²³yüzyılın vitası

414 57 33
                                    

******

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***
**
*

"Korkma güzelim, kötü hissedersen hemen yanına geleceğim tamam mı?"

Yoongi mızmızlanmaya devam etti. Jeongguk onu hapishane sürecinde tanıştığı bir psikiyatriste getirmişti.

Hapishaneye girdiğinde henüz yetişkin olmadığından rehabilitesi için terapilere katılması gerekmişti. Bu sayede Bay Kim girmişti hayatına.
Adam onu hayata döndürmek için elinden geleni yapmış, reşit olup terapi süreci bitmesi gerektiğinde bile gönüllü olarak onunla ilgilenmeye devam etmişti.

Bay Kim onun hayatına dokunduğu gibi eşinin hayatına da dokunsun istiyordu Jeongguk.

Yoongi hemen hemen toparlanmış olsa da yeterince iyi değildi. Ona tüm sevgisini verse de profesyonel bir yardım da alması gerekliydi.

Bay Kim'le yaptığı görüşmelerde eşinden bahsettiğinde, doktoru omegasını davet etmişti muayenehanesine.
Bu yüzden Jeongguk belki de eşinden sonra yeryüzünde güvendiği tek kişiye getirmişti onu.

Yoongi içeri girmemek için mızmızlansa da alfası onu ikna etmeyi başardığında doktorun odasına adımladılar hızla.

Bay Kim karşısında el ele duran ikiliyi gördüğünde keyifle gülümseyip yerinden kalkarak selamlaştı.

"Hoşgeldiniz, Merhaba Yoongi davetimi kırmadığın için teşekkür ederim."

"M-merhaba, rica ederim benim teşekkür etmem gerekir aslında zaman ayırdığınız için"

Utana sıkıla söylediği sözlerden sonra masanın karşısına dizilmiş çiftli koltuklarda ona gösterilen yere oturdu omega.

Yeni biriyle tanışmak zordu, iletişim konusunda hala sıkıntıları vardı bu yüzden ister istemez özgüveni düşüyor, utangaç bir hale bürünüyordu.

Muhabbet ederek geçirdikleri birkaç dakikanın ardından Jeongguk'un ikiliyi odada tek bırakma zamanı geldiğinde Yoongi güzel bir gülümseme verdi alfasına.

Bay Kim gerçekten çok iyi biriydi ve enerjisi insanı ister istemez sımsıcak yapıyordu. Başlarda çekinse de şimdi çok daha rahattı Yoongi. Bu yüzden eşinin de aklı onda kalmasın diye gülümseyerek gönderdi onu.

İlk seanslarını tamamladıkları sürenin sonuna geldiklerinde Yoongi eline tutuşturulan peçeteyle siliyordu gözyaşlarını.

Anlatmak hatırlamak demekti ve hatırlamak da yaşamak kadar acı vericiydi.

Yine de kendini biraz olsun açabildiği, kendi için bir şeyler yapmaya başlayabildiği için mutluydu.

"T-teşekkür ederim Bay Kim, çok korkuyordum buraya gelmeden önce ama tüm korkumu aldınız"

"Yoongi burada danışan-danışman ilişkimiz var ama unutma ben senin hyungunum, bana Hoseok hyung diyebilirsin. Asla sorun olmaz. Seansımız bittiği için daha rahat konuşuyorum senin için uygun değil mi?"

"Uygun tabi ki Hoseok hyung"

Gülümsemesi yüzünde büyüdü içindeki sıcaklıkla, nasıl bir enerjisi vardı bu adamın anlamamıştı. Kendisini öyle güvende hissediyordu ki...

Hoseok gülümseyerek karşılık verdi. Ki zaten gülümsemesi yüzünden neredeyse hiç eksilmiyordu.

"Sevindim, Jeongguk benim elimde büyüdü sayılır. Onunla ilişkimiz danışan danışman ilişkisinden çok daha farklı bir boyutta, seninle de öyle olmasını çok isterim.

Hatta bir gün bize yemeğe davet etmek istiyorum ikinizi. Eşim Namjoon da bir süredir görmüyor Jeongguk'u. Çok sevinir gelirseniz"

Hoseok bir yandan konuşurken diğer yandan masasının üzerindeki çerçeveyi alıp aile fotoğraflarını gösterdi.

Yoongi fotoğrafa ilgiyle baktı, çok güzel görünüyorlardı.
Parmaklarını Hoseok ve Namjoon'un yanında sarmaş dolaş duran ikiliye dokundurup sordu merakla.

"Çocuklarınız mı?"

Hoseok sarı saçlı, hemen hemen Yoongi'nin boylarında olan çocuğu gösterdi parmak uçlarıyla.

"Oğlumuz Jimin sarıldığı kişi de eşi Taehyung"

"Çok güzel görünüyorlar"

"Siz de çok güzel görünüyorsunuz, Jeongguk'u daha önce bu kadar iyi görmemiştim"

Yoongi keyifle gülümsedi bunları duymak hoşuna gitmişti.

"Böyle olması şaşırtıcı değil aslında ne de olsa ruh eşini bulmuş"

Omega duyduğu kelimeyle şaşkınlığını gizleyemedi, gözleri kocaman açılmış merakla bakıyordu şimdi.

"R-ruh eşi mi?"

"Hmhm, ruh eşi. Neden şok olmuş gibi bakıyorsun bilmiyor muydunuz?"

Yoongi kafasını iki yana salladığında bu sefer şaşıran Hoseok oldu.

"Nasıl yani, nasıl bilmezsiniz? Belirtileri olmuştur mutlaka mühürlendiğinizde. Çiçekleriniz çıkmadı mı?"

"Çiçekler mi? Onlar gerçek mi? Ben onları uydurma hikayeler sanıyordum"

Hoseok gömleğinin kollarından birini sıyırıp sol dirseğini gösterdi Yoongi'ye. Minik bir yıldız çiçeği vardı.

Yoongi şokla çiçeğe bakarken Hoseok devam etti.

"Elbette gerçekler, Jeongguk'un bedeninde ilk dokunduğu yer neresiyse orada olmalı çiçeğin"

Yoongi bir süre düşündükten sonra ayak bileğini açtı hızla. Jeongguk ona ilk kez patlamadan sonra evden çıkarmak için dokunmuştu. Kucağına aldığında pijaması kaydığından ayak bileği açıkta kalmıştı, dokunduğu yer orası olmalıydı.

Sonunda minik frezyayı bulduklarında Yoongi daha ne kadar şaşırabileceğini bilmiyordu.

Nasıl olur da fark etmezlerdi?

"B-bu bu nasıl?"

"Mühürlendikten sonra çiçeğiniz belirginleşir, yakın bir zamandaysa belki ondan fark etmemişsinizdir."

Yoongi geçen haftayı düşündü istemsizce. Alfanın onu, onun alfayı mühürlediği anları...

Aşk sarhoşluğundan olsa gerek gözleri görmemişti hiçbir şeyi.

"Hoseok hyung peki çiçeklerimiz görünmediği halde sen nasıl anladın ruh eşi olduğumuzu?"

Hoseok kıkırdarken cevap verdi karşısında onu kocaman gözleriyle süzen kediye.

"Vita olduğum için hislerim kuvvetli, bağınızı hissedebiliyorum. Bu sayede anladım"

Yoongi bugün daha ne kadar şaşırabilirdi bilmiyordu, gözleri açılabilirmiş gibi daha çok büyürken hayretle baktı yüzyılın vitasına.
Demek bu yüzdendi bedenini saran sıcaklık ve güven hissi.

***
**
*

hoseok'um minik çiçeğim🌸💛🌠💛🌸🌠💫



lucifer's angel •yoonkook• ✓Where stories live. Discover now