XVII

179 28 31
                                    

Yarım saat sonra sevgilisinin alarmı çalacaktı, şimdi uyandırmayı tercih etti.
Sevgilisinin dudaklarına hafif bir öpücük kondurup konuştu:
"Günaydın bebeğim."
***
S: Günaydın tatlımm!
C: Bugün çok enerjiksin, vay bee~
S: Çok güzel uyudum.
C: Güzel, güzel. Kalk diğerlerini uyandıralım.
S: Olurr~ Ben üstüme bir şeyler giyip geliyorum.
Chris güldü.
C: Sanki hiç bedenini görmedim, aman sen de.
S: YA! Utanırım ben.
C: Dün hiç utandınız mı sanki küçük prens?
S: Of peki burada giyineceğim. Seni de kıramıyorum!
C: Tamam tamam sen giyin. Ben telefonuma bakıyorum.
S: Pekiii.

Chris çaktırmadan sevgilisini izliyordu, karşında sevgilisinin mükemmel bedeni dururken telefona bakamazdı.
Seungmin de bunu farkedip gülümsedi, sevgilisine sarıldı.
Günlük rutin işlerini hallettikten sonra diğerlerinin yanına gitmek için odadan çıktılar.

C: Poz verir misin?
S: Tabiii~

C: İstanbul Beyefendisi falan mısın, bu yakışıklılık ne böyle? S: Beni utandırıyorsunuz Christopher Bang

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

C: İstanbul Beyefendisi falan mısın, bu yakışıklılık ne böyle?
S: Beni utandırıyorsunuz Christopher Bang.

Chris sevgilisinin yanağına hafif bir öpücük kondurduktan sonra konuştu:
"Utanma bebeğim, yabancı yok burada."
Seungmin, büyüğünün tıpkı bir yıldız gibi parlayan gözlerini süzdü.

C: Hadi diğerlerinin yanına gidelim, uyanmışlardır.
***
CB: Bugün nereye gidiyoruuz??
J: EVEEET BUGÜN NEREYEE?
I.N: Bugünki planımız çiftlerin gezmesi, yani herkesin bildiği 3 çiftimiz var.
H: Demek oluyor ki ben ve Felix bu gezide çift oluyoruz.
S: Aynen öyle.
C: Peki, çiftler istediği yere gidebiliyor mu?
F: Tabii kii~
M: Vayy, iyiymiş beğendim bak bunu.
S: O zaman çok oyalanmadan odalarımıza gidelim, 10 dk. sonra buluşalım beyler.
F: Tamamdıırrr~


***
Chris, küçüğünün elini tutmuş onu ilk sarıldıkları yere götürüyordu, orayı çok iyi hatırlıyordu.

C: Hep sen beni bir yerlere götürüyorsun, biraz da ben götüreyim istedim tatlım.
S: Seninle her yere giderim Chris.
C: İşte geldikk!

Tam sarıldıkları yere gelmişlerdi, ikisinin de aklına o sarıldıkları an geldi.
Büyük olan küçüğünün elini kendi sarı saçlarına koydu ve dudaklarını küçüğünün saçlarına kondurdu. Sonra diz çöküp konuştu:

"Benimle birlikte olup hayatımı güzelleştirdiğin, benim sevgimi kabul ettiğin için teşekkürler, Seungmin."

Cebinden bir kutu çıkardı, kutuyu açtı ve tekrar konuştu:

"Zümrüt; aşkın, duyarlılığın ve sadakatin taşıdır. Bu benim sana olan aşkımın, senin hislerinin benim için ne kadar önemli olduğunun ve seni her ne olursa olsun hiçbir şey için bırakmayacağımın temsili.
Lütfen bu küçük hediyeyi kabul et, sevgilim."

Seungmin diz çökmüş ve parlak gözleriyle ona bakan sevgilisinin ellerinden tuttu. Şaşkınlık içindeydi tabii..

"Chris, o kadar romantik bir insansın ki...
Seni çok seviyorum, kalbim sana ait bunu asla unutma.
Bu kolyeyi ne olursa olsun çıkarmayacağım.
Ve sen,
sen aşkın insan hâlisin Chris. Eğer aşk bir insan olsaydı, bu sen olurdun."

Chris gülümsedi ve ayağa kalkıp ucunda küçük bir zümrüt parçası olan zarif gümüş kolyeyi nazikçe iki ucundan tutup sevgilisinin güzel boynunda birleştirdi, küçüğüne sarıldı ve sözlerine ekledi:

"Seni gördüğüm her saniyede gözlerimi kamaştırmayı, başımı döndürmeyi nasıl başarıyorsun bilmiyorum ama bu hissi seviyorum, tatlım."

"Senin bu romantikliğin beni büyülüyor Chris."

Sarı saçlı olan, kahverengi saçlının dudaklarını kendi dudaklarıyla birleştirdi.
6 adam Jisung'un elindeki hoparlörle "Until I Found You" çalarken alkışlayarak ikilinin etrafında toplandılar.
Büyük olan şaşkınlıkla küçüğüne baktı, küçük olanın da şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşamanın etkisiyle ağzı açık kalmıştı.

C: NE OLUYOR?
CB: NE OLACAAAK, BEST ÇİFTİMİZİ KUTLUYORUZ!
S: NEREDEN ÇIKTINIZ?
J: Nereden olacak, sabahtan beri sizi takip ediyorduk.
I.N: E dalalım dedik biz de.
M: Jisung'un küçük hoparlörünü hep yanında taşıması işimize yaradı.
F: E HADİ DANS EDİN AA!
CB: Tamam sessizlikk~

Chris elini bir prens edasıyla sevgilisine uzattı ve sordu:

"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Seungmin, sevgilisinin uzattığı eli tuttu ve yanıtladı:

"Elbette, prensim."

Herkes sevinç içinde bağırmaya başladı ve bir süre sonra ortam sessizliğe büründü. Genç çift ağaçların arasında o kadar uyumlu ve güzel dans ediyorlardı ki, onları izleyen 6 kişi kendilerini bir masalın içindeymiş gibi hissediyorlardı. Şarkıyı söylemeye başladılar, o gün kuşlar bile onların mükemmelliği karşısında susmuşlardı.

Georgia, wrap me up in all your
I want you
In my arms
Oh, let me hold you
I'll never let you go again, like I did
Oh, I used to say

I would never fall in love again until I found her
I said I would never fall, unless it's you I fall into
I was lost within the darkness, but then I found her
I found you

Heaven
When I held you again
How could
We ever just be friends?
I would
Rather die than let you go
Juliet to your Romeo
How I heard you say

I would never fall in love again until I found her
I said I would never fall, unless it's you I fall into
I was lost within the darkness, but then I found her
I found you

I would never fall in love again until I found her
I said I would never fall, unless it's you I fall into
I was lost within the darkness, but then I found her
I found you

guitar,,chanminWhere stories live. Discover now