guitar,,chanmin

XVIII

bu bolumde biraz daha diger shiplere (ozellikle hyunlix) agirlik vericem bi de chanmin daha az moment verecek cok fazla olursa sizi sıkarım bogarim diye dusundum
iyi okumalarr✮

Herkes sevinç içinde bağırmaya başladı ve bir süre sonra ortam sessizliğe büründü. Genç çift ağaçların arasında o kadar uyumlu ve güzel dans ediyorlardı ki, onları izleyen 6 kişi kendilerini bir masalın içindeymiş gibi hissediyorlardı. Şarkıyı söylemeye başladılar, o gün kuşlar bile onların mükemmelliği karşısında susmuşlardı.
***

Şarkı bitince yakınlardaki bir parka gittiler, orada mükemmel vakitler geçirip hatıralarına hatıra ekliyorlardı.

F: KAMERAYI AYARLADIM, FOTO ÇEKİNELİMM!
J: Oluurrr!
CB: E hadi!
S: Bekle, geliyoruz.
M: Tamamdırr, hadi geri sayımı başlat.
H: 3,2,1!
"PEYNİİİRRR!"
***
Saatler 16.42'yi gösteriyordu. Parktan sıkıldıkları için otele dönmüşlerdi. Yemeklerini yiyip odalarına çekildiler.
Herkesin telefonuna bir bildirim geldi.

"hanjisung, 'CHANMIN BEST CIFT' adlı grubu oluşturdu"*

***
Chris, yanındaki Seungmin'e baktı, aynı tepkiyi veriyorlardı.
S: Kesin Felix'le açtılar grubu.
C: Kesiiinn~
C: Bekle.

Chris Seungmin'e sarıldı.
***
"christopher, bir görüntülü arama başlattı"*
***

J: WHOAAA LIX KOŞ!
F: BİLDİRİMİ GELDİİ!
J: ARAMAYA GİRRR!!
***
"seocb, hanjisung, felixthesunshine, leedontknow, yang.inn ve hyunhwang görüntülü aramaya katıldı"*

F: AAAYYY BEST ÇİFTİM GELMİŞŞ~
J: AĞLARIIIMM~
CB: Aşağıya gelsenize buluşalım ula yaraklar.
H: Harbi gelin aşağıda takılalım.
F: Ay ben daha yeni fırına cookie oldum olmaazz!
J: Mis gibi kokuyor bu arada parmaklarınızı yersiniz.

Jisung ve Felix'in kaldığı odaya Minho ve Hyunjin baskın yapmak için anlaşmışlardı.

"leedontknow ve hyunhwang görüntülü aramadan ayrıldı"*

CB: Nereye gitti lan bunlar?
J: AA KAPIYI ZORLUYOR İKİ KİŞİ!
F: LAN HYUNJİN'İN SESİ!
J: VE MİNHO?!
C: Haydaaa hayırlı olsun.
S: Benim uykum geldi yaa.
I.N: Sevgilinin kucağında uyusana ne güzel işte
Chris güldü.
C: İstersen tabi, olur.
S: Kucağın da çok rahat senin uyuyayım bari.
CB: Ya ben aramayı kapatıyorum gelin aşağı kata buluşalım amk.
C: LAN JİSUNG VE FELİX'E BAK

Herkes güldü, Minho odaya dalıp Jisung'un üstüne atlamış, Hyunjin ve Felix de kenarda yan yana oturmuş onlara gülüyorlardı.

C: Kapatıyorum o zaman aramayı, aşağı kata gelin.
I.N: Pekiii~

"christopher, görüntülü aramayı sona erdirdi"*
***
Bir süre sonra aşağı katta herkes buluştu, ama yapacak bir şey bulamıyorlardı.
J: Ee, sıkıldık iyice.
CB: Offf! Böyle de bunaldım bak.
I.N: E hadii yapacak bir şeyler bulun.
C: Durun düşünüyorum.
H: Aklıma hep resim ile ilgili şeyler geliyor..
F: BULDUUUMM!
CB: Felix yine "Doğruluk mu Cesaretlik Mi?" oynayalım dersen kendimi otelin giriş katından aşağıya atarım bak.
Felix güldü.
F: Hayır merak etme kas adam, bu o değil.
J: Neymiş Civciv Bey?
F: KARAOKE!!
S: Hadi lan ben gelmem o zaman.
CB: Mızmızlanma bee!
I.N: Hadi amaaa, eğleneceğiz şurada utanmanın sırası değil Seung.
S: İyi bee tamam.
***
saat 19.20

"Heartbeat - 2PM" söylüyorlardı, Changbin kendini çok kaptırmış olmalıydı ki şarkıya kendi yorumunu da katarak bağıra bağıra söylüyordu.
"LISTEN TO MY HEARTUA BEATTUAAA!!!"
"LISTEN TO MY HEARTTTUA BEATTUUAAAA!!"
Diğerleri de ritimle beraber dans ediyorlardı, ama Hyunjin kenarda oturuyordu. Herkes o kadar kendini eğlenceye kaptırmıştı ki, köşede oturan Hyun'u farketmiyorlardı. Diğerleri deliler gibi dans edip şarkı söylerlerken Felix, köşede oturan hoşlandığı adamı farketti. Yavaşça yanına gitti ve eğildi, sevdiği adamın yanına oturdu.

"Canını bu kadar ne sıkıyor, öğrenmek isterim Hyunjin."

Hyunjin, Felix'in buraya geldiğini görmemişti, bu sözden sonra farkedip irkildi.

H: Hiç, hiçbir şey.
F: O hâlde neden eğlenceye katılmıyorsun?
H: Bir şeyim yok, sadece-

Felix, elini karşısındaki kahverengi saçlı yakışıklı gencin elinin üstüne koydu ve konuştu:

"Anlat bana Hyun, sabaha kadar dinlerim."

Hyunjin karşısındakinin bir melek gibi kalbi olduğunu düşündü, zaten uzun sarı saçları ve bal rengi gözleriyle tıpkı bir meleği andırıyordu. Ne olduğunu kendisi de çözemiyordu.

H: Bilmiyorum Lix, ben sanırım böyle eğlenceler için fazla utangacım. Normalde öyle biri değilim, eğlencelere katılırım ama.. Bir olay olmuştu.
Lisedeyken arkadaşlarımla karaoke yaptığımızda,
beni sesim yüzünden zorbalamışlardı. O zaman sesimi kontrol etmeyi bilmiyordum, ergenliğin etkisiyle de sesim kolay çatlıyordu. Akışına bırakıp öylesine söylemiştim. Sesimle, sesimin çatlamasıyla uzun süre dalga geçip beni zorbalamışlardı. Travma gibi bir şey oldu, korkuyorum artık. Bu yüzden daha fazla dancer'lık yapıyorum. Nadiren ses gerektiren konularda çalışıyorum.
Sana bu gereksiz olayı anlattığım için özür dilerim, başını ağrıtmak istemezdim.

Felix'in resmen gözleri dolmuştu, bu karşısındaki melek gibi insanı nasıl böyle üzebilirlerdi ki?
Ona sıkıca sarıldı, saçlarını okşadı.

F: Onlar yerine özür dilerim, Hyun.
Özür dilerim.

Hyunjin bir şey diyemiyordu, onun da gözleri doldu. Ağlamamak için zor duruyordu.
Felix ayağa kalktı, köşede oturan Hyunjin'e elini uzattı.

F: Emin ol, biz öyle insanlar değiliz Hyunjin. Şarkı söylemek istemesen de bize lütfen eşlik et.
Sen o kadar eşsiz bir insansın ki.. Seni üzdüklerine inanamıyorum.

Hyunjin, karşısında duran melek çocuğun elini tuttu, ayağa kalktı ve diğerlerine eşlik etti.
***
saat 21.37
Karaokeden sıkılınca otele yarım saatte dönüp yemek yedikten sonra odalarına çekilmişlerdi, bugün çok güzel geçmişti.
Gün sonunda yine anlaşmışlardı. Minho Jisung'la, Hyunjin de Felix'le kalıyordu.

M: Jis.

Jisung uykulu gibiydi,bu yüzden sersem gibi konuşuyordu.

J: Efendim tatlım?
M: Bugün hiç uykum yok biliyor musun?
Minho, ellerini Jisung'un karnında gezdirdi.
M: Benim evime gidelim mi?

Bu cümleyi duyduktan sonra Jisung'un uykuku hâlinden eser kalmamıştı.

J: NASIL OLACAK O?
M: Sshh, bağırma.
J: Evine gidip ne yapacağız Minho? Ya diğerleri bizi merak edip çok endişelenirlerse? Channie Hyung ağzıma sıçar.
M: Merak etme bebeğim, birine söyleriz o herkesi haberdar eder. Hem çok endişelenirlerse bizi ararlar, bir şey olmaz.
J: Evinde ne yapacağız peki..?
M: Ona ikimiz karar veririz.

Jisung bu fırsatı tabii ki de kaçırmak istemiyordu, hemen kabul etti.

J: Peki, kim götürecek bizi?
M: Benim arabam var, unuttun mu?
J: Heyecandan hiçbir şey hatırlamıyorum, adımı bile unutabilirim babacım.
M: Sen bana "babacım" mı dedin? Ne?
J: Evet, öyle dedim.

Jisung elini sevgilisinin göğsüne, kalbinin üstüne koydu. Tıpkı onun kalbi gibi sevgilisinin kalbi de küt küt atıyordu.

J: Hoşuna mı gitti?
M: Bunu boşver şimdi, evime gidelim.
J: Oraya evimiz demeyi çok istiyorum.
Minho güldü.
M: Sen beni çıldırtacak mısın..?
J: Sanırım öyle, babacık.
M: Bu kadar tatlı olma bebeğim. Elimi tut, gidelim hadi.
✮

bittiiii
yb gec geldigi icin ozur
bi de kitabin okunmasi 2.17b olmus cok tesekkur ederim
seviliyosunuz