kontrol edemiyordu. Belini kavrayıp kendine çekti ve kafasını onun kafasının üstüne koydu. Seung mırıldandı, o da uykunun kollarındayken sevdiği adama sarıldı. Büyük olan küçük olanın saçlarını öptü, küçük olan da ellerini büyük olanın belinde birleştirdi. Büyük olan kısık sesle mırıldanarak birkaç saat önce söylediği sözüne devam etti:
"Hem de çok seviyorum."

Saat 5'i gösterene kadar böyle uyudular, saat 5 olduğunda Chris uyandı ve kahve yapmaya gitti. Zaten uykusu ağır değildi, en küçük kıpırtıya, sese uyanıyordu. Seungmin de Chris'in uyandığını anlamış olacak ki o da yerinden kalktı ve sevdiğinin yanına gitti. Arkasından beline sarıldı ve konuştu:
"Günaydın tatlım."
Chris güldü, rüyada gibi hissediyordu. Bu kadar hızlı olmaları onu şaşırtmıştı.
"Sana da günaydın bebeğim."
Chris kahveyi makineye koyarken ona sarılan Seung'a döndü ve boynuna küçük bir öpücük kondurdu, ardından onu kucağına alıp yatağa taşıdı.
C: Yorgun değil misin?
S: Değilim, Chris. Uykum yok.
C: Hmm, peki.
Chris arkasını döndü ve kahve makinesine doğru ilerledi.
C: Kahve ister misin?
S: Birazdan diğerleri de uyanacak, kahvaltı yapacağız. Gerek yok ama teşekkür ederim.
C: Peki.
Chris kahvesini alıp pencerenin önüne geçti. O kadar mükemmel görünüyordu ki... Yeni doğan güneşin ışığı pencerenin önünde elinde fincanla oturanı ve onu hayranlıkla izleyen yatakta uzananı aydınlatıyordu.
***
Diğerleri de uyandı ve aşağıda toplandılar. Bugün müzik yapma günüydü.
I.N: Beyler, müzik yapmamız için yanımızda Hwang Hyunjin ve Lee Minho da olacak. Onları tanıyor musunuz bilmiyorum ama onlar da benim yakın dostlarım ve biliyorsunuz ünlü şarkıcılar. Onlara beraber müzik yapmayı teklif ettim ve kabul ettiler.

Jisung "Lee Minho" ismini duyunca irkildi. Felix'e baktı.
Felix de ona bakıp "FIRSAT BU FIRSAT" der gibi kafasını sallıyordu.

Chris ve Changbin de "Lee Minho" ismini duyunca Jisung'a baktılar. Jisung bu günün tam bir fırsat günü olduğunu düşündü.
***
Ekip ses stüdyosuna geldi, herkes yerini almıştı.
İçeri Lee Minho ve Hwang Hyunjin girdi.
Jisung, Felix'in yanındaydı.
J: (kısık sesle) Benimki geldi.
F:(yine kısık sesle) Onu bunu bilmem ama Hyunjin benimdir.
J: Oooo kanka??
F: Ben yandım kül oldum Jisung, kül.
J: Belli oluyo kankam. Ben de külüm zaten boşver.
Üyelerle tanıştılar, bugün müziğin nasıl bir müzik olacağına karar vereceklerdi bu yüzden çok yoğun çalıştılar.
Jisung, Minho'yla çok iletişim kurma fırsatı bulamadı. Felix de Hyunjin'le iletişim kuramadı. Seungmin ve Chris'in sevgili olduğunu daha kimse bilmiyordu, zaten Chris ve Seungmin bile yeni yeni kabulleniyorlardı. Jeongin ve Changbin'i bilmeyen kalmamıştı. 
***
Akşam oldu, herkes çok yorulmuştu. Ama en azından nasıl bir müzik olacağına karar verdiler. Minho ve Hyunjin üyelere veda edip gittiler. Felix ve Jisung birbirlerine bakıp "olmadı kanka" bakışı attılar. Otele geldiler.
Kalma düzeni yine aynıydı.
Chris geldiği gibi yatağa uzandı, çok yorulmuştu. Seungmin de Chris'ten farklı değildi. İkisi de diğerleri gibi yorulmuşlardı.
C: Çok yorulduk ama değdi. Güzel bir müzik olacak.
S: Gün boyunca doğru düzgün yemek bile yiyemedik ama.
Chris pijamalarını giymek için kalktı, oda 107'ye gitti. Sesler duyuluyordu, Jisung ve Felix, Minho ve Hyunjin hakkında konuşuyorlardı.
Kapıyı tıklattı, Jisung'un sesi "Gel" diye karşılık verdi.
C: Ah çocuklarım ah.
J: Ah be hyungum.
C: Onlarla iletişim kuramadığınız için üzülmeyin. Elimden geleni yapacağım emin olun.
F: Teşekkürler Channie Hyung.
J: Hyungum gel bi sarılayım be.
Felix ve Jisung Chris'e sarıldılar.
C: Ben içeri odada pijamalarımı giyinip gideceğim iyi geceler.
J: Hyung ne olacak yaa Seung'un yanında giyinseydin~
F: Aman Hyung sen deee~
C: Çocuklar saçmalıyorsunuz bakın.
J: Neyse Hyung sevgili olunca göreceğiz biz sizi~
C: Neyse iyi geceler.
F,J: İyi geceler Hyung.

Chris pijamalarını giyinip Seungmin'in odasına gitti. Seungmin uyuyordu, Chris onu rahatsız etmek istemedi ve ona dokunmadan yatağa uzandı ve uyudu.


guitar,,chanminWhere stories live. Discover now