XV

171 34 45
                                    


H:Channie Hyung.
Şuradaki dolabı görüyor musun?
***
Chris neler olacağını az çok anladı, ama bu görevi Hyunjin'le yapmazdı, yapamazdı. Bir sevgilisi varken ve üstelik onu çok seviyorken...
Zaten araları yeni düzelmişken bir daha bozulursa hiç iyi olmayacaktı. Hyunjin de bunu biliyordu. Zaten görevi karşısındakine verecekti, karşısında Seung vardı.

H: Bu görevi Seungmin'e devrediyorum.

Herkesin istediği olmuştu, herkes bu anı bekliyordu.
S: Görevi okuyorum o zaman,
Karşımızdaki dolapta 6 dakika boyunca kalacağız. Ben ve Chris.
Cezası 9 kadeh.
Herkes çığlıklar attı, bağırdılar.
J: YUH EBESİNİN!
CB: 9 kadehi içerseniz ahiretlik olursunuz beyler.
I.N: E HADİİİ!
C: Yapalım şunu.
Chris Seungmin'in elinden tuttu ve dolaba gittiler.
İçerisi karanlıktı, çok geniş değildi ama çok dar da değildi.
İlk 2 dakikayı bakışarak geçirdiler,

Chris karşısında duran kusursuz bedene daha fazla dayanamadı, ellerini küçüğünün iki yanına koydu. Küçük olan kafasını çevirdi, kollarını iki yanına koymuş olan karşısındaki büyüğü gittikçe ona yaklaşıyordu. Chris dolgun pembe dudaklarını küçük olanın boynuna değdirdi, ellerinden biriyle Seungmin'in saçlarını okşarken boynuna öpücükler kondurmaya devam ediyordu. Küçük olanın bu hoşuna gitmiş olacaktı ki, büyüğünün saçlarından tutup boynuna daha çok bastırıyordu.
Chris dudaklarını küçüğünün dudaklarına iyice bastırıp elleriyle de karşısındaki eşsiz bedenin belini kavradı, karın kaslarını ona hissettirmeyi seviyordu, küçüğünün onun karın kaslarını sevdiğini biliyordu. Seungmin ellerini büyüğünün geniş omuzları ve sırtında gezdirip kendini onun kontrolüne bıraktı.
Büyük olan küçük olanı öpmeyi bıraktı, ellerini onun üstünden çekip kendini serbest bıraktı, küçük olan büyüğünü dolabın köşesine yasladı, büyük olan kafasını geriye yatırdı, Seungmin karşısında duran karşı konulamaz bedenin tişörtünü yukarı kaldırdı. İstediğini almakta kararlıydı, karın kaslarına yavaşça ve nazikçe dokundu. Sonra dizlerini kırıp sevgilisinin tapılası karın kaslarını dudaklarıyla buluşturdu, büyük olan hafif hafif mırıldanıyordu, geriye yaslanmış kafasını öne eğdi, küçüğünün saçlarını tutup kendine bastırdı, o da bunu istiyordu.

"Son 2 dakikaaaa!"

Seungmin sevgilisinin mükemmel vücudunu daha çok istiyordu, dudakları yavaş yavaş aşağıya kayıyordu. Chris kafasını geriye atıp iç çekti. Kanı kaynıyordu, yanıyor gibi hissediyordu. Kısık sesle konuştu:
"Şimdi olmaz Seungmin."
Seungmin sertleşmiş olan alete sürtündü:
"Vücudunuz hiç öyle söylemiyor beyefendi." Dudaklarını yavaşça değdirdi.
Büyük olan iç çekip alt dudağını yaladı.
"Olmaz Seungmin. Burada 6 kişi daha var!"
Seungmin çekilip ayağa kalktı.

"Süreniz bittii!"

Seungmin ve Chris dolaptan çıkıp masaya döndüler. Herkes onlara sırıtarak bakış atıyorlardı.

***
F: Ooo beyler saat gece 12 olmuş.
J: Bu arada..
Moralleri bozmak istemem ama...
İki gün sonra Seoul'a dönüyoruz.
F: Of keşke hatırlatmasaydın Jis.
S: Siz gittikten tam 4 gün sonra MAKNAERACHA konseri var.
I.N: Konsere kadar kalamaz mısınız??
C: Beyler, çok isterdim. Bir düşünmemiz lazım. Ben iyice düşünürüm, eğer planımız yoksa kalırız.
CB: Konserinize gelmeyi gerçekten çok isteriz.
H: Neyse beylerr, sıkıntı etmeyin.
M: Hadi yatalım artık.

***
Herkes odalarına geçtikten sonra oda 107'deki Jisung ve Felix yine bir şeyler karıştırıyorlardı.

J: KANKA GEL!
F: NOLDU?
J: Bugün Minho'ya mesaj atsam da beraber uyusak? Hem sen de Hyun'la bir gece geçirmiş olursun nasılll??
F: HEMEN AT MESAJI ATTT!
***
Minho da kahve yaparken dışarıyı izliyordu, gelen bildirimle telefonu titredi.

Hannie
2 yeni mesaj*

Tatlımm
Bugün beraber uyusak olur mu?

***
Minho mesajı gördükten sonra çok sevinmişti, bunu Hyunjin'e söylemeye gitti.

M: HYUN! JISUNG MESAJ ATTI!
H: Of ne var bunda Minho, sevgilisiniz zaten.
M: Hyunjin biraz daha böyle konuşmaya devam edersen peçete geliyo bak.
H: Of tamam tamam, ne mesajı attı?
M: BERABER UYUYACAĞIZZ!!
Sen de Felix'le uyuyacaksın.
Minho göz kırpıp Hyun'u dürttü.
H: NE?
M: Hadi amaa, biliyorum sen de ondan hoşlanıyorsun işte, ne güzel bir fırsat.
H: Onun hoşlanıp hoşlanmadığını nereden bileceğim?!
M: Körsün.
BU GECE ÖĞRENECEKSİN İŞTE AMK.
H: Tamam bee.
***
Chris ve Seungmin uyuyorlardı, Chris uyuyamasa da yanındaki beden onu rahatlatıyordu. Aklına sürekli dolaptaki yaşadıkları geliyordu, küçüğünün dominant hâlinin fena seksi olduğunu düşünüyordu. Kendini Seungmin'e karşı durduramıyordu, kollarıyla yataktan destek alıp küçüğünün üstüne çıktı, Seungmin gözlerini açtığında gördüğü karşısında gözleri büyüdü, kızardı.
C: Seni istiyorum.
Seungmin kafasıyla onaylayıp ellerini sevgilisinin çıplak sırtında gezdirdi. Büyük olan da küçüğünün tişörtünü bir fazlalık olarak görüyor olmalıydı ki, onu bir çırpıda çıkardı. Seungmin'in boynundan başlayıp kasıklarına kadar ona öpücükler bıraktı, küçük olan da kısık sesle mırıldanıyordu. Mırıldanması diğerinin hoşuna gidiyordu, küçüğünün boynunu sertçe öpmeye başladı, ama bu sevgi dolu nazik bir öpücük değildi, küçük olan da bunu anlamıştı ve mırıldanmaya devam ediyordu.
"Adımı söyle, Min."
Seungmin, Min ismini çok sevmişti. Büyüğünün ona Min demesi çok hoşuna gidiyordu.

Chris dudaklarını daha çok bastırdı, Seung'un boynunu keskin bir şekilde ısırınca küçük olan istemsizce inledi.
"Adımı söyle, Min. Adımı söyle."
"Chris."
"Tekrar."
"Chris!"

Seungmin büyüğünün ismini istemsizce sayıklamaya başlamıştı, Chris dudaklarını altındaki küçük bedenin boynundan çekip göğüs uçlarına bastırdıktan sonra zevkle mırıldanıyordu, Seungmin de zevk içinde inliyordu. Büyük olan eliyle küçük olanın ağzını kapatıp dudaklarını küçük olanın kasıklarında gezdirdi.

sukur sonunda yb geldii
yazarken buharlastim imdat
bi de lutfen ghost okuyucu olmayin bi oy bi yorum be

guitar,,chanminWhere stories live. Discover now