Bölüm 6 "Utanç"

48.6K 1.3K 18
                                    

Uraz bir an şaşırdı ama belli etmemeye calıstı.
Uraz "sen iyimisin mira?" diye sordu.
"Evet." dedim anlamamış gibi.
Uraz birşey söylemedi. Bir otelin önünde durdu. Arabadan beraber indik. Otele girdigimiz an uraza selam vermeye basladılar Uraz ise sessiz kalıp sadece kafasıyla onaylıyordu.
Danısmana geldigimizde bir bayan "Hosgeldiniz uraz bey. Herzamanki odanızımı vereyim?" diye sordu.
"Evet." dedi Uraz. Kadın bir anahtar uzattı. Uraz anahtarı aldı ve önden önden yürümeye basladı bende arkasından gidiyordum. Asansöre bindigimizde 25. Kata bastı.
"Buraya sık geliyorsun sanırım." diye mırıldandım. Uraz gülümsedi. "Sayılır." diye yanıtladı beni. Asansörün kapıları acılınca elimden tutup beni asansörden cıkardı.
250. Odaya girdiğimizde kapıyı kapadı ve anahtarda bulunan kartı kapıya astı.
Odada göz gezdirdim. Bir yeri tamamen camdı. Tamamen siyah ve gri ile döşenmişti. Çok hoş bir odaydı. En cok begendigim ise tüm mardin buradan gözüküyordu.
İstemsizce gülümsedim dudagımdaki sızıyla bir anda yüzümü burusturdum.
Uraz "ben sana uygun birseyler getireyim." dedi. Kocaman odanın köşesinde bulunan siyah dolaba yöneldi. Ben ise Mardin'i izliyordum. Burası çok güzeldi. İstanbul bana göre degildi,kendimi buraya ait hissediyordum.
Uraz "al bakalım." diyince ona dogru döndüm. Elinde beyaz tsort vardı.
Tebessüm ettim.
"Saol." diyip elindeki tsortu aldım.
Banyoya dogru yönelirken Uraz "şu saol teşekkür ederim kelimelerini bir yana bırak. Ben senin kocanım,tesekkür edilecek birsey yapmıyorum." dedi. Umursamadan banyoya girdim.
Ben senin kocanım...
Bu kelime beynimde yankı yapmaya baslamıstı.
Ben kabullenmesemde biz evliydik. Ben Mira Soykan'dım. Bu asla degismeyecekti.
Acaba Burak duymusmudur evlendigimi? Ya Elvan? Beni gördüğü yerde soru yagmuruna tutacaktır. Tabi görüsebilirsek,özgürlüğüm resmen kısıtlanmıştı.
Ofladım. Üzerimdekilerden kurtulup Uraz'ın tsortunu giydim. Diz kapaklarımın üzerindeydi ve icinde kayboluyordum.
Banyodan cıktım uraz telefonla konusuyordu.
"Tamam o saatte orada oluruz Fatma." dedi ve telefonu kapadı.
"N'olmuş?" diye sordum uraza.
"Saat 12.00'da asiret bizim konakta topalanacakmış. Bizden bebek haberini bekliyorlar." dedi.
"Uraz... Ben hamile degilim,ve bu aşirete cocuk vermek istemiyorum ya kız olursa?"
Uraz yatagın ucuna oturdu benide kolumdan tutup yanına nazikce cekti. Evet evet NAZİKCE.
"Bak Mira,kız çocuğu töre için ne kadar şanssızlık olursa olsun benim icin şans. Olursada sana benzeyen bir kızımız olsun."
Gözümden bir damla yas aktı.
"Benim zaman ihtiyacım var. Sana alışmama izin ver." dedim. Uraz bas parmagıyla göz yasımı sildi.
"Zaman kısıtlı,sana kısır damgası vurup üzerine kuma getirecekler,inan bana bunu engelleyemem. Lanet olsunki, tek bunu engelleyemem."
Cevap veremedim. Ne diyecektimki?
Uraz gülümseyerek "tsortum sana yakısmıs." dedi.
Dudagımdakı sızıyı umursamayarak gülümsedim.
Tesekkür etme demisti. Ne diyecektimki? Tekrardan konuşmama hakkımı kullandım.
Bebek meselesini düsünecektim. Kısa zaman icinde bu konu kaçınılmaz olacaktı.

####

Uraza baktığımda hâlâ uyuyordu. Gözlerimi ovalayarak yataktan kalktım. Banyoya gidip sıcak bir dus aldıktan sonra üzerimi giyinip saclarımı kuruttum. Odaya döndügümde uraz hâlâ uyuyordu. Saatte baktığımda 10.30 oldugunu görünce Uraz'ın yanına gidip onu dürttüm.
"Uraz kalk."
Uraz homurdandı.
"Uraz hadi! Asiret toplanacak diyordun hâlâ uyuyorsun. Saat 10.30"
Uraz esneyerek yataktan kalktı.
Anlıma bir buse kondurdu.
"Günaydın." dedi uykulu bir sesle.
"Günaydın. Hadi git elini yüzünü yıka."
"Ben bir dus alacagım. Sonra kahvaltıya ineriz."
"Tamam acele et."
Uraz banyoya girdiginde yatagı düzeltirken telefonun yastıgının arasında olduğunu gördüm.
Beynimde tilkiler dönmeye baslamıstı. Ve ben onlara uyacaktım. Telefonu alıp Elva'nın numarasını tıkladım. Özelden arıyordum tabiki.
"Alo?" dedi elvan.
"Ben Mira." dedim.
"Lan Mira! Sen evlendin ve beni davet etmedin öylemi senin agzına edeyim hani kardestik biz? Mardine geldim suan mardindeyim kapıyı caldım acmadın babanı aradım bana anlattı." dedi.
"Sen suan nerdesin?"
"Eskiden kaldıgın oteldeyim. UrSoy otelde."
"Tamam orada bekle seni aldırtacagım akşam."
"Tamam. Aldırmazsan bir daha konusmam bana herseyi anlatacaksın,ve Uraz Soykan'ı nasıl tavladıgını. Pislik seni."
"Of elvan sevdik evlendik iste(!) Kapatıyorum." diyip telefonu kapattım. Arkamı dönmemle Uraz'ı görmem bir oldu. Telefon elimden kayıp yere düstü. Uraz'ın ateş sacan gözleri beni korkutmaya yetmişti.
"Sen. Bana. Oyun. Oynadin." her kelimeye vurgu yapmıstı. Ses tonu demir gibi sertti beni delip gecmeye yetiyor hatta artıyordu.
"Hayır. Sana oyun oynasam polisi arardım."
"Neden aradın? Sana zamanı var demedimmi?"
Bagırmaması beni daha cok korkutuyordu.
Ağlamaya basladım bagıra bagıra. Bıkmıştim artık.
"Uraz yeter,dayanamıyorum! Ailemi çok özledim,ben iki bucuk aydan beri seslerini duymuyorum,senin annenin siddetlerindende,sendende bıktım. Ailemle ve arkadasımla görüsmemi engelliyemezsin!"
O kadar bagırmıstımki bogazlarım acımıstı.
Boynumdaki zümrüt taşlı kolyeyi,parmagımdaki yüzügü cıkarıp ona attım.
"Ben bunlara ait değilim! Git Buke'yle evlen istemiyorum hicbirsey ben!"
Uraz kolumdan tuttu.
"Bana sesini yükseltme!"
Öyle bir bagırmıstıki benim sesim onunkinin yanında fısıltı olarak kalırdı.
Uraz kollarını belime doladı. Onu ittim ama nafile. Sinirliydim hırsımı almak icin göğüsüne hızlı hızlı yumruk attım. Gücümün hepsini kullanıyordum ama ona fayda etmiyordu.
"Ailemle görüşecegim. Yarın buraya gelecekler!"
"Hayır! Gelmeyecekler,şuan olmaz!"
"O zaman arayacagım onları aksam arkadasım konağa gelecek! Nefes almaya ihtiyacım var gülümsemeye ihtiyacım var!" Uraz "tamam!" dedi. Elinin biri hâlâ belimde iken diger eliyle gözyaslarımı sildi.
"Aglama..."
Uraza sarıldım. Bunu neden yaptım bilmiyorum.
Ağlamaya basladım tekrardan.
"Uraz yoruldum ben ne törenizle nede senle basa cıkamam!"
"Şşt..."
Uraz saclarıma bir öpücük kondurdu.
"Beni sevmeni bekleyeceğim,ömrüm boyunca bekleyeceğim."

GÜZELİMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora