V

220 45 54
                                    

Chris, uyuyamadığı ve hayal kurup durduğu bir gecenin sonunda güneşin doğuşunu izledi. Kendine bir kahve yaptı ve bugün olacakları tahmin etmeye başladı. Seungmin, onunla vakit geçirecekti bugün. Çok iyi hissediyordu, bir yandan da değişik. Bütün bunlar nasıl bir anda gelişmişti? Nasıl bir anda Kim Seungmin'e takıntılı olmuştu? Hiçbirini cevaplayamıyordu ama, bildiği bir şey vardı:
Sadece onu istiyordu.

Acaba Seungmin uyanmış mıydı? Gidip bakmak delice bir fikir olabilirdi ama, Chris âşık olduğu için delice bir fikir olması umurunda değildi.
Seungmin'in odasına doğru yürüdü. Oda kilitli değildi. Onun yanındaki küçük odada da iki yatak vardı, birinde Jeongin birinde Felix yatıyordu. Chris odaya girdi, Seungmin uyuyordu.

Chris'ten
Kahretsin, çok tatlı uyuyor. Gidemem ki. Ne kadar manyak bir fikir olsa bile gitmem, gidemem. Ona bağlandım. Ve bu fırsatı kaçıramam.

Chris Seungmin'in yatağının kenarına oturup Seungmin'i izledi. Kafayı yemiş olmalıydı, ona dokunamıyor olması da üzücüydü. "Saçlarına dokunsam ne olur ki?" diye düşündü. Parmaklarını nazikçe Seung'un saçlarının arasında gezdirdi. Seungmin bunu farketmişti, ama belli etmiyordu. Onun saçlarına dokunması hoşuna gitmişti çünkü. Chris Seung'un ağır uykulu olduğunu düşündü. Saçlarına dokunmaya devam etti. Seungmin artık belli etme zamanının geldiğini hissetti.
Elini Chris'in elinin üstüne koydu. Chris şaşırmış ve utanmıştı.
Ama elini çekemiyordu.
Seungmin gözlerini açtı ve gülümsedi:
Devam et Chris.
Chris daha da şaşırmıştı, bir şey diyemedi. Seung'un saçlarını okşamaya devam etti. Seungmin gülümsüyordu, Chris de gülümsemeye başladı. Birbirlerine baktılar, Chris yavaşça elini Seungmin'in saçlarından çekti.
C: Günaydın, Seung.
S: Günaydın Chris.
C: Az önce yaşananlar için özür dilerim, bilirsin... Gece uyuyamadığım için dalgınım. Seni merak ettim, neden saçlarına dokunduğumu bilmiyorum. Gerçekten özür dilerim.
S: Ah, sorun değil. Rahatsız olmadım aksine hoşuma gitti. Teşekkür ederim.

Chris yine şaşırmış ve utanmıştı. Ama bir yandan da mutluydu. Aralarındaki çekimi hissetmişti. Bu hissi çok sevmişti, tekrar tekrar yaşamak istiyordu.

C: Ben de teşekkür ederim, o zaman...
Ben odama gideyim. Görüşürüz, Seung.
S: Görüşürüz, Chris.

Chris odadan çıktı. Yine kapıya yaslandı. Ama bu sefer şaşkınlık ve çekim hissiyle.
"Lütfen sarılalım, Seung."

Seungmin çok fazla belli etmediğini umuyordu. Ama o da Chris gibi aralarındaki çekimi hissetmişti. Seungmin yine kapıya baktı, ama bu sefer mutluluk ve çekim hissiyle.

Chris odasına gitti, Jisung ve Changbin uyuyorlardı. Pencerenin önüne oturup New York'un güzelliğini izledi Chris. Masanın üzerindeki kahveyi yudumlarken Seung'la yaşadığı anı ve aralarındaki çekim hissini düşündü.

Chris'ten
Acaba Seungmin de benden mi hoşlanıyor? Elini elimin üstüne koyması... "Devam et Chris" demesi... Gülümsemesi... O an her şeyiyle çok güzeldi. Ya da âşık olduğum için ben çok abartıyordum, ama o an benim için mükemmeldi. Seungmin de benden mi hoşlanıyordu? Hayal edemiyorum. Düşünemiyorum, onun benden hoşlanma ihtimali yok gibi ama... Bugün o andan sonra kafam karıştı. Umarım öyledir. Onu incitmek istemiyorum. 1 saat sonra saat sabah 6'yı gösterecekti. Bugün erkenden hazır olmaları gerekiyordu, 6.30'da hazır olup 7'de dışarı çıkacaklardı. Bu yüzden Chris, Jisung ve Changbin'i uyandırmaya gitti.
C: Tatlıslarrr, uyanın bakayım.
CB: YAAAA BIRAZ DAHA UYUYAYIM AMA.
Jisung esneyerek yerinden kalktı. 
C: Changbin kalk.
Changbin esnedi ve yorganına sarıldı.
C: Yerinden kalk koca bebek. Jisung hoparlörü getir bu uyanacak gibi değil.
CB: TAMAM KALKTIM SUSUN.
C: Aferin şimdi hazırlanın.

Chris odaya geçip A&W dinlerken hazırlanmaya başladı. Bugün olduğundan daha şık görünmesi gerekiyor gibi hissetti. Üstünü giyindi, en son kravatını bağlayıp saçlarını düzeltti. Şarkının o kısmı gelmişti. Söyleyerek odanın içinde tur attı ve aynada son kez kendine bakıp görünüşünü düzeltti. Müziği kapatıp odadan dışarı çıktı. Diğerleri de çabucak hazırlanmıştı.
C: Nasılım millet?
CB,J: OOOOOOOO!
CB: Reis bu ne hâl böylee haa?
J: Heeeee bugün Kim Seungmin de bizimle olacak ya, ondandır.
C: Ben buna dalarım bak
CB: Tamam reis sakin.
CB: Beyler ben Jeongin'le bir yere gideceğim bugün.
J: OOOO NEREYE? O YER NERESİ??
C: Vay kardeşim işi yapmış bee.
CB: Bilmiyorum nereye gideceğimizi. Uçakta yazmıştı gelince seni bi yere götüreceğim diye dün unuttu herhalde.
C: Tamam gidin vay kardeşim benim be
J: Reis benimle Minho'yu ayarlasanıza
C: Oğlum Minho burada bile değil amk nasıl ayarlayalım
J: Çağırırız hocam.
CB: Hallederiz kardeşim şu Jeongin'le bi olayım bakarız.
J: Siz olmuşsunuz zaten aloooo
CB: Yok lan ne olması daha neler artık
C: Changbin noldu sana Jeongin'den hoşlanıyorsun diyince saçmalamayın diyordun?
J: Harbiii bak bizim dediğimiz çıktı yine.
CB: Artık gizleyemem ya hoşlanıyorum işte.
C: Belliydi zaten :))
CB: Hyung sen de Seungmin'den hoşlanıyorsun biliyoruz.
J: Doğruuu saklama hyung biz söylüyoruz sen söylemiyorsun olmaz ki.
C: İyi tamam. Doğru. Seungmin'den hoşlanıyorum.
CB,J: OOOOOOOOUUUYYYYYYYY
Changbin ve Jisung odanın içinde bağırarak koşuşturup Chris'e sarıldılar.
J: O senden hoşlanıyor mu bari hyung?
C: Emin değilim, bugün bir şey oldu.
CB: LAN DAHA YENI SABAH OLDU NE YAŞADINIZ AMK
J: Hyungg, sabaha karşı ne yaşadınnnn???
Jisung göz kırpıp durdu ve Chris'e kaş göz yaptı.
C: Oğlum öyle bir şey değil saçmalamayın.

Chris olanları(Seung'un saçını okşadığını ve devamını) anlattı.

CB: OHA ASIK NET
J: E siz olmuşsunuz düğün ne zamana?
C: Ya hayır öyle bir an oldu işte.
CB: HYUNG SANA "DEVAM ET CHRIS" DEMİŞ "RAHATSIZ OLMUYORUM" DEMİŞ ELİNİ ELİNİN ÜSTÜNE KOYMUŞ NE DEMEK HAYIR?
Chris utanıp yüzünü kapattı.
C: Tamam dışarı çıkalım yeter.
CB: Domates gibi kızardın bu arada bi su iç abi.

guitar,,chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin