BTH/45

10.9K 424 18
                                    

Iyi okumalar.


Kuzey kollarını belime sarıp cekti beni.
"Bırak Uraz'a gidicem ben!" Diye haykırdım.
Elvan ise öylece bakıyordu bana,aglamaktan helak olmustu oda.
"Ölüyor o!" Diye bagırdım tekrardan. Yüzüme yedigim tokatla silkelendim. Elvan bana tokat atmıştı.
"Sakinles ilk önce,iki yasında cocuk gibi davranma!" Diye bagırdı bana.
Elvan'ın elini alıp kalbimin üzerine koydum.
"Burası çok acıyor,anladınmı?" Diye bagırdım. Bedenim tir tir titriyordu. Ölüm korkusu sarmıştı bedenimi.
"Sen bu acıları öncedende yaşadın,Mira! Sakin olacaksın derhal,sonra götürecegim seni hastaneye!"
Bir uçurum kenarındaydık. Deniz tas parcalarına öyle sert çarpıyordu ki,sanki tüm kızgınlıklarını ve acılarını o taş parçalarından çıkarıyordu. Kendimi deniz gibi hissettim birden,o kaya parcaları ise Kuzey ve Elvan'dı.
Denize öylece bakıyordum. Sessiz,sakin...
Elvan kollarını bana doladı.
"Burak yakalandı,dertler bitti. Simdi tek sorun Uraz,oda iyilesecek." Dedi.
"Biz Uraz'la oldugumuz sürece bizim dertlerimizde,belalarımızda eksik olmaz Elvan."
"Aşkta bu degilmi zaten Mira? Ne kadar yaralanacagını bilsende vazgecmemek."
Omuz silktim.
"Beni Uraz'a götür." Diyip arabaya yöneldim.
Kuzey "Bende amcamları almaya gideyim havaalanından." Dedi.
Kafamı salladım.
Elvan'ın arabasına bindim.
Uraz düzelecekti,bizim icin düzelmek zorundaydı.

Hastane'ye geldigimde karsıma magazinciler cıktı.
Elvan "arkadanmi gireyim?" Diye sordu.
"Yok,cek şuraya." Dedim.
Bogazımdaki hırıltıyı gidermek icin,öksürdüm.
Elvan arabayı sağa cekince bekleme yapmadan indim. Magazinciler etrafıma dolustu.
"Mira Hanım,Uraz bey silahlı saldırıya ugramış doğrumu?"
Gözlerime yaşlar hücum etti.
"Evet." Diye bildim zorlukla.
"Nedeni nedir?" Diye sordu muhabir.
"Acıklamayı sonra yapacagım." Diyip hastaneye girdim.
Masa basında duran kadına
"Uraz Soykan diye bir hasta getirilmisti. Hangi odada?"
"Suan 4. Kattaki ameliyathanede."
Yanıbasımdaki asansöre bindim. 4. Kata bastım.
Yine atlatacaktı,atlatmalıydı...
Urazsız yapamamki ben. O olmazsa kimle kavga edecektim,kime sarılıp uyuyacaktım,ben üzgünken kim teselli verecekti?
Ben Uraz'sız yapamam , bir zamanlar nefret ettigim o adamın simdi ölmemesi icin dua ediyordum. Iki yıl önce bana böyle birsey deseler inanmazdım. Yani... Nefret ettigim adamın,büyük askım olacagı.
O hayatımı cehenneme ceviren Sehri,Uraz'ın basına yıkmak isterken... Ona asık oldum. İntikam ateşiyle yanıp tutusurken beklenmedik birseydi. Kendimi bilmedigim Töre'nin icinde buldum. Uraz beni töre'den ne kadar uzak tutsada ben biliyordumki o hükümler benide etkiliyordu uzaktan uzaga. Ben oglumu öyle büyütmeyecektim,benim oglum boyun egmeyecekti. Tıpkı babası gibi. Ama simdi Uraz ölürse...
Yere oturdum. Soguk betonu altımda hissediyordum. Bacaklarımı bedenime cektim.
Beklemekten baska yapacak birseyim yoktu. O ameliyattan sag cıkacaktı degilmi?
Beni ve Ateş'i bırakmayacaktı?
Hıckırdım. Bu günde gecsin,Uraz o ameliyat masasından sag salim kalksın,baska birsey istemiyordum

1...2...3

Üç saatten  beri öylece bekliyorduk. Poyraz,Sevda anne,Boran baba,Sivan aga ve Uraz'ın bir kac tane kuzeni daha. Asiretteki agalarda vardı. Oldukca kalabalıktık.
Hepsine tek tek baktım.
Boran baba bile perisandı,Sevda anne normaldi. Sanki Uraz'a birsey olmamıs,ameliyatta azraille burun buruna degilmis gibi. Nefret ediyordum bu kadından!
Sevda anne elini birbirine carptı.
"Ee madem dügün hazırlıkları yavastan baslasın."
Poyraz "Ne diyorsun anne sen?" Diye sordu tersce.
"Ee oğlum Mira ile evleneceksin,hemde ağa olacaksın." Diyince daha fazla dayanamadım. Sinirle ayağa kalktım.
"Bana bak sevda,benim kocam yaşıyor tamammı? Ölmedi o!" Diye bagırdım. Asiretteki agaların eşleri kulaktan kulaga konustular.
Poyraz "Mira,sus!" Diye tısladı.
Poyraz'ı umursamadan "Bak benim kocam o ameliyattan cıkacak tamammı? On saat gecsede cıkacak." Diye tısladım.
Boran baba "Oğlumun ölüm haberini duymadan,dügün hazırlığı falan yok. Hele bi dur hanım!" Dedi.
"Dügün falan olmayacak Boran baba,ben sizin Töre'nizin kurbanı olacak bir kadın degilim!"
Boran baba beni sinirle süzdü.
"Densiz!"
Kosarak ayrıldım yanlarından arkamdan "Mira?" Diye seslenen Poyraz'ı umursamadım bile.
Uraz iyilesine bunları anlatacaktım. Duysun ailesinin nasıl biri oldugunu!
Iyi biri olmaktan,kendim zarar gördüm. Ama artık yeter!
Asansörün cagırma düğmesine bastım. Poyraz'ın bana yaklaştığını görünce beklemeden merdivenleri kullanmak zorunda kaldım.
Merdivenleri ikiser ücer inerken kilit noktamda tek bir soru vardı.
Uraz'sız ben ne yaparım?
Yasadıklarım o kadar agırdıki,beni o dipsiz kuyumdaki beyaz ışığım Uraz'dı.
Bizi ancak ölüm ayırır diyordu,ölürse biz ayrılacakmıydık?
Gözlerinin kahvesine asık oldugum adam,sonsuzlugamı kapatacaktı o gözleri?
Hastaneden cıktıgım an karsıma Poyraz cıktı.
Yüzüne tüm hırsımla tokat indirdim.
"Sen abine ihanet edemezsin! Uraz'ın seni sevmemesinde vardı bir bokluk,sen picin tekisin!" Diye tısladım.
Poyraz kolumdan tutup banka oturttu beni.
"Sen yanlıs anladın,eger abim ölürse-"
Poyraz'ı susturdum.
"Uraz ölmeyecek!" Diye bagırdım.
Bahcedeki herkes meraklı bakıslarını Poyraz'la benim üzerimde gezdirdi.
"Mira lafımı kesme!" Diye tısladı.
"Olurda ölürse eğer,olacaklar bunlar! Ben bu asiretin agası,sende benim karım olacaksın."
Gözümden durmaksızın akan yaşlar,busefer durmuştu.
"Benim kalbimde,aklımda,fikrimde Uraz'a ait. Bu da hep böyle olacak,baska bir adama asık olan bir kadınla evlenmek kalıbına sıgarmı?"
Poyraz sakallarıyla oynadı.
"Bu yüzden abimin ölmesini istemiyorum." Diyip ayaklandı.
"Magazincilere acıklama yapacagım,sende gir iceri üsüme." Dedi ve gitti.
Nasıl bir cıkmazın icerisindeydim ben?
Telefonumu cıkarıp Gamze'nin numarasını tusladım. Direk actı.
"Abla nasılsın? Uraz abi nasıl? Sizin icin dua ediyorum saatlerdir." Dedi acar acmaz.
"Gamze,Ateş'i hastaneye getir. Babam ne durumda buarada?"
"Annenizden haber geldi,valiz hazırlayıp gitti."
"Neyse. Hadi bekliyorum. Hastanenin ismini mesaj olarak atarım." Diyip kapadım telefonu.
Gamze'ye hastanenin adını mesajlx yolladıktan sonra telefonu cebime attım. Sevda cadalozu yanıma oturunca sinirle ona baktım.
"Ne var?" Diye tısladım.
"Haddini bil gelin!" Diye tersledi beni.
Hem suclu hem güclü suna bak sen!
"Bana bakın,sizin karsınızda Ilk günki size boyun eğen Mira yok! Madem yörelerinize cok düskünsünüz... Herseyden önce sizin karsınızda Hanımağanız var. Siz haddinizi asmayın,yerinizi bilin!" Dedim sinirle.
Sevda cadalozu alayla güldü.
"Poyraz'ım ile nikahlanmak zorunamı gidecek?"
Elimi sinirle önümüzde duran masaya vurdum. Madem bana yöresinden yürüyordu,yapacagımı biliyordum ben!
"Uraz'ın verdigi bağ bahceleri elinizden alıyorum!"
Sevda "Öyle bir yetkin yok,Uraz verdi onları bana. Sen alacak kisi degilsin." Dedi. Sesindeki o alay tınısı beni cileden cıkarıyordu!
"Biliyorsunuz,Uraz'a karsı bir lafıma bakar." Dedim.
Sevda sinirle yanımdan kalkıp gitti.
Bana yapılanlar artık karsılık bulacaktı. Arkamdan cevrilen tezgahların hesabını sorma vaktiydi.
Uraz bir iyilessin Mardin'i Sevda'nın basına yıkacaktım. Az kaldı,hemde cok az...
Bir süre daha sinirlerime hakim olmak zorundaydım. Yanıma gülümseyerek gelen Kuzey'e baktım.
Nefes nefeseydi.
"Seni buldum!"
"Ne oldu?"
Gülümsemesi genisledi.
"Uraz'ı ameliyattan cıkardılar." Diyince ayaklandım.
"Kurşun sinirlere cok yakın bir yere gelmis,neyseki sinirlere zarar gelmeden cıkarmıslar kursunu,bıcak yarasıda varmıs. Bir kez kalbi durmus ama geri döndürmüsler. Uraz'ı iki gün uyuttuktan sonra,fizik tedavisine baslıcaklarmıs. Elde siddetli titreme olabilirmis cünkü."
Kuzey'in boynuna sarıldım.
Gülümseyerek "Allah'ım sana sükürler olsun,duydun sesimi." Dedim ses düzeyimin biraz üzerinde.
Kuzey "Mira... Fazla sevinmeyelim. Iki günde neler olmazki?" Dedi.
Kollarımı Kuzey'den ayırdım.
"En zor kısmını atlattı Kuzey." Dedim.
Kuzey ile beraber hastaneye girdik.
"Haklısın ama... Allah'ın işi belli olmaz Mira."
Cevap vermedim. Tekrardan gözlerime yaş hücum etti.
"Ben... Onu görebilirmiyim acaba?"
"Aaa unuttum söylemeyi,doktora sordum. Sadece bir dakika dedi."
"Onla konusmaya ihtiyacım var,ellerini ellerimde hissetmeye..."
Kuzey cevap vermedi.

Uraz'ın odasına girdim. Makinelere baglıydı,sag omzu ve gögüsü tamamen sarılıydı. Daha fazla dayanamadan aglamaya basladım.
"Ben geldim Adamım. Belki beni özlemişsindir."
Odada benim sesim ve Uraz'ın kalp atışlarının makineden cıkan sesi vardı.
Koltuga oturup elini ellerimin arasına aldım.
"Adamım,ses tonuna kadar özledim." Dedim gözyaslarımın arasında.
"Uyan ne olur... Belki bir kızımız daha olur? Hem daha Ateş büyümedi,onun babasıyla yapacagı çok şey var."
Hıçkırdım.
"Uraz ölme yalvarırım... Beni bırakma,bedenin belki bu acıya dayanamaz ama... Hayır dayanacak! Bizim icin,oglumuz icin dayanacak."
Titrek bir nefes aldım. Agzımdaki bone,ellerimdeki eldivenler...
Pskolojikmen deliriyordum sanki.
"Uraz... Önceden senden nefret ediyordum ya hani? O günlere lanet ediyorum. Sen nefret edilecek bir adam degilsin."
Burnumu cektim.
"Bu hastaneden el ele cıkacagız,biliyorum. Sen öyle bir adamsınki,bunlarıda atlatacaksın"
Uraz'ın kalp atıslarının sesi yerini, uzun bir 'dıt' sesi bıraktı.
Çıglık cıglıga "Uraz ölme!" Diye bagırdım.
Odaya Doktor ve hemsireler daldı.
"Birseyler yapın!" Dedim panikle.
Hemsire "Hanımefendi sizi dısarı alayım." Dedi. Zorluk cıkarmadan odadan cıktım. Camdan izlemeye basladım Uraz'ı. Boran baba aglıyordu.
"Oglum..."
Kalp masajı yapmaya basladı doktor.
Hıckırarak aglıyordum artık. Icimden tüm bildigim duaları okumaya basladım.
Bir dakika gectikten sonra Doktor umutsuzca hemsireye bakınca kosarak odaya daldım.
Hemsire "Hanımefendi cıkın!" Desede umursamadım. Doktoru sinirle ittim. Tüm gücümle kalp masajını ben yapmaya basladım.
"Hadi!"
Doktor "Hanımefendi,bırakın. Hasta ex oldu artık." Dedi. Elimin tersiyle gözyasımı sildim. Uraz'ın kalbinin tam üzerine sinirle yumruk indirdim.
Duydugum sesle derin bir oh cektim. Dönmüstü...
Doktora sinirle "Size dava acacagım,isinizi bilmiyorsunuz."diyip cıktım yogun bakım odasından.
Gamze kucagında Ateş ile yanıma geldi.
"Mira abla,Uraz abi nasıl?" Diye sordu.
Cevap vermedim. Ateş'i kucagıma alıp ona sımsıkı sarıldım.
"Baba iyilesecek oglum." Diye mırıldandım. "Anneannenin bir taraflarına kına yaktırmayacagız!" Bu sefer herkesin duyacagı bir sekilde söyledim.
Sevda cadısı yanıma geldi sinirle.
"Bana bak gelin! Lafını bilip konus,yoksa ben bildiririm."
Ateş'i Gamze'nin kucağına verdim.
"Siz bana haddimi bildirecek insan degilsiniz. Şunu aklınıza sokun Mardin'e döndügümüz gün,size cehenmem azabı olacak!" Diye tısladım sessizce.
"Benim Poyraz'ımla evleneceksin,Uraz'ın bir ayagı çukurda bugün var yarın yok. O yüzden fazla çene çalma bana Gelin."
Aga hanımlarına "Hanımlar herkes duysun. Uraz iliyestikten sonra Mardin'e dönecegiz o zaman Hepinizi konagımda agırlayacagım. Size iyi bir haberim olacak."
Uraz iyilestikten sonra büyük ihtimal Mardin'e gidecektik kısa bir süreligine,Uraz'a orada daha iyi bakarlardı. O istemesede ben zorla götürecektim. O sıradada Sevda cadısını Asiret agalarının eslerine rezil edip,Istanbul'a öyle dönecektim!
Bende Mira Soykan isem intikamimi alacaktım!

GÜZELİMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang