XXII

132 20 43
                                    

bölüm için şarkı önerileri:

♪: fever
enhypen
: overdrive
i.m

saat 08.12

Herkes toplanmıştı, iki kişi hariç:
Lee Minho ve Han Jisung.
***
CB: Nerede lan bunlar?
I.N: Oteli birimiz dolaşıp arasa?
F: Hiç bilmiyorum ama geçen onların odasından tıkırtılar ve kapı sesi geldi. Büyük ihtimalle otelde değiller.
H: Kahretsin, nereye gitmiş olabilirler ki?
S: Bir arasanıza şunları.
C: Ben Jisung'u ararım.

Chris, Jisung'u birkaç defa aradı, hiçbir şekilde ulaşılamıyordu.

I.N: Tanrı aşkına, nerede bunlar? Korkmaya başladım.
C: Merak etmeyin çocuklar, başlarına kötü bir şey gelmemiştir. Hem korumaları var.
S: Ya korumasız gittilerse?
I.N: Belki Felix yanılıyordur, oteldelerdir?
H: Hayır, ben Felix'le aynı odadaydım. Sesi ben de duydum, gittiler.
F: YA BAŞLARINA BİR ŞEY GELDİYSE?! Ben dayanamam, aramaya çıkıyorum.
H: Lix, nereden bulacaksın onları?
CB: SİKEYİM BÖYLE İŞİ! İNSAN ÇIKMADAN HABER VERİR!! HEM TELEFONLARINA BİLE ULAŞILAMIYOR!!
C: Sakin olun lütfen. Başlarına bir şey gelmediğini düşünüyorum, eğer öyle bir şey olduysa da onlar başlarının çaresine bakarlar.
***
o gece
lee minho/han jisung

Minho kollarını yatağın iki kenarına koyup Jisung'u yatak ve kendisi arasında bıraktı.
Jisung yatağa uzandı, Minho Jisung'u kucağına oturtup dudaklarını tekrar birleştirdi. Yavaşça kendi tişörtünü çıkardı, ardından sevgilisininkini.
Sevgilisinin çıplak bedenine dudaklarını kondurdu, boynunu öpücüklerle süslüyordu.
Jisung anın verdiği zevkle yavaşça mırıldanıyordu.
Minho sevgilisinin vücuduna hayrandı. İnce beli, güzel kokusu, kasları... Her şeyiyle onu istiyordu.

Gece de her şeyiyle mükemmeldi, tıpkı bu iki gencin aşkla parlayan gözleri gibi yıldızlar bu gece daha ışıltılılardı.

Minho, küçüğünü kucağına oturttu, elleriyle belini kavradı. Dudaklarını sevgilisinin boynuna yaklaştırdı, Jisung hissettiği sıcaklığı seviyordu.
Büyük olan fısıldadı:
"Beni ellerinle sar, Jisung."
Küçük olan kollarını Minho'nun sırtına doladı, büyük olan küçüğünü belinden kavradı, iyice kendine yaklaştırdı ve bedenlerinin arasındaki mesafe sıfırlandığında Minho dudaklarını sevgilisinin boynundan çekip elini küçük olanın çenesine koydu.
Dudaklarını Jisung'un tapılası dudaklarına yaklaştırdı, gözlerini küçüğünün gözlerinde dolaştırdı.
Jisung gözlerini kapattı, dudaklarını daha da yaklaştırdı. Aralarında sadece milimetreler kalmıştı.
Minho da gözlerini kapatıp dudaklarını sevgilisinin dudaklarıyla birleştirdi, ellerini tekrar Jisung'un ince belinde birleştirdi.
Küçük olan bir elini büyüğünün eline götürdü, eli tutup kendi göğsünün üstüne koydu ve gezindirdi.
Nefesinin tükendiğini hissettiğinde yatağa uzandı mavi saçlı küçük olan, mor saçlı büyüğü de onun yanına uzandı.
M: Bu kadar yeter, hm?
J: Ama ben seni istiyorum!
M: Shhh, iyi geceler tatlım.

Jisung kafasını Minho'nun boynuna gömdü, büyük olan da ona sarıldı ve bir süre sonra kendilerini uykunun kollarına bıraktılar.
***
saat 09.15

Chris elindeki bardağı yere düşürdü, elleri titriyordu. Ne kadar endişeli olsa da soğukkanlı olmaya çalışıyordu, liderlik ve koruyuculuk duygularını dibine kadar hissediyordu.

CB: Kahretsin! Artık gerçekten endişelenmeye başladım, onların başına bir şey gelirse gerçekten dayanamam.

Jeongin, Bin'in elini tuttu ve ona sarıldı.

I.N: Lütfen sakin ol, elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Hem başlarına kötü bir şey gelme olasılığı çok düşük.
F: Bu arada Minho'nun menajeri falan yok mu? Onu arasak?
S: Numarasını nereden bulacağız? Elimizdeki tek numara Minho ve Jisung'un numaraları, onlar da kapalı.
C: Aslında.. Başlarına kötü bir şey gelmediyse tüm gece nerede kalmış olabilirler?
CB: Bar ve..
C: Minho'nun evi.
S: Barda kalmış olamazlar, ikisi de ünlü ve haberleri yayılırsa sıçarlar.
I.N: Hem bir gece boyunca kalmak zor.
F: Ben dayanamıyorum, Minho'nun evine gidelim o zaman!!
C: Hadi gelin.

Arabalara binip Minho'nun evine doğru yola çıktılar.
***
Korumalar eve dalmaya çalışan Changbin'i tutuyorlardı. Dışarıdan gelen bağırış sesleri Minho'nun odasına kadar geliyordu, Jisung irkildi.
J: Dışarıda neler oluyor?
M: Bekle tatlım, ben bakmaya gidiyorum.
J: Hayır, bu tehlikeli olabilir!
M: Hayır Jisung, endişelenme. Gidiyorum.
J: Beklee.. BU BİZİMKİLERİN SESİ!!?
M: Haydaaa..
J: Telefonları almadan gelirsek böyle olur işte.
M: Asistanıma da mı ulaşamadılar? Ah aptal asistan..
J: Hadi gidelim onların yanına.

Minho kapıyı açtığında bağırış sesleri kesildi, Changbin'in kolundan tutup kavgayı ayırdığında konuştu:

"Kardeşimi rahat bırak, bu ne cüret? İşinize dönün."

Korumalar oradan uzaklaştı, Chris önde diğerleri arkada Minho ve Jisung ikilisinin etrafını sardılar.

CB: ÖDÜM BOKUMA KARIŞTI LAN! NEREDEYDİNİZ?
F: BİR ŞEYİNİZ VAR MI? İYİ MİSİNİZ?
S: Ulan konser öncesi size bir şey olsaydı kaldıramazdık.
C: Çocuklar bi sakin olun.
M: Şey aslında..
I.N: YOKSA SİZİ KAÇIRDILAR MI?
J: Yok öyle bir şey değil.
M: Dün sadece oturup film izlerken bir şeyler atıştırdık.
J: Endişelenecek bir şey yok yanii, rahat olun.

CB: ULAN SİZİ BULMAK İÇİN DEDEKTİF BÜROSUNA DÖNDÜ OTEL!

J: E polisi arasaydınız?
F: Diyene bak hele, telefonları niye almadınız lan?
J: Unutmuşuz ehe~

S: Kendinizi de unutsaydınız bari.

C: Neysee, sonuçta olayın sonu iyi bitti, ona bakalım.
F: E madem hadi otele dönelim.

nerelerdeydim ben yaa

guitar,,chanminWhere stories live. Discover now