Bölüm 58 "Mektup"

9K 411 41
                                    

Finale doğru gidiyoruz canımlar :D Itiraz sesleri duyuyor gibi oluyorum,ama bir süre sonra sizide kendimide sıkmak istemiyorum. Final cok yakın degil,ama uzakta degil. Yeni hikayeme göz atmayan kaldımı? Kaldıysa darılırım valla djdjjsh tabiki şaka. Neyse. Sizleri seviyorum,iyi okumalar.

Bu akşam Boran Baba'nın konağına aksam yemeginr gidiyorduk. Planlarım vardı. Boran Baba'nın eski sevdalısını,yani Uraz'ın annesini bulacaktım.
Bunu nasıl yapacagımı düsünüyordum. Iş cevirmekte berbatım,biliyorsunuz. Elim ayagım dolanır,birseyleri farketttiririm filan. Uraz'ın tepkisini bilemiyordum. Belki hamile oldugum icin alttan alırdı,belkide... Of bilmiyorum!
Tabagımdakilerle oynarken birden Uraz'ın dürtmesiyle kendime geldim. Hödük!
"Ne!" Diye bögürdüm.
"Yesene."
"He,yiyorum ya." Diyip menemenime ekmegimi bandırdım. Uraz kahkaha attı.
"Vay anasını. Sen bilirmiydin böyle seyleri?"
Uraz'ın acıkta olan agzına verdim ekmegi.
"Biliyordum tabi."
Uraz agzındakini yuttuktan sonra ciddiyete büründü.
"Sana birsey diyecegim."
"De bakalım?"
"Dar şeyler giymeni istemiyorum artık,güzel bacaklarını millete sergilemenin ne manası var degilmi? Istanbul'daki gibi olma burada."
Cekinerek söylediginin farkındaydım,ama kıyafetlerime karısılmasını sevmiyordum.
"Kara çarşafamı bürüneyim,ne istiyorsun?!" Dedim sinirle.
"Sacmalama. Bak sana kıyafetler aldırttım. Diyip poseti uzattı. Kucagımdaki tepsiyi yatagın üzerine koydum ve posettekileri kucagıma döktüm.
Renk renk etekler vardı,hepsi diz hizasında gibiydi. Cok zarif duruyorlardı ama kısıtlanmak icin giymek cidden sinir ediyordu. Etekleri fırlattım.
"Kısıtlıyorsun suan beni!" Diye bagırdım.
"Kısıtlamıyorum Mira!" Diye kükredi. Sesi kalındı,kalın diyorumda ergen sesi gibi sanmayın. Cok güzel sesi vardı. Demek istedigim,o bagırınca sesi benim sesimi bastırıyordu.
"Ne o zaman bu söylediklerin!"
Sesimi hic kısmamıstım,onunda öyle bir niyeti yok gibiydi.
"Sadece söylüyorum,yapacaksın!"
"Allah Allah! Ben senin karınım,kölen degil!"
"Bak saptırtma!"
"Saptırmıyorum!" Diyip yataktan kalktım.
Uraz'da kalktı ve tam önümde durdu.
"Sen hic burada senin gibi giyinen birini gördünmü? Seni kısıtlamak hosumamı gidiyor sanki gerizekalı! Sadece dar şeyler giymemeni istiyorum!"
"Bende senin kadınlarla calısmanı istiyorum,dedigim oluyormu? Olmuyor!"
"Lan bak deli etme beni! Bir kerede evet desen ne olur! Yeter lan!" Diyip odadan cıktı. Kapıyı öyle bir carpmıstıki,istemsizce sıcramıstım.
Oflayarak yataga oturdum.
Yere saçtıgım eteklere tek tek baktım.
Göz devirdim.
Tepsiyi kucagıma alıp tıkınmaya basladım. Valla sinir bende aclık hissi uyandırıyordu galiba,yoksa hic yemem(!)

####

Saat 19.30'du. Uraz işten yeni gelmisti,duş alacaktı sonrada yola cıkacaktık. Ben hazırdım. Asker yesili bol bir tulum giydim. Uraz'ın dedigine geldim yani!
Saclarımıda salaş bir topuz yapmıstım. Gamze kucagında Ates ile salona girdi.
Gamze kahkahalarla güldü. Ateş'e dikkatle bakınca bende bir kahkaha attım. Bu cocugun saclarına ne olmustu?
"N-ne o-oldu bu  c-cocuga..." dedim gülmelerimin arasından.
Gamze gülmekten cevap veremedi,Ateş ise masum masum bakıyordu.
Gamze Ateş'in saclarını inege yalatmıs gibi,yana dogru yapıştırmıstı.
Ateş'i Kucagıma oturttu Gamze.
Ateş'in yanagına arka arkaya öpücükler bıraktım.
"Annecigim bu kız ne yapmıs sana?"
Ateş elleriyle yüzünü kapadı,utanmıstı.
Sımsıkı sarıldım ona.
Ateş'te olmasaydı ben ne yapardım?
Salona Uraz girdi.
"Hadi." Dedi yüzüme bakmadan.
"Geliyorum." Diyip ayaga kalktım. Ateş'ide yere indirip elinden tuttum. Paytak ve hızlı adımlarla ilerliyordu,bende ona ayak uyduruyordum.
Merdivenlerden inerken oturarak inmisti,gülmeme mani olamıyordum.
Tabi huysuz Uraz "Hadisene Mira." Diye terslemisti beni.
Ateş'i kucaklayıp arabaya bindim.
Şoför arabayı hareket ettirdi.
Uraz Ateş'in saclarını bozmaya calıstı,joleli oldugu icin basaramamıstı.
"Ne bu cocugun saçının hali ya?"
Cevap vermedim. Sinir şey! Kafamı Ateş'in minik omzuna koydum. Tüm gün uzandıgım halde yorgun hissediyordum.
"Mira birsey mi oldu?"
"Yok." Dedim. "Yorgunum."
Uraz cevap vermedi. Araba durdugunda geldigimizi anladım ve arabasan soför kapıyı acmasına izin vermeden,kapıyı ben acıp indim. Ateş'ide yere indirdim. Kosarak konaktan iceri  girdi. Izbandutlar kafasiyla selamladı beni."hosgeldiniz Hanımagam." Dedi siveli sesleriyle.
Cevap vermeden iceri girdim. Fatma Ateş'i kucagına almış sarılıyordu sımsıkı. Beni görünce Ateş'i kucagından indirip kosarak yanıma geldi ve sarıldı.
"Hosgeldiniz Yenge." Dedi şiveli ve incecik sesiyle.
"Hoşbulduk canım."
Kollarını benden ayırdı. Uraz'ı görünce gülerek onada sımsıkı sarıldı.
"Güzel gözlüm benim." Dedi Uraz özlemle. Fatma'yı bir ayrı seviyordu.

##

Sofra basındayken Uraz ve Boran baba is konusuyorlardı. Sevda ise bana  sataşıyordu.
"Hayret,giyimine haller olmuş." Dedi siveli ve agır sesiyle.
"Ben aynıyım."
Uraz sinirle "Anne... Ugraşma!" Dedi sinirle.
Boran baba atıldı oradan.
"Agız tadıyla yemek yedirin! Hepiniz sesinizi kesin!" Diye bagırınca.
Uraz susup yemegine döndü.
Fatma "Yenge hamileymişsin,cok sevindim." Dedi gülümseyerek.
Elim istemsizce karnıma gitti. Gülümsedim.
"Evet." Diye yanıtladım.

*****

Herkes büyük salonda kahvelerini icerken,yalandan elimi karnımda geldirdim.
"Şey... ben biraz hava alacagım,midem bulandıda." Diyip ayaklandı.
Uraz "Fatma sende git." Diyince gülümsemeye calıstım.
"Fatma Ateş'le ilgileniyor,ben tek gideyim. Iki dakikaya dönecegim." Diyip salondan cıktım.
Boran Baba'nın odasına girecektim. Ortalarda dolanan calısanı yanıma cagırdim.
"Bana bir tuzlu ayran yaparmısın? Tansiyonum düstü galiba."
Adını bile bilmedigim kız "emrin olur hanımagam." Diyip yanımdan ayrıldı. Etrafıma bakındım kimse yoktu. Hızla Boran Baba'nın odasına girdim.
Uraz,Poyraz ve Fatma ile resimleri asılıydı bir duvarda. Gözüm direk o cerceveye carpmıstı cünkü cok büyüktü. Calısma masasına ilerledim.
Cekmeceleri karıstırmaya basladım. Dosyalardan ibaret gibiydi. Son cekmeceyide acmaya calıstım,kilitliydi. Kilidini aramaya basladım.

Yoktu! On dakikaya yakın arıyordum!
En sonunda tahtadan olan kasenin icindeki anahtara carptı gözüm. Iste buradaydı. Gülümseyerek aldım anahtarı ve kilitli olan dolabı actım. Birsürü mektup...
Rastgele aldım birini ve okumaya basladım.

Boran korkuyorum,ne zaman o kadını görsem icimi bir huzursuzluk kaplıyor. Sana sevdalı o,ondan uzak dur ne olur... Boran'ım,tek aşkım... Bu mektubu gizlice ceketinin icine koydum,belki dediklerim seni kızdırır diye diyemedim yüzüne. Istanbula döndügünde,bana Sevda'dan süphelendigim icin kızacaksın ama,hissediyorum...
Seni seviyorum sevdalım...

11.05.1980

B-bu Uraz'ın annesinin Boran baba'ya olan mektubuydu. Mektubu eski zarfa koyup baska zarfı aldım. Isime yarayan fazla bir bilgi yoktu okudugum mektupta.

Elime aldıgım mektupta 1987 yazıyordu. Uraz'ın dogum yılı...
Mektubun zarfını cıkarıp,mektubu okumaya basladim.

Boran... Boran'ım degilsin artık,sen benim üzerime gül kokladın. Babam haklıymış,sen bana göre degildin. Sevdamdan gözüm kör olmuş meğer,ben gidiyorum... Uraz'ım sana emanet,onu yanıma alırsam hayatı mahfolur. Ama birgün cıkacagım onun karşısına,o zaman onu senden alacagım. Senden tek istegim,benim oglumu kendine benzetme. Sevdasına sahip cıksın,senin yapamadıgını yapsın. Artık hayatından gidiyorum Boran,beni affet. Sana olan sözümü tutamadım,ama ihanetine boyun eğemem.
-Yıldız

Yıldız... Uraz'ın annesinin adı Yıldız.
Boran baba hâlâ,Uraz'ın annesine asıktı. Yoksa niye saklasın bu mektupları?
"Mira!"
Uraz'ın sesiyle panikledim. Eyvah!
Odanın penceresinden baktım. Kimsecikler yoktu. Mektibu sütyenimin arasına sıkıstırıp,hızla odadan cıktım.
Kosarak terasa cıktım. Uraz homurdanıyordu.
"U-Uraz?"
Uraz arkasını dönüp bana baktı.
"Neredeydin?"
"Benim midem bulanıyordu ya,tuvalete girdim. K-kusarım filan diye."
Kekelemistim! Anlayacaktı.
Uraz tek kaşını kaldırdı.
"Tansiyonunda düsmüs,kıza öyle diyip tuzlu ayran istemişsin."
Gülümsemeye çalıstım.
"Evet,belki midem tansiyonum düstü diye şey olmustur diye."
Ay ne sacmalıyorum ben ya! Tansiyon düsünce mide bulanırmı Allah askına? Harbiden bulanırmı?
Uraz "Ne haltlar ceviriyorsun söyle cabuk. On saniyen var." Dedi.
"Birsey karıstırmıyorum."
"Altı.. beş... dört..."
"Elvan'la konustum,sıkıldım yani iş muhabbetinizden. Oradan baska bir sekilde kacamazdım." Diye uydurdum. Bende yalan makinesine dönmüstüm. Allah affetsin.
"Kurtuldun o zaman,konaga dönüyoruz."
Ellerimi birbirine carptım.
"Sonunda."
Uraz göz devirerek yanımdan cekip gitti.
Valla iyi uydurmustum,masallah bana.
Birde inanmasaydı o zaman yanmıstım.

Aferin bana,pacayı kaptırmadım.

Yıldız Hanım sırrını cözmüş sayılırdım,yaktım çıranı Sevda!

GÜZELİMWhere stories live. Discover now