⁶mühür

698 70 5
                                    

******

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


***
**
*

Her şey karmakarışıktı. Zihnindeki karmaşa onu yoruyordu.
Yine de bir karar verdi, omegaya yardım etmeyecekti. En azından şimdilik.

Araştırmalarının sonucunda bu işte bir terslik olduğunu fark etmişti elbette. Bu durum onu neden ilgilendiriyordu ya da kendisini tehlikeye atmasına değer miydi bilmiyordu bu yüzden risk almak istemedi.

Aldığı yanlış kararlardan burnu yeterince sürtmüştü, en fazla ne olabilir ki diye girdiği işlerden en fazlasını yaşayıp görmüştü sürekli. Bir şeyleri düzeltmeye yeni yeni başlamışken dibe dönmek istemiyordu yeniden.

Neler dönüyor henüz tam olarak anlamış değilim. Ben karar verene kadar iletişime geçmeye çalışıp sorun çıkartma.

Elindeki kağıdı kapının altına ittirip cevabın gelmesini bekledi. Omega tıkırtı sesleriyle bunaltıyordu onu sürekli, buna son vermeliydi.
Sonunda cevap geldiğinde hızlıca eline aldı kağıdı.

Tamam tamam, nasıl istersen. Ben bekleyeceğim kararını ama şey, ne kadar zamanım kaldı emin değilim Jeongguk elini çabuk tutmaya bak olur mu?

Heyecanla hızlı yazdığından ve damlayan göz yaşlarından olsa gerek kelimeler zar zor okunuyordu. Onu umutlandırmak istemiyordu ama başka ne yapabileceği hakkında hiçbir fikri yoktu açıkcası.
Yüzündeki buruk ifadeye engel olamazken kapıya iyice yaklaşıp fısıldadı.

"Ağlama artık"

Ağlama sesleri minik iç çekişlere döndüğünde istemsizce tebessüm etti.

~

Karar vermesine vermişti ama bir türlü susmuyordu zihni. Ters giden bir şeyler vardı. Vicdanından mı geliyordu bu ses yoksa kalbinden mi bilemiyordu bir türlü.

Bir dedektif edasıyla sürdürüyordu araştırmasını. Bulduğu her haberi okudu, evde ulaşabildiği her yere göz attı ama asıl bilgiyi hiç beklemediği bir yerden edinmişti; personel mutfağından.

Jeongguk başlarda sadece emir yağdırmak için gidiyordu evdeki personellerin yanına fakat kahvesini alıp köşesine çekileceği bir anda duydukları onu heyecanlandırmıştı.

Mutfakta çalışan orta yaşlı kadın ve onun kızı olduğunu öğrendiği, yanında çalışan genç kız her şeyden haberdardı. Üstelik boş boğaz olmaları ve zamanlarını evdeki diğer personellerle dedikodu yaparak geçiriyor olmaları büyük bir fırsattı.
Böylece Jeongguk iletişim kurmaya bile gerek olmadan sadece duyduğu dedikoduları dinleyerek hemen hemen her şeyi öğrenmişti.

Yoongi'nin ailesi oldukça güçlü ve nüfuzlu bir aileydi öyle ki bilinen soylarında hiç omega aile üyesi yoktu. Bütün omegalar evlilik yoluyla girmişti aileye. Yoongi'nin omega olması onlar için utanç verici olmuştu bu yüzden. Babası tüm şirket işlerini Yoongi'nin alfa olan küçük kız kardeşine yaptırıyordu bu sebeple. Üstelik kız yeni reşit olmuş bir veletti sadece.

Bay Lay'le evlendirilmesinin sebebi güçlerini pekiştirmek içindi şüphesiz. Bir an önce Yoongi'den kurtulmak için de iyi bir fırsattı üstelik. Ancak işler bekledikleri gibi gitmemişti. Sinsi patronu omeganın yanı sıra şirket hisselerinin yarısını da almıştı onlardan.

Başlarda taktığı ideal damat maskesi Yoongi'yle evlendikten ve hisseleri üzerine geçirdikten bir süre sonra düşmüş Min ailesini avuçlarının içine almıştı bir anda.

Tabi bu andan sonra tüm kapılar açılmıştı adamın önünde, o da zevkle kurulmuştu iş dünyasının başına.
Başlarda sadece Inferno adındaki biricik gece kulübü vardı fakat şimdi her şeye sahipti.

Yoongi ise her şeyini kaybetti. Okulunu, evini, arkadaşlarını... Bütün hayatı son bir senedir arasından çıkamadığı dört duvardan ibaretti.

Sevmemişti, hayır hiç sevmemişti eşini. Başlarda taktığı o iyi adam maskesi varken bile yüzünde, Yoongi hiç sevememişti karşısındaki adamı. Tek isteği ailesinden onay almaktı bu yüzden her zamanki gibi ona ne dendiyse yapmıştı.

Evlendikten sonra her şey daha da zorlaştı çünkü adam ona anlayış göstermeyi tamamen bırakmıştı. Asla izin almıyordu, ne hayatına dokunurken ne de bedenine. Okula gitmek için hazırlandığı bir sabah evden çıkmak üzereyken öğrenmişti artık okuyamayacağını. Israr ettiğinde sağlam bir dayak yediğinden, değil okula gitmek odasından çıkacak gücü bile olmamıştı bir ay boyunca. Kapatıcılarla ve kremlerle dolmuştu makyaj masası.

Resmi olarak evli olsalar da hiçbir zaman eşi olmamıştı karşısındaki adam. Bedeni mührünü kabul etmemişti bir türlü. Üstelik adamın bitmek bilmeyen denemeleri yüzünden harap oluyordu bedeni.
Mührü kabul edilmediği için deliye dönüyordu adam Yoongi ise onun her dokunuşunda biraz daha ölüyordu.

Omegası ona küsmüştü. Ne kızgınlığa girebiliyordu ne de hamile kalabiliyordu. Alfa bu duruma tahammül edemediği için binbir çeşit ilaç veriyordu ona.
Yoongi'nin bedeni o kadar hırpalanmıştı ki bir süre sonra adamın onu hapsetmesi gerekti. Ne kapatıcılar ne de kremler yeterli değildi.

Jeongguk tüm bunları öğrendiğinde omuzlarında dayanılmaz bir ağırlık hissetti. Oysa ki henüz en derin yarasını görmemişti bile.

Yine köşesine çekilmiş telefonundan haber sitelerine bakıyordu. Yoongi'nin tebessüm ettiği bir fotoğraf bulduğunda hızlıca üstüne tıkladı. Fotoğraf ekranı kaplarken baş parmaklarıyla siyah saçları sevdi istemsizce. Parmak uçları önce saçlarında sonra güzel yüzünde dolandı. Boynuna geldiğindeyse iç çekip mühür kısmına dokundu yavaşça. Sanki telefona değilde Yoongi'ye dokunuyor gibi bir hassasiyet gösteriyordu parmak uçları. Mühürlü olmadığı belli olmasın diye yapılmış olduğunu öğrendiği dövmede gezdirdi parmaklarını. Lucifer's angel.

lucifer's angel •yoonkook• ✓Where stories live. Discover now