bölüm 17 : ilkel hisleri(m)

1K 74 148
                                    

Avustralya / Melbourne
Eylül ayının 6. günü, 2017

Bölümün neredeyse tamamı detaylı smuttan oluşuyor, bilginize.

Bölümün neredeyse tamamı detaylı smuttan oluşuyor, bilginize

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dünya gözümde berbat bir yer olmuştu hep.

Bu berbatlığa çok iyi ayak uydurmuş olmam bir yana, kötü profilimin içinde bu durumdan memnun olmayan biri yatmıştı.

İnsan öldürürken acımazdım fakat gece başımı yastığa koyduğumda kısa süre de olsa garip bir his olurdu içimde, isimlendirememiştim henüz fakat pişmanlığa benzerdi.

Bu pişmanlığı hissettiren kişiliğim çok silikti zihnimde, onu içimin derinliklerinden çekip çıkaran Roseanne hayatıma girmeseydi belki de bugüne kadar tamamen kaybetmiş olurdum.

Kurtarıcımdı o benim; çatık kaşlarımı heyecanla kaldırmama sebep olan, asık yüzümü en samimi gülümsemelere bürüyen meleğimdi.

Kanlı ellerime çiçek tutuşturmuştu o.

Bu yüzdendi içimdeki sonsuz sevginin bitmemesi, gittikçe artması. Araya giren ayrılıklar hiçbir şey değiştirmemişti, eskisinden daha bağlıydım ona.

Uyuyan bedende gezinen bakışlarımı bir saniye dahi ayırmamaya devam ettim, gözlerimi olabildiğince az kırpıyordum.

Karşımda uyuyan bu güzelliğin sunduğu o içten, bakınca huzur bulduğum manzarayı en derinlerime kazıyordum anbean.

Saçları özenle konumlandırılmış gibi dökülüyordu yatağa. Gözleri kapalı olduğundan, uzun gür kirpikleri iyice ortaya çıkmıştı.

Hafif aralık dudaklarından çektiği her nefes can bulmamı sağlıyor gibiydi.

Soluduğu oksijen can veriyordu bana, onun varlığı ayakta tutuyordu beni.

Bedenine çok yakın sayılmazdım. O yatağımda yatıyordu, ben ise yatağın hemen karşısındaki koltukta oturuyordum.

Güzel bebeğim uykuya dalalı beş saatten fazla olmuştu, mışıl mışıl uyuyordu karşımda.

Bu uykuyu kollarım arasında çeksin isterdim fakat riskliydi bu, beraber uykuya dalarsak Polo farkedebilirdi.

Bu durum tekrar sıkmıştı canımı, resmen  bana çalışan bir adamdan gizliyordum Roseanne'i sevdiğimi, her şey bebeğimin mutluluğu için olsa dahi sinirim bozulmuştu.

Kısa sürede çatılan kaşlarımı tekrar eski haline getirip sesli bir soluk verdim. Uyuyan bebeğimi izlemeye devam ettim saatlerdir yaptığım gibi.

Bakışlarım kaçıncı olduğunu sayamadığım kez yüzünde gezinmeye başladığında odamın kapısının tıklatılması dikkatimi ondan çekmeme neden oldu.

Yerimden ayaklanıp sessiz ama seri adımlarla kapıya adımlarken kontrol etmiştim Roseanne'in uyanıp uyanmadığını, neyse ki uyuyordu hâlâ.

Kısa sürede kapıya varıp açtım, karşımda beklediğim gibi Polo vardı.

10's Sinners || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin