XI

169 30 28
                                    

***
Sabah olmuş, 7 adam toplanmış yeni çıkan şarkının dinlenmeleri hakkında konuşuyorlardı. İçeriye 7 adamdan daha geç uyanmış Changbin koşarak girdi.
CB: YAYINLANAN MAGAZİN HABERİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Herkes kafalarını olumsuz anlamda salladı.
C: Ne zaman yayınlanmış?
CB: Bugün sabah. Ve sizin için hiç iyi haberler yok, Seungmin ve Chan Hyung.
C: Kahretsin.
S: Ship haberleri mi?
CB: Dün biz Doğruluk mu Cesaretlik mi oynarken...
Chan Hyung'un Seungmin'i öptüğünün fotoğrafını çekip paylaşmışlar. Her yere yayılmış.
J: AMINA KOYDUKLARIM!
F: Bunların davranışlarını cidden anlayamıyorum. Özel hayata karışmaları kadar boktan bir hareket yok.
I.N: Hyung, Seungmin. Biz her zaman arkanızdayız.
CB: Eğer nefret söylemi almaya başlarsanız bize söyleyin, gidelim bakalım bize de bulunsunlar nefret söyleminde.
M,H: Biz de arkanızdayız.
C: Ben...
Keşke o 5 kadeh birayı içseydim de böyle bir şey yapmasaydım.
CB: Hyung saçmalama.
J: Öyle bir şey yaptırdığım için özür dilerim, hyung. Ama bizden kimsenin bir suçu yok, amacımız sadece eğlenmekti.
F: Hyung senin hiç bir suçun yok. Jisung'un dediği gibi, aramızdan kimsenin bir suçu yok.
CB: Bütün suç o haberi yayan orospu çocuklarında.
I.N: Böyle bir şey yapmaları çok saçma.
M: E şimdi olan olmuş, ne yapmamız gerektiğine bakalım.
H: Bakın, ne kadar nefret söylemi alırsanız alın, takmayın.
F: Evet zaten yakışan bir çiftsiniz yaa~
S: Teşekkürler çocuklar.
C: Ben de teşekkür ederim.

***
Ship haberlerinden dolayı dışarı çıkıp oyalanamıyorlardı, bu yüzden otelde vakit geçiriyorlardı. Seung'un odasında Seungmin ve Chris, her zamanki gibi takılıyorlardı ama bir fark vardı.
Bugün neredeyse hiç konuşmamışlardı. Chris bu duruma daha fazla dayanamadı.

C: Seungmin.
Seungmin arkasını dönüp Chris'e baktı.
C: Neden benimle konuşmuyorsun Seungmin?
Chris'in yanına oturdu.
S: Chris.. Ben..
C: Ship olayları yüzünden soğudum deme. Lütfen, Seungmin.
S: Chris...

Chris'in gözleri doldu.

C: Bana bunu yapma, Seungmin.
Ben senin için canımı bile verebilecekken...
Senin böyle yapman acıtıyor.
S: Chris. Çok fazla nefret söylemi almaya başladık. Telefonumun bildirimleri susmuyor.
C: Bu beni sevmene engel mi, Seung?
S: Chris, ben yapamam. Eğer böyle devam ederse...

Chris zar zor konuşuyordu. Boğazında düğüm oluştu.

C: Seung, daha biz bile olduğumuzu yeni yeni kabul etmeye başlarken böyle yapman...
S: Chris, lütfen bana kırılma. İkimiz için söylüyorum.
C: Her ne olursa ve olacaksa olsun, ben seni seviyorum. Seni sevmeye de devam edeceğim, Seungmin.

Chris ağlıyordu.

C: Ben seni seviyorum.
S: Ben de seni seviyorum Chris.
C: İyiliğimiz için yaptığını söylüyorsun ama...
Ben sensiz yapamam Seungmin.
S: Bana güven.

S: Bir saate gelirim.

Seungmin odadan çıktı.

Chris kapıya bakıp hıçkıra hıçkıra ağladı... Sevdiğinden bunu beklemiyordu. En küçük olayda aralarının bozulmasını beklemiyordu. Ama onu çok seviyordu. Onsuz yapamayacağını iliklerine kadar hissediyordu, bağlanmıştı. Ağlamaktan titriyordu. Bu titreme ve bu ağlama korku, hayal kırıklığı ve bütün depresif duyguların dışavurumuydu.
Diğerlerine belli etmek istemedi, sessiz sessiz ağlıyordu.
Diğerlerine yük olmak istemiyordu, bu yüzden onların yanında depresif davranmamaya çalışıyordu.
Artık Seungmin'in odasında kalamazdı, Seungmin'in onu istemediğini düşünüyordu.

seung
1 yeni mesaj*

Chris.. Nefret söylemleri almaya devam ediyoruz.

/Seung, ben oda 107'ye gidiyorum. Felix'le konuştum, yer değiştireceğiz.
görüldü*

Seungmin bunu yaptığı için pişman olmuştu, Chris'i kırdığını hissetti.
Chris kırıldığını kimseye belli etmemeye çalışıyordu.

***
J: Hyung.
C: Söyle Jis.
J: İyi misin sen?
Ben tanırım Hyung'umu. Sana bir şeyler olmuş.
C: Yok bir şeyim.
J: Var var.
HYUNG?
YOKSA SEUNG'LA ARANIZ MI-
C: Sus Jisung.
J: Tamam demek ki bozuldu. Anlat, Hyung. Anlatırsan rahatlarsın.

Chris olanları anlattı.

J: Vay bu da çok hassasmış haa. En küçük olayda böyle davranıyorsa ohooo...
C: Bilmiyorum, Jisung. Ne olacağını bilmiyorum. Sadece üzülüyorum.
J: Kafanı takma Hyung. Düzelecek.

Jisung, Chris'e sarıldı. Chris kendini daha fazla tutamıyordu, ağlamaya başladı.

C: Sana söylediklerimi Changbin'den başka kimseye söyleme Jisung.
J: Söylemem Hyung'um. Lütfen ağlama,  içim parçalanıyor. Sen bizim güçlü Hyung'umuzsun. Lütfen. Yapma kendine.
C: Daha güçlü olmaya çalışacağım canım kardeşim.
Teşekkür ederim.
J: Ben bi Changbin'e mesaj atayım istersen. O da gelsin, üçümüz bi konuşalım.

Chris gözündeki yaşları silip kafasını onaylama anlamında salladı.

binnie

binnie kos anlatacaklarım var
chris hyung agliyor olm cok kotu olmus adam
görüldü*

İçeriye sinirli bir Changbin girdi.
CB: HYUNG NE OLDU?
İYİ MİSİN?
BAK EĞER NEFRET SÖYLEMLERİYLE İLGİLİYSE-
C: Changbin sakin ol. İyiyim.
J: Geç otur kardeşim.
CB: He anlatın şimdi.
Olanları Chris yine anlattı.
CB: ULAN BAK
O KÖTÜ YORUM YAPANLARIN DA HEPSİNİN-
CB: BİZ NE DURUYORUZ LAN!?
SEUNG'U DA ALALIM DOĞRU DÜZGÜN KONUŞALIM ŞUNUNLA.
J: HARBİ LAN!
C: Oğlum durun hayır. Biz anlaşarak ara verdik işte.
CB: Hyung görmüyor musun en küçük problemde hemen demiş ki "ben yapamam"?
CB:NE LAN BU ŞARJI BİTMİŞ TELEFON MU AMK?
C: İyiliğim için söyledi Binnie.
J: Hyung ne iyiliği tanrı aşkına?
Ağlamaktan gözlerin kızarmış ne iyiliğinden bahsediyorsun?
C: Çocuklar. Böylesi benim için daha iyi, lütfen. Bir sorun çıkarmayın. Sadece olayı bilin istedim.
CB: Hyung sen bilirsin ama bak..
J: İhtiyacın olunca söyle Hyung. Her şeyi kendin halletmeye çalışma.

***
Tekrar gece olmuştu. Jisung uyuyordu, Chris de camdan dışarıyı izleyip ağlıyordu.




guitar,,chanminWhere stories live. Discover now