XXIII

77 20 46
                                    


ortaligin amina koymaya geldik gencler selam
SAHNEYE GERI DONDUM RESMEN COMEBACK

***
saat 17.36
sanat müzesi'nde
seungmin/chris

İkisi de tabloların güzelliklerini inceliyorlardı, ama tablolar onların umurunda olan şeyler değildi. Sevdiği kişinin yanında olmak, bunu bilmek ikisini de heyecanlandırıyordu.

Chris, Seungmin tablolara dalmışken gizlice onun fotoğraflarını çekiyordu, Seungmin'in bunu farketmemesi bir hayli garip olsa da içinde bulundukları ortam güzeldi, ortamın tadını çıkarmaya odaklanmışlardı.

"christopher, bir gönderi paylaştı*"

***
Sürücü koltuğundaki büyük olan, arka koltukta oturan Seungmin'e aynadan bakıp gülümsedi:

"Konserine gelip seni izlemek için sabırsızlanıyorum, bebeğim."

Seungmin aynaya bakıp gülümsedi, o da sevgilisi gibi heyecanlıydı.

Geldiklerinde Seungmin arabadan indi, Chris ona şans diledi ve içini güzel duygular kaplarken parmaklarını arabanın direksiyonuna sardı, yorgun ama sevinçli ve gururlu gözlerini yola odaklayarak oradan ayrıldı.

saat 19.37

Yolda ilerlerken bir mekanı gözüne kestirdi, buradaki son günlerinin de tadını çıkarmak, olabildiğince eğlenmek ve kafasını dağıtmak istiyordu.
Arabasını park edip mekanın kapısına doğru ilerledi, büyük ve ihtişamlı kapıların önündeki görevliler onu hemen tanımışlardı, Chris onlara selam verip içeriye girdi.

İçerisi de oldukça güzeldi, hafif bir klasik müzik eşliğinde insanlar mütevazı bir şekilde önündeki içecekleri yudumlayarak sohbet edip, gülüyorlardı.
Chris karşıda duran mavi koltuğa oturdu, garsona siparişini verdi ve telefonunu eline aldı. Instagram'da gezinmeye başladı.

***

F: Ya ama Jisung, oyunbozanlık yapmasana be çocuk!

J: YAA TABİ FELİX, SEN GÖTÜNDE 20 KART SAKLAYIP UNO DERKEN İYİYDİ Dİ Mİ?

Herkes gülme krizine girdi, sonra Changbin ortaya bir kart attı.

CB: YA TAMAM DÜZGÜN OYNAYALIM İŞTE SUSUN!
M: Bücür haklı.
CB: LINO BANA BİR DAHA BÜCÜR DEME.

Otelin kapısında pratikten dönmüş, yorgun bir Jeongin belirdi.

-I.N: Ne bağırıyonuz amk.-

I.N: Sesiniz dışarı geliyor ne yaşıyosunuz?

CB: Uno oynamaya çalışıyoruz.
F: Seung nerede?
I.N: O daha pratikte, iyice pratik yapıp konser sahnesine tereddütsüz çıkmak istiyormuş.
F: Hmm anladım.
J: Jeong sen de bizimle oynasan?
I.N: Çok yorgunum şu an biraz dinlenmem gerek.
J: Pekii.
CB: Ben sıkıldım amk oynamıyorum.
M: Ben de.
J: E o zaman ne yapalım?
F: FİLM İZLEYELİM!
M: Ne izleyeceğiz?
F: Drama nasıl?
J: Oluurrr~
M: Olur o zaman.
CB: Hele HAN'ımcıya bak sen.
F: HAN'ımcıııı~
M: Evet HAN'ımcıyım.

Minho Jisung'a bakıp gülümsedi.

Herkes ufak bir kıkırdadıktan sonra Felix brownie yapmaya gitti, Jisung da diğerleriyle filmi seçiyordu.

O sırada Jeongin, kısa bir duşun ardından pijamalarını giyip yatağına uzanmıştı, konseri düşünüyordu. Gerçekten de harika bir konser olacaktı, konser kıyafetlerinin üstünde nasıl duracağını düşündü. Öyle yorgundu ki hemen kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

guitar,,chanminWhere stories live. Discover now