³⁵borç

288 47 20
                                    

******

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


***
**
*

Hastaneyi ayağa kaldırdı. Tam olarak yaptığı buydu ama karşılığını alamamıştı. Yoktu, eşi de bebeği de ortalıkta yoktu, onları gören kimse yoktu, hiçbir şey yoktu.

Daha kötüsü omegasını da hissedemiyordu Jeongguk. Bilinci kapalı olmalıydı... Öyle olduğunu ummaktan başka çaresi yoktu en azından.

Hastane polisine ifade verdikten sonra eşi ve bebeği için aramalara başlanmıştı sözde ama Jeongguk bir şeylerin ters gittiğini biliyordu. Onları kimse görmeden hastaneden çıkarmanın imkanı yoktu mesela. Çevresindeki herkes onu geçiştiriyor gibiydi. Kafayı yiyecekti...

Hastanenin bahçesine çıktı nefes almak için ama işe yaramıyordu. Hava cam gibi batıyordu ciğerlerine.
Boğazı düğümlenirken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ailesini koruyamamıştı, tıpkı annesini koruyamadığı gibi...

Ağlayarak geçirdiği sinir krizinin ardından hırsla kalktı ayağa. Bunu Min ailesinin yaptığını elbette biliyordu. Düşmanı belliydi tek yapması gereken eşinin izini sürüp ailesini kurtarmaktı. Evet, buydu. Ama nasıl? Bulsa bile onlara zarar gelmeden kurtarabilecek miydi ailesini?

Zihni düşüncelerle doluyken arabasına atlayıp eve doğru sürdü.
Plan yapmalıydı, bodrum katta yeterince teçhizatı var mıydı mesela? Min ailesinin evine kör dalış yapamazdı.

Eve ulaştığında ceketinin cebinde anahtarını aradı bir süre, sonunda anahtarı cebinden çıkardığında bir kağıt da düşmüştü peşinden. Babasının gitmeden önce verdiği, numarasının yazılı olduğu kağıt.

'Benim gibi adamların dilinden ancak benim gibiler anlar Jeongguk.'

Kağıdı hızla yerden alırken telefonunu çıkartıp numarayı tuşladı.

"Baba y-yardımına ihtiyacım var"

***

Sadece bir kaç saat sürmüştü babasının planı yapması, üstelik Yoongi'yi ve bebeğini sakladıkları yeri de bulmuşlardı çoktan.

Evi uzaktan gözetlerlerken babası Jeongguk'a hatırlatmalar yapıyordu. Alfa kontrolünü kaybederse ailesi zarar görebilirdi.

"Sen sadece işaret verdiğimde aileni almak için içeri gireceksin anladın değil mi? Başka bir şey yapmak yok, unutma en ufak hatada zarar görebilirler."

"Başarabilecek misin?"

"Sana bir hayat borcum var Jeongguk, karşılığı olur mu bilmiyorum ama en azından denemek istiyorum.
Kendi ailemi koruyamadım ama seninkini korumak için her şeyi yapacağım oğlum, bunu sakın unutma."

Alfa duyduğu sözlerle babasına yaklaştı, sarılmak istiyordu. En son ne zaman sarıldıklarını hatırlamıyordu bile. Kollarını babasına sardığında karşılık bulması uzun sürmemişti.

"Teşekkür ederim"

"Hadi gidip aileni alalım"

***

Jeongguk eve biraz daha yaklaştı, planlarına göre babasının iki dakika sonra işaret vermesi gerekiyordu.

Endişeyle beklediği sırada omegasını tekrar hissetmeye başlamasıyla biraz olsun rahatladı. Hayattaydı, eşi hayattaydı.

Sonunda beklediği işaret geldiğinde hızlı adımlarla içeri girdi. İçerisi barut ve kan kokuyordu hemen hemen her yerde parçalanmış bedenler vardı.

Yavru kurdunun ağlama sesini duyduğunda hızla o yöne ilerledi.
Şaşırtıcı bir şekilde karşısına çıkan kimse olmamıştı. Sesin geldiği kapıya ulaştığında Yoongi'yi kucağında bebeğiyle buldu, kapıdan çıkmak üzereydi. Jeongguk eşinin bacaklarının titrediğini ve yalpaladığını görebiliyordu. Hızla omegasını kucağına aldı, Yoongi de bebeğini göğsüne sıkıca bastırmıştı.

Evden çıkıp arabaya ulaştıklarında Jeongguk Yoongi'yi yan koltuğa oturttu.

"Korkma güzelim, hepsi geçti gidiyoruz evimize, sakin olmalısın tamam mı? Bak Gijeok ağlıyor, onu sakinleştirmeliyiz."

"İ-iyiyim"

"Aferin benim güzelime"

Jeongguk sürücü koltuğuna geçip arabayı planladıkları buluşma yerine sürdü.
Bu sırada Yoongi bebeği sakinleştirmeyi başarmıştı.

Hedefe ulaştıklarında arabayı durdurup eşini kendine doğru çekti Jeongguk. Kollarıyla eşini ve bebeğini sardı.

"Çok korktum, size bir şey olacak diye çok korktum Yoongi"

Yoongi dolu gözlerle karşılık verdi eşine.

"B-ben de, ben de çok korktum, Jeongguk sanki dünya kaydı ayaklarımın altından"

Birbirlerine sıkıca sarılan kolları duydukları sesle ayrıldı. Minlerin evi gözlerinin önünde kül olmuştu.

Jeongguk işareti aldığında eve doğru sürmeye başladı. Babasının gelmeyeceğini biliyordu.

Ertesi gün haberlerde gördü onu son kez. Önce Yoongi'yi kaçırdıkları evi, sonra ana malikaneyi ve en sonunda şirket binasını patlattıktan, Min ailesini yeryüzünden sildikten sonra, suikastçiliğin ilk kuralını çiğneyerek teslim olmuştu.

Jeon Jongwo, Kore'nin kırmızı bültenle aranan suikastçisi. Sigarasını içerken, yüzünde geniş bir gülümsemeyle yürüyerek girmişti polis karakoluna.

lucifer's angel •yoonkook• ✓Where stories live. Discover now