|9|Her Zaman Ben Yanında Olamam

95 28 17
                                    

Jeongin'in bakış açısı

Sakin bir çalışma yapmayalı uzun süre olmuştu. Changbin'in en azından bir gün bize izin vermesiyle oldukça rahat bir prova yapmıştık. Vakit geçtikçe daha da iyi anlaştığımızı zannediyordum.

Yine her zamanki gibi vaktinde kalkmış ve ilk işim olan telefondan gelen mesajlara bakmıştım. Olağanüstü bir durum yoktu. Şuanda her şey stabil bir sekilde ilerliyordu.

Turnuvaların başlamasına dört gün kalmıştı. Bu durum herkesi heyecanlandırıyordu. Her ne kadar bu yeni bir olay olmasa da her sene bu dönemlerde çok heyecanlı oluyorduk.

Ayrıca ayağımın artık ağrımaması beni daha da iyi hissettiriyordu. Vaktimiz arttığı için dinlenmek için daha çok vakit bulabilmistim.

Yine bir prova için okul sonunda odaya doğru yol almıştım. Gelen yüksek seslerden müzik grubunun çoktan çalışmaya başladığını anlamıştım.

Odanın önüne geldiğimde beni bekleyen amigo kalabalığı gözümden kaçmamıştı. Onların da bir olaydan ötürü canları sıkkın gibi görünüyordu.

"Neden içeriye girmiyorsunuz? Size anahtardan bir yedek verdiğimi hatırlıyorum."

"Anlaşılan kapının kilidi değiştirilmiş açılmıyor." diye cevaplamıştı kalabalığın ön tarafında bulunan Yeji.

Bir kere de kendi anahtarımı denemek için çıkarmıştım. Deliğe doğru yaklaştırdığım anahtarın girmediğini fark ettiğimde gerçekten değiştirilmiş olduğunu anladım.

Bunu yapan kişinin Changbin olduğu kanısına vararak öfkeyle onların odasına adımladım.

Ancak biraz aceleci davrandığımı anlamam, ben odaya giremeden karşı koridorda birlikte gelen Changbin ve Seungmin ikilisi olmuştu.

"Hey Jeongin. Beni özledin herhalde. Odamın önünde dikildiğine göre." Changbin'in bu alaylı söylenişiyle keşke biraz daha bekleseydim diye düşünmüştüm. Önünde resmen küçük düşmüştüm.

"Evet evet seni özledim. Saçmala. Odamızın kilidi niye değişmiş fikrin var mı ondan haber ver."

"Sizin kapının kilidi mi? Banane bundan." yine verdiği umursamaz cevabı beni sakin kalmakta zorluyordu.

"Ne oldu Jeongin? Doğru anahtarla açmaya çalıştığına emin misin?" Seungmin'in araya girmesiyle hem sinirim yatışmıştı hem de rahatlamıştım. Onun ortamda bulunuşu bile beni rahatlatmaya yetiyordu.

"Hayır. Yanlış anahtar değil. Değiştirilmiş, yeni anahtarı istemeye gideceğim sanırım."

Bu konuşma sonunda arkamdaki kapının bir anda açılmasıyla odadan Daniel çıkmıştı. Benimle birlikte Seungmin'in de değişen ifadesini fark etmiştim.

"Oo gamzeli. Beni görmeye mi gelmiştin? Ben de tam sana geliyordum. İki dakika seninle konuşabilir miyim?"

"Gamzeli demezsek yalnız..." Seungmin küçük bir uyarıyla onu uyardığında benim konuşmama gerek kalmamıştı.

Tekrar konuşma meselesini yenilediğinde bunun pek de uzun sürmeyeceğini düşünerek bunu kabul etmiştim. Ancak bunun Seungmin ve ortamdaki gereksiz şahsın moralini bozduğunu hissediyordum.

(...)

"Evet, konuşmak istediğin konu nedir?"

Beni oturduğum bankın diğer ucuna oturarak yanıtlamıştı. "Hatırlıyor musun Jeongin? Bu okula ilk gelişimizde ikimiz de önümüzdeki çardaklarda karşılaşmıştık. Beni görevli zannedip benden bilgi almaya çalışıyordun.."

"Evet, bu gereksiz bir detay. Yaşlı görünüyordun."

"Böyle yapma Jeongin. Bu şekilde olmasını tabiki istemezdim. Sadece bir hataydı-"

"Ve hatalar her zaman affedilmez Daniel. Bunları konuşmak ve eski defterleri acmak için beni buraya getirttiysen ben gidiyorum."kalkmak için yeltendiğimde kolumda hissettiğim elle geri oturmuştum.

"Kilidi kimin değiştirdiğini biliyorum."

"Ne-"

"Bunu Changbin yaptı. Seninle yakınlaşmak için. Kilit mevzusuyla kavga edip sonradan yakınlaşacaktı. Biliyorum."

"Yapmadığını söyledi-"

"Ama bu doğru mu?" Gittikçe hararetli bir hâl alan konuşmamız ve bana yaklaşması rahatsız ediciydi. Tanrım! Neden bir kulunu göndermiyorsum? Kurtar beni.

Bu haykırışım duyulmuş gibiydi aramıza pat diye oturan Changbinle. Gerçi başka bir kul daha makbul geçerdi ama...

"Selam gençler. Oo Daniel, şimdi de amigo kaptanı he. Utanmıyorsun değil mi yalan söylemeye istediklerini elde etmek için? Jeongin, kapı açıldı. Görevli yeni anahtar için geldi."

Anahtarın geliş haberiyle Daniel'i orada kıpkırmızı halde bırakırken Changbinle içeri girmiştik.

"Sağol."

"Efendim? Ne için?"

"Bir anda gelip beni o aptalla muhattap olmaktan kurtardığın için."

"Hayır demeyi öğrenmen gerek Jeongin. Her zaman ben yanında olamam..." diyip gittiğinde çok garip hissetmiştim. Bununla birlikte onunla konuşmak da beni rahatlatmıştı. Tüm gün prova yaparken aklım hep aynı diyalogdaydı...

Changbin'in bakış açısı

Jeongin'in Danielle gitmesi canımı sıkmış ve aklıma garip fikirlerin gelmesini de tetiklemisti.

Onların peşinden gittiğimde belki de aklımdaki düşüncelerin gelmemeyi tercih etseydim gerçekleşebileceğini anlamıştım. Ortamda adım geçmesiyle de hemen olaya müdahale etmiş, Daniel'in tekrar bana karşı başka insanları cephelendirmesine engel olmuştum.

Jeongin'i ona karşı uyarmıştım ama bir şeye hayır diyemeyecek bir kişilikti, ve bu göremeye alışık olduğum bir şey değil.

"Her zaman ben yanında olamam..." Evet tüm gün aklımı kurcalayacaktı. İstemsizce irade dışı ağzımdan çıkan bir laftı. Düşünmeden söylemiştim ama bu sözdeki samimiyeti ben bile hissediyordum. Bu biraz utanç verici.

(...)

"Jeongin bunu kabul etmelisin. Artık eskilerin vakti geçti."

"Ne-"

Dışarıdan gelen yüksek desibelli sesler çok rahatsız edici.

Bir dakika...

Jeongin?




Live to Win//JeongbinWhere stories live. Discover now