|21|Yeongyu

55 14 6
                                    

Changbin'in bakış açısı

İkinci yarı için düdük çaldığında, henüz gelebilmiş olan sağlık görevlisi ile kulübedeydik. Tüm amigolar oturmuş, birbirleriyle konuşuyordu üstlerinden kalkan sorumluluğun rahatlığıyla. Kimisi de jeongin'in başında bekliyordu.

"Durum nedir?" Sonunda işini bitirip kalkan sağlıkçıya sorduğum ilk soru buydu.

"Endişelenecek bir durum yok ama en azından iki hafta kadar ayağının sargıda kalması ve üstüne basmaması iyi olur. Maç bittikten sonra bir hastaneye gidip röntgen cektirmeniz iyi olur gerçi. Şuanda pek bir şey söyleyemem ama ezik olduğunu düşünüyorum. Müdahaleye geç kalınmış."

Sağlıkçı bu sözleri ederken Jeongin de dikkatle dinlemedeydi. Son söylediği sözle kızar bir şekilde Jeongin'e baktım. Bunu görür görmez başını öne eğmişti, evdeki vazoyu kırmış suçlu bir çocuk gibi.

En sonunda sağlıkçı gitmiş ve ben de jeongin'in yanında yerimi almıştım.

Ayaklarını yere indirdi ve bana yaklaştı. Başını omzuma yasladığında gerçek aşkı hissediyordum. Keşke daha önce onu tanısaydım diye düşündüm.

Ben bunu düşünürken hakemden gelen düdük ve Beomgyu'dan gelen sızlanışla sahaya döndüm

Hakim bakış açısı

Çalan düdüğün sebebi oyuncu değişikliğiydi. Hepsi sahaya baktığında Yeonjun'un kenarda oyuna girmek için hazırlandığını görebilmekteydi.

Bu durum en çok Beomgyu'yu rahatsız ediyordu. Tekrar yaşanacak olası bir sakatlanmadan korkuyordu. Yeonjun, onun için sadece sıradan bir insandan ibaret değildi.

Skor tablosuna bakıldığında maç uzatmalara gitmişti. Şimdi ise penaltı atışları vardı.

Yeonjun, maçlarda genel olarak kontrolu daha yüksek bir oyuncu olduğu için koç onu oyuna sokmakta hiç tereddüt etmemişti.

İşte... Şimdi geçen sene kılpayı kaçan kupayı kaldırmak için son bir gol gerekliydi.

Bunun için en iyi oyuncu ise Yeonjun'du.

Topu belirlenen yere koyup geriye çıktığında hakemin düdüğünü bekledi. Sonrasında ise amigo kulübesine baktı.

Herkes bugüne kadar pek çok fedakarlık yapmıştı. Jeongin de dahil olmak üzere...

Kimi zaman derslere yetişememiş, kimi zaman fiziksel olarak yorgun düşmüş, kimi zaman kendilerine destek çıkan birilerini görememişlerdi arkalarında. Ama buna rağmen finale kalmışlardı.

En son Beomgyu'da takıldı gözü. Bu golü atarsa Beomgyu'ya açılacağına dair şartladı kendisini. Ki bu yüzden bile ayağının acısını görmezden gelebilirdi.

Hakemin düdüğü çaldığında tribünlerde oluşan sessizlik başını zonklatmıştı. Sonrasında geriye doğru açıldı ve kaleciyi tanıdı. Aldığı son nefesle en kontrollü olduğunu düşündüğü ayağıyla güçlü bir şekilde topa vurdu.

Nişan aldığı kaleden çıkan file sesiyle kalabalığın gürültüsü birbirine karışırken başardığını hissetti. Sonrasında ise arkadaşlarının kolları arasında kendinden geçiyordu.

Maç bitiş düdüğü duyulduktan sonra turnuvaya katılmış olan tüm takımlar sahaya çağırıldı.

Futbol takımları öndeyken amigo takımları da onların arkasındaydı. Yalnızca **** Üniversitesi futbol takımı öğrencileri arkada ve amigo takımları öndeydi. Futbol takımı, amigoların gösterdiği üstün çabaların farkındalardı.

Live to Win//JeongbinWhere stories live. Discover now