bölüm 7 : ölümsüz yaz

937 95 217
                                    

ABD / Los Angeles
Aralık ayının 6. günü, 2016

Los Angeles'a, yani doğup büyüdüğüm şehre, bilincini çoktan kaybetmiş bir sarhoş misali ayak basmıştım dün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Los Angeles'a, yani doğup büyüdüğüm şehre, bilincini çoktan kaybetmiş bir sarhoş misali ayak basmıştım dün.

Sırtımda taşıdığım yaşanmışlıkların yükü, elimi tutmakta olan güzeller güzeli sevgilimin varlığıyla hafifliyor, yok olma raddesine geliyordu.

İkimizin de bu tatile ihtiyacı vardı. Geçen hafta evime düzenlenen saldırıdan sonra Roseanne öyle kötü etkilenmişti ki günlerce uyuyamamıştı bile, ona bu durumu unutturmak benim yegane görevimdi şimdi.

Unutturacağıma da çok emindim zira gelmeyi çok isteyip bir türlü gelemediği Los Angeles'a ayak bastığımız ilk andan beri neşe saçıyordu etrafa.

Ben ise garip bir şekilde hüzünlüydüm, en son 17 yaşında terk edip bir daha uğramadığım bu şehir benim için hatırlanması huzursuzluk verici birçok anıyla doluydu.

Bildiğim; geçmişte bir şehri severseniz, orada çok gezerseniz, yıllar sonra o şehrin sokaklarını ruhunuz değil, gövdeniz de kendiliğinden öyle bir tanır ki, sıcak havanın usul usul serpiştirdiği bir sakin anda bacaklarınız sizi kendiliğinden sevdiğiniz bir tepeye çıkarır.

Ve geçmişte o tepede yaşadığınız her anı birer birer canlanır kafanızda.

Misal ilk bisiklete binişiniz gözünüzde canlanır, beceremeyip yere düştüğünüzde acıyla inlediğiniz o anı anımsayınca yüzünüz buruşur hatta.

Sonra tekrar denediğinizi hatırlarsınız, ve tekrar düştüğünüzü. Çocuk aklıyla bir iki pedal çevirebilmek için verdiğiniz bu gayret gurur duymanıza sebep olur bir an, göğsünüz kabarır ister istemez, azminize saygı duyarsınız.

Bunlar anıların tatlı tarafları elbette, eğer anılarınızın karanlık taraflarıı da canlanıyorsa kafanızda, işte o zaman işiniz çok zordur.

Mesela bisikletten düştüğünüz için babanızın sizi bayıltana kadar dövdüğü anları hatırlarsanız, babanızın size vurmasına engel olmak için araya giren annenizin de şiddete maruz kalması içinizi burkar.

Kabaran göğsünüz içe bükülür o an, kendinize karşı gurur değil de nefret beslersiniz, basit bir merak işinin bu raddeye gelmesi pişman hissettirir size.

Yaşadığım tam olarak buydu benim, dakikalardır Roseanne ile bu tepedeydik ve bir banka oturmuş şekilde manzarayı izliyorken anılarım arasında savrulup duruyordum, göğsüm sürekli kabarıp içe bükülüyordu, gülümsüyordum, surat asıyordum.

"Vay canına." diyerek dakikalardır süregelen sessizliği bozmuştu biricik sevgilim.

"Ne güzel bir tepeymiş burası, manzara karşısında büyülendim resmen." Sahiden öyleydi, enfes bir manzaraydı karşımızdaki.

10's Sinners || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin