|1| Kıs Şu Müziğin Sesini

306 38 30
                                    

Changbin'in bakış açısı

"Tanrım, bize sormadan iş mi yapıyorlar cidden Chan? Ne demek bize sormadan bizim odaya el koyuyorlar? Okulun tek müzik grubu biziz. Sırf parasıyla zengin zübbesi o odayı kendi grubu için alacak öyle mi? Tek ses yalıtımı o odada vardı!"

Telefonda Chanla konuşurken olabildiğince öfkeliydim. İki senedir kendi grubumla çalışma yaptığım oda, müdür tarafından parayı basan zengin zübbesine verilmişti.

Yıllarca o odasa nice emekler vermiştik oysaki. Müdürle tekrar görüşmeme rağmen dinlememişti bile. Her zaman yüksek mevkiilerle bağlantının olması iyidir.

Tabiki de bize yeni bir oda verilecekti, resmi olarak okulun asıl temsil eden bizdik. Ancak sesli müzik yaptığımızdan dolayı bize iş çıkacağından şüphem yoktu.

...

Jeongin'in bakış açısı

"Nasıl yani? Bizim yan odamıza mı geleceklermiş? Umarım çok ses olmaz. Biliyorsun bu iş için konsantre olmalıyız. Özellikle de maçlar yaklaşırken..."

Çalışma saatimiz geldiği için odaya doğru yürürken bir yandan da telefonda Seungmin ile konuşuyordum.

"He... Evet. Evet, söyledim müdüre. Ses olup rahatsız olabileceğimizi. Ama kabul etmedi. Ses yalıtımlı odayı kime verdi çok merak ediyorum. Asıl okulu temsil eden onlar bile değil. Neyse bizim çalışma saatimiz geldi sonra konuşuruz."

Tamam deyip bize başarı dilediğinde telefonu kapatıp odaya girmiştim bile. Herkes yan tarafa gelecek olan grup hakkında konuşurken benim içeri girmemle herkes susmuştu. İkinci sınıf olmama rağmen bu saygıyı almak beni mutlu ediyordu. Ve bu saygıyı onlara kat kat geri iade etmek istememe neden oluyordu.

"Evet arkadaşlar. Hadi başlayalım. Biliyorsunuz ki haftaya maçlar başlayacak ve bizi oldukça zorlu bir mücadele bekliyor, hepinizin gayretle çalışıp takımlarımıza destek olmanızı bekliyorum. Maçlar bittiğinde ise güzel bir partiyi de hakedecegimizre inanıyorum."

Bu sözlerimden sonra parti için heyecanlanıp beni alkışlayan ve ıslık çalan kişiler olmuştu. Onları cesaretlendirebildiğim için ben de mutlu olmuştum.

"Pekala şimdi öyleyse çalışmaya başlayalım. Neredeyse hazır sayılırız."

Çalışmaya başladığımızdan itibaren yaklaşık 45 dakika geçmişti. Herkesteki enerji azalışının farkındaydım. Dinlenip mola vermenin sonrasında devam etmek için iyi olabileceğini düşündüm.

Herkese bunun haberini verdikten sonra grup için kantine koli halinde su almaya gittim. Suyu alıp geri döndüğümde bizim yan tarafımıza taşınacak olan müzik grubunu farketmiştim.

Siyah saçlı diğerlerine oranla daha kaslı olan çocuk sayesinde onların da beni farkettiğini anlamıştım. Onlara laf etmeden odaya girip grubun susuzluğunu gidermenin daha akıl kârı olacağını farketmiştim.

Odaya geri döndüğümde herkes elimdeki koliyi görmüş ve bunun için teşekkür edip su almıştı. Onları mutlu görmek beni de ayrıca mutlu ediyordu.

Changbin'in bakış açısı

Yeni odamıza girmek üzereyken yan odaya giren çocuğu farketmiştim. Elindeki kolilere bakılacak olursa grup çalışması yapan amigolara su taşıyordu. Onun da bizim bulunduğumuz tarafa bakmasıyla ikimiz iki saniyeliğine göz göze gelme şansı yakalamıştık. Ancak o gözünü hızla ayırıp odaya girmişti. Sanırım amigolar bu günlerde çok çalışıyor olmalı...

Odaya girdiğimizde odanın pek fena olmadığını gördüm. Eski odamızla hemen hemen aynı büyüklükteydi. Belki daha büyük bile olabilirdi. Ancak sorun büyüklükte değildi. Biz her türlü odaya sığardık. Tek sorun ses yalıtımıydı.

"Vay be burası güzelmiş. Çok iç açıcı." Bunu söyleyen benim bir alt sınıfım olan Jisung'du. O gruba ilk seneden beri dahildi. Grupta şarkı söyleyip gitar çalıyordu.

"Güzel ama ses yalıtımı pek öyle söylemiyor." Bunu söyleyen ise Minho'ydu. Onunla aynı sınıf seviyesi ve aynı bölümde okuduğumuz için sık sık karşılaşıyorduk. Dersler olsun grup olsun. Yakın arkadaş sayılırdık. Ve tabii Jisung'a bulaşmaya bayılıyordu. Her ne kadar onu çocukla uğraşmaması konusunda uyarsam da vazgecmiyordu. Onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.

Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra bir saatlik bir çalışma yapmaya karar verdik. Odaya alışmamız açısından böyle bir karar almıştık. Yoksa bugün boş bir gün gecirebllirdik. Bugünkü çalışma ekstra çalışma yerine geçecekti.

Enstrümanlarımızı ayarladığmızda hazırdık. Grubumuz; bu sene tüm üniversitelerin spor takımlarını, müzik gruplarını, dansçılarını kısaca tüm alanlardaki temsilcilerini gönderdiği bahar şenliğinde okulumuzu temsil edecekti. Spor müsabakaları daha önceden başlıyordu ancak biz yalnızca bahar şenliğinin bulunduğu gün şarkımızı sergileyecektik.

Jeongin'in bakış açısı

Tanrım bu ses de ne böyle? Yan odadan annemin mutfakta çıkardığı sesler gibi sesler geliyordu. Bu amigolarımın da konsantrasyonunu bozmuştu.

Belki ses geçer ümidiyle amigolarımı molaya çıkarmıştım tekrardan ancak on beş dakika geçmesine rağmen sesler geçmemişti. Amigoların teri soğuyacaktı neredeyse!

En sonunda dayanamayıp odanın kapısını açtım ve yan odaya adımladım. Bu sırada amigolarım odanın kapısında doluşmuş bebi izliyorlardı.

Tüm cesaretmi toplayıp kapıyı tıktıkladığımda içeri girmeme onay veren bir ses duymamıştım.
Hâlâ müziğin sesi geliyordu. Birkaç denemeden sonra kapıyı çalmayı bırakıp kapıyı açtım. Benim açmamla müziğin susması bir olmuştu.

"Müziğinizi biraz kısık yapma şansınız var mı acaba?"

"Maalesef böyle çalışıyoruz." O gördüğüm siyah saçlı çocuk cevap vermişti soruma. Sonrasında hepsi geri dönmüş ve müziklerini yapmaya devam etmişlerdi.

Resmen sabrımı sınıyorlardı.

En sonunda görmezden gelinmeye dayanamayıp sesimin yüksek çıkmasına izin vermiştim.

"KIS ŞU MÜZİĞİN SESİNİ!"

Live to Win//JeongbinTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang