|2| Kas Adamın Bana Vurmasını Yeğlerdim

159 33 38
                                    

Changbin'in bakış açısı

Bir saat önce amigoların odasına koliyle girdiğini gördüğüm çocuk odamıza girdiğinde bunun nedeninin müziğin sesi olduğunu anlamak zor değildi.

Bize sesi kısmamızı söylediğinde düşüncem de doğrulanmıştı. Ona kısamayacağımızı söyledim. Bir nevi doğru gibiydi ancak istersek biraz sesi azaltabilirdik ama bu zaman alabilirdi. Hem ses yüksekken grubum daha iyi konstantre oluyordu.

"KIS ŞU MÜZİĞİN SESİNİ!"

Bu sefer bağırarak sormuştu. İlkinden kat be kat daha sert bir şekilde. Onu ilk gördüğümde daha nazik ve yumuşak bir olduğunu düşünmüştüm.

Sanırım bu yumuşaklığın da bir sonu vardı.

"Kısmayacağımızı söyledim. Şimdi olmaz."

"Sana kısmanız gerektiğini söyledim. Bu amigolar bir hafta sonra başlayacak olan turnuvalara yetişecek yetişmek zorunda! Kısın diyor isem kısın!"

"Ben de kısmayacağımızı söylüyorum. Üç hafta sonraki bahar şenliğinde okulunuzu temsil edecek olan müzik grubu biziz."

"Ahah öyle mi?"Sinirden deliye dönmüşcesine ellerini kaldırıp indiriyordu. Kimi zaman elleriyle başını tutup kendini sıkıyordu. "Biz kimiz ki? Kaç yıldır amigo grubuyla ünlü olan üniversitemizi biz temsil etmiyoruz sonuçta. Değil mi?!"

Bu söyledikleri üzerine söyleyecek bir laf bulamamıştım. Ben kendimce ne kadar haklıysam o da kendince o kadar haklıydı. Onu suçlayamazdım.. AMA TABİKİ DE MÜZİĞİN SESİNİ KISMAZDIM!

Sırf o amigo bozuntuları yüzünden kendimi ezdirecek değildim! Benim için önemli olan bu tartışmayı kazanmaktı, yemin ederim ses önemli bile değildi. İnadım tutmuştu ve sonuna kadar direnecektim.

"Üzgünüm, kısmıyorum. Ne yapacaksın? Müdüre mi gideceksin? Üzgünüm ama bizi buraya gönderen o. Ve yapabileceğin tüm söylemleri öncesinde biz ona söylemiştik. Yemin ederim sizinle yan yana odalarda çalışmak isteyen biz değildik."

Bu sözleri söylerken bir yandan enstrümanımı kenara bırakmış üstüne yürüyordum. Aramızda 3 metre kala durdum ve ondan gelmesi muhtemel karşı atağı bekledim.

Ama şaşırtıcıydı. Yalnızca arkasını dönüp gitti... Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Bu kendime olan özgüvenimi kat kat arttırmıştı.

"Arkadaşlar pratikten sonra domatEZZZli döner yemeye gidelim mi?"

Dediğim şeyleri duyan Minho, kafasını şok içinde bakmış olduğu kapıdan bana çevirmişti.

"Piçin tekisin biliyosun dimi? Sırf altta kalmamak içinde onunla didiştin. Başka bir yol bulabilirdik. Hem domatezsiz döner mi olur da domatezz diye bastırıyosun? Özürlü aq"

"Anlamadın o domatezzi dimi Minho? Allah'ın beyinsizinden ne beklersin ki?" Minho'nun söylediklerine cevap veren Jisungla gülmeye başlamıştım. Her ne kadar onların kavgasından hazetmesem de birlikte oldukları takdirde çok tatlı olabileceklerini her zaman düşünmüştüm.

Jeongin'in bakış açısı

Ona vereceğim karşılığı biliyordum. Bana ve amigolarıma yapılan bu saygısızlığa göz yumamazdım. Onu sakince uyarmıştım ama dinlemememe konusunda ısrarcıydı.

Artık tek bir seçenek kalmıştı.(Pide jeongin🤙)

Amigolarla odaya geri döndüğümüzde çalışmamızın tamamen gereksiz olacağını anlamıştım. Çalışsak bile verimli olmayacaktı. Bir ihtimal hariç..

Live to Win//JeongbinWhere stories live. Discover now