XIV

175 30 53
                                    

"Seni çok özledim."

Bu cümleden sonra Seungmin'in kasığına ağrı girmeye başladı, ellerini Chris'in omzuna koydu. Büyük olan kendini küçük olana iyice yaklaştırıp aralarındaki mesafeyi sıfırladı, küçük olan dudaklarını yavaşça büyük olanın dudaklarına yaklaştırdı ve birleştirdi.
***
Chris onu gerçekten çok özlemişti, her gün görse bile.
Zaten New York'ta geçirdiği son günleriydi, bir daha Seung'u ne zaman görebilirdi bilmiyordu. İçini onu göremeyecek olmanın korkusu kaplıyordu ama şuan ana odaklanmaya çalıştı.
Seungmin'i kucağına alıp zaten sıfırlanmış olan mesafelerini daha da sıklaştırdı, Seungmin elini Chris'in boynuna sardı, onu daha çok içinde hissetti. Chris işi burada bitirmek istemiyordu, dilini nazikçe Seungmin'in diline değdirdi, elinin birini bacağından çekip iki parmağını küçüğünün çenesinin altına koydu.
Küçük olan bir eliyle büyüğünün karın kaslarına dokundu, gerçekten bunu hissettiği için şanslı hissediyordu.
Kapı açılma sesi duyuldu, ikisini de bir panik sardı. Öpüşmeyi bıraktılar ama Seungmin hâlâ Chris'in kucağındaydı.
Gelen Changbin ve Jeongin'di.
CB: AAAA! NOLUYO LAN!?
Changbin bir eliyle Jeongin'in gözlerini kapattı.
CB: Sen görme küçüğüm, ayıp.
S: Ay ne abarttın sen de Binnie.
Chris gülüyordu ama utançtan da bir şey diyemiyordu, neden utandığını da bilmiyordu. Aslında onların çift olduğunu herkes biliyordu ama utanç duygusuna engel olamıyordu.

I.N: Binniee, gözümü aç bir şey diyeceğim!
I.N: Bugün eğer iyiysen hastaneden çıkıyorsun Channie Hyungg~
CB: İyi iyi, görmüyor musun sevgilisini nasıl da öpüyor hyungum benim.
C: CHANGBIN KAFANA ŞU SERUMU FIRLATMADAN ÇIK.
CB: Amaaan tamam be.

Changbin Jeongin'in elinden tutup odadan çıktı.

Odada sadece küçük olan ve büyük olan kaldığında utanç içinde birbirlerine baktılar.
Chris küçüğünün yanağını öptü.

C: Tatlım, utanma. Zaten bizim çift olduğumuzu biliyorlar.
S: Bilmiyorum, değişik hissettim.
C: Ben de.
C:Gel şuradan çıkalım artık.
S: Diğerlerine de haber vereyim.

Bir süre sonra Seungmin, diğerleri ve doktor içeri girdi.

?: Vay, iyi ve güçlü görünüyorsunuz Bang.
C: Teşekkür ederim.
J: Bizim Hyung'umuz o, tabii ki güçlü olacak.
CB: Tabii oğlumm.

Odadaki herkes güldü ve bir süre sonra gerekli işlemleri yapıp hastaneden çıktılar.

I.N: Hadi bu mükemmel anı kutlamak için gidip pasta yiyelim!
F: AAAA ÇOK İYİ FİKİR!
M: İtiraz istemiyorum, bence de gitmeliyiz.
J: VAR YAA SÜPER OLURR!
CB: Bak bak sevgilisi gidelim diyince nasıl da atlıyor Quokkaaa~
J: Binnie hep dalga geçmek zorunda mısın kardeşim?
C: Tamam gerilmeyin gidelim hadi.
***
Pasta yemeye geldiler, çok tatlı bir ortamdı, etrafa pozitif enerjiler yayılıyordu. Çiftler birbirlerine pasta yediriyor, sonra hep beraber oyun oynayıp sohbet ediyorlardı.

M: Çilekli pasta bu, aç ağzını.
J: Çilekli pasta mıı? Hiç sevmem ayy~
I.N: Sevgilini mi kıracaksın Hanniee?
F: Aaa çok ayıp.
J: İyi be tamam.
J:Aa güzelmiş aslında!
M: Bak bana güvenince nasıl güzel oluyor her şey.
F: Hadi şimdi doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım!
CB: E hep onu oynuyoruz amk biraz başka bir şey oynayalım.
F: Sadece cesaretlik oynayalım.
J: Aslında buldum! Ben bi karşıdaki mağazaya gidip geliyorum.
***
Kafe kapısının küçük çan sesi duyuldu, Jisung elinde iki şişe içki ve bir kutu Jenga'yla gelmişti.

CB: Bu ne şimdi?
F: Vay, eğlenceli görünüyor.
C: Umarım yine bayılmam.
I.N: HYUNG DEME ÖYLE ŞEYLER.
CB: Aman ne bayılması bee sen güçlüsün Hyung'um.
J: Bakın şimdi. Bu oyunu oynayanlar belki vardır ama yine de anlatacağım:
Jenga'ların her birinin üzerinde görev yazıyor ve yapmazsan ne kadar içki içmen gerektiği yazıyor. Jengaları dizip herkes tek tek çekecek. Üstündeki görevi yapacak. Nasıl?
S: İyi, iyiymiş.
C: Güzel.
CB: Peki hepsi devrilirse?
J: 5 kadeh içki içiyorsun. ( Bu oyunu çok bilmiyorum 5 kadeh içkiyi gotumden salladim arkadaslar)
CB: Abo.
F: Hadi başlayalım.
***
CB: Bir sonraki görevi sen çek ve karşındakıne yaptır yazıyor abo.
CB:Hadi bakalıımm~
CB: OOOOOOOAO
J: HANİ BAKAYIM!
J: AAAAAA
CB: KARŞIMDA SEUNGMIN VAR!
J: Geçmiş olsun.
S: Ne oldu da bu kadar abartıyorsunuz?
CB: Bir tur boyunca sağındaki kişinin kucağına otur.
F: Chris Hyung'la aranız hâlâ bozuk mu  yoksa?
Jeongin güldü ve Changbin'e baktı.
CB: Değil değill, bugün odada ö-
C: CHANGBIN!
J: Tamam gerginlik olmasın, Seung yap şu görevi.

Chris ellerini Seungmin'in beline koyup kendine çekti, Seungmin de Chris'in kucağına oturdu.
"OOOOOOOO"
C: Tamam abartmayın.

Seungmin de büyüğü gibi kıpkırmızı olmuştu ama bu durum ikisinin de hoşuna gidiyordu, Chris ellerini Seungmin'in beli ve bacaklarında gezdirirken kafasını da küçüğünün omzuna koyuyordu.

J: Sonraki göreeevvv~
J: Solumdakine bir soru sormam gerek.
I.N: Buyur.
J: Soru düşünüyorum.
J: BULDUM! Sevgilinden daha iyi ve zengin biri gelip sana çıkma teklifi etse, kabul eder misin?

Jeongin Changbin'e bakarak cevapladı:
I.N: Hayır, ondan daha iyi birini bulacağımı sanmıyorum Jis. Onu asla bırakmayacağım.

Changbin utanarak gülümsedi.
***
Otele döndüler, oyuna orada devam ettiler. Kafaları güzeldi, pastacıdan döndükten sonra Seungmin ve Chris'in aralarının düzelmesini kutlamışlardı.

M: Görevi söylüyorum, hassiktir.
Bir kıyafetini çıkar yazıyor.
Odadan "OOOO" sesleri yükseldi.
CB: İstersen Jisung çıkarsın yaa zaten sevgilisiniz~

Jisung'un zaten kızarmış olan yüzü daha da kızardı ve yanıyor gibi hissetti.

J: CHANG!

Minho görev gereği tişörtünü çıkardı, zaten sarhoşken 7 kadeh daha içemezdi.

Herkes şaşkınlık içinde bağırdı, Jisung yanan yüzünü dizlerinin üstüne koyup kollarıyla kapattı.

H: Tamam sıra bende.
H:Bir sonraki görevi sen çek ve karşındakine görevi ver.
H:Görevi çekiyorum.

H:Channie Hyung.
Şuradaki dolabı görüyor musun?



guitar,,chanminWhere stories live. Discover now