bth/20

21.3K 710 35
                                    

VEE BÖLÜM ŞARKIMIZ AYDILGE-SORMA
İLK DEFA BÖLÜM ŞARKISI PAYLAŞIYORUM BUARADA NEYSE CANLAR İYİ OKUMALARRRR



Urazı ittirdim.
"Yapma ne olursun." Dedim yalvarır gibi.
Gözüm Berivan'ı aramıştı ama gitmişti.
"Sen yapma,bizden vazgeçme." Dedi oda yalvarır gibi.
Boğazıma bir yumru oturdu. Konuşmamı engelliyordu sanki,nefesimi kesiyordu.
Boğazımdaki yumruyu hiçe sayarak "Biz bittik,tükendik." Dedim. Sesim fısıltıyla cıkmıştı.
"Hayır,olmaz."
Beni tekrardan kendine cekti. Burnu saçlarımın arasındaydı.
"Izin vermem. Ben bizi kurtaracağım,zaman alacak biliyorum ama izin ver. Oğlumuz için."
Eşsiz kokusu tekrardan burnuma doldu.
"Uraz yeter!"
Dudaklarını kulağımın hizasına getirdi. Sıcak nefesini kulağımda hissediyordum.
"Eğer ben bitmesini istersem biter,ben seni istersem yine beraber oluruz,benimle öpüşmeni istersem öpüşmek zorundasın!" Diye tısladı. Bu sefer haddini aşmıştı!
Sinirle onu ittim iki adım geriledi. Yüzünede bir tokat çarptım.
"Adi herif!" Diyip odama ilerledim. Fatma kucağında Ateş'le bir köşede bizi izliyordu. Ne zaman gelmişlerdi? Neyse.
Odama girdim. Valizimi cıkardım içine birkac parca esya tıktım valizi elime alıp yatağın altına koydum.
Gidecektim! Artık dayanamıyordum!
Fatmanın yanına gittim.
"Fatma ben gidiyorum."
"Ne diyorsun yenge sen?"
"Istanbula gideceğim."
"Abim asla izin vermez." Dedi.
"Soran olmadı ona!"  Diye tısladım.
Fatma elini omzuma koydu.
"Uçaga binmeden yakalar seni."
Dudağımı yaladım.
"Otobüsle gideceğim."
Fatma cevap vermedi.
"Ateş'i götürmeyeceğim şimdilik. Boşandıktan sonra velayet davası açıp tamamen alacağım oğlumu."
Fatma "yenge bizim buralarda boşanma yoktur. " dedi.
Cevap vermedim Fatma'ya sarıldım.
"Allaha emanet ol. Oğluma iyi bak." Dedim.
Fatma'da bana sıkıca sarıldı.
"Yenge... Hakkınızda hayırlısı olsun."
Ondan ayrıldım. Yerde herşeyden habersiz oyuncaklarıyla oynayan oğlumu kucağıma aldım.
"Yakışıklım." Diyip öpücük kondurdum alnına. "Anne seni alacak,bir kac gün sonra istanbula geleceksin."
Ateş yüzünü buruşturdu ardından hapşurdu. Gülümsedim.
"Anneye öpücük?" Dedim gülerek. Öpücük anlayısı dilini yanağıma değdiriyordu.
Minik dilini yanağıma değdirdi.
Ates'i Fatma'ya verdim.
Buruk bir şekilde gülümsedim.
Odadan ayrıldım,gitme vaktiydi.

URAZDAN...

Sirkette fazla durasım yoktu. Mira'ya dediklerim için pişmandım. Aramız zaten kötüydü şimdi iyice boka sarmıştı.
Ben ve çaresizlik aynı cümlede bile saçmaydı ama bu sefer çaresizdim.
Elimdeki kahve bardağını sinirle kapıya fırlattım.
"Koyarım böyle işe ya!" Diye bağırdım.
Odaya birden sekreterim eda daldı.
"Uraz bey iyimisiniz?" Dedi telaşla.
"Iyiyim eda. Şurayı temizlet birde bugünki toplantıları,görüşmeleri ne varsa iptal et."
"Tabi efendim." Diyip odadan  cıktı.
Ceketimi alıp şirketten ayrıldım eve gidip Mira'yla konuşmam gerekiyordu. Gerçi oda bir iş yaramıyordu ama deneyecektim.
Bir kadının peşine düşecek adammıydım be!
Arabama bindim ve gazı kökledim konağa gidip gönlünü alacaktım bu sefer. Yani başarılı olabilirsem...

*******

Konağa geldiğimde gözüme ilk çarpan Berivan oldu. Temizlik yapıyordu,ardından Fatma kucağında ağlayan Ateş'i sakinleştirmeye calışıyordu. Fatmanın yanına gittim. Ateş direk kucağıma atıldı.
Atesi kucağıma alıp kafasına bir öpücük bıraktım.
"Mira nerede?" Diye sordum. "Ateş ağlıyor ortada yok!"
Fatma gözlerini kaçırdı.
Ateş ise kucağımda sakinlemişti.
"Fatma Mira nerede dedim!"
Fatmadan yine cevap yok. Ateş'i kucağımdan indirdim.
Fatmanın kolunu tuttum.
"Sana. Bir. Soru. Sordum!" Diye kükredim.
Fatma sıçradı birden.
"Istanbula kaçmıştır ağam."
Bu cevap Fatma'dan değil,Berivandandı.
Ne istanbulu! Ne kaçması!
Fatma'nın kolunu sinirle bıraktım.
"Bu doğrumu lan!" Diye bağırdım.
"O-otobüsle gitti." Dedi kekeleyerek.
Kosarak konaktan ayrıldım,aynı hızla arabama bindim ve gazı kökledim.
Her otobüs firmasını dolanmam zaman alacaktı. Orada calısan eski bir dostumu aramaya karar verdim.
"Alo Ferman ben Uraz Soykan,nasılsın?"
Ferman "oo dostum beni ararmıydın ya?" Dedi alayla.
"Ferman işim düstü sana ben gelene kadar bir kaç arkadasını toplayıp Mardin'den istanbula 'Mira Aoykan' diye biri gitmişmi baktırman lazım." Dedim panikle. "Cok acil." Diyede ekledim.
"Tamam halledeceğim." Dediğinde telefonu kapadım.

MIRADAN...

otobüs kalkalı 30 dakikayı bulmuştu ve ben durmaksızın ağlıyordum.
Resmen Uraz'dan kaçıyordum.
Baska carem yoktu bu evlilik böyle yürümezdi.
Yan koltuğumda oturan yaslı kadın bana bir peçete uzattı.
"Al kızım." Diye fısıldadı. Peçeteyi elinden aldım "sağolun." Dedim.
Tekrar kafamı cama yaslayıp ağlamama devam ettim.
Belki Berivan'la mutlu olacaktı bir zaman sonra.
Belki beni unutup hayatına bakacaktı.
Kuma getirmesini geçtim,beni en kötü günümde yanlız bıraktı. Onun yüzünden o kadar şeye katlandım ama o çekip gitti. O zaman Uraz benim için bitti.
Sahiden bittimi?
Otobüs durunca gözyaşlarımı silip,etrafıma baktım. Yolun ortasında durmuştu. Niye?
"Karımı alıp inicem bilader."
"Al karınıda in be adam!"
Bu ses...
"Mira!"
Ayağa kalktım.
"Ne işin var burada senin! Git Uraz!"
"Seni almadan asla gitmem,hadi evimize gidelim güzelim."
Bana peçete veren teyze "demek bu kız senin için ağlıyordu." Dedi bilmişce.
Uraz umursamadı.
"Bidaha seni ağlatmamak için herşeyi yapacağım,lütfen gel." Dedi yalvarır gibi.
"Git yalvarırım git!"
Herkes film izler gibi izliyordu bizi. Kimsede demiyorki 'gelmek istemiyor işte.'
Muavin "in hadi,yolcularımız rahatsız oluyor." Dedi Uraz'a.
Uraz muavini itti "Lan bir durun! Karımı alıp ineceğim." Dedi.
Gözümden tekrar bir damla yaş aktı.
"Senden nefret ediyorum!"
Uraz'ın yanından geçip otobüsten indim. Hızlı adımlarla ilerlemeye basladım. Koluma yapışan elle duraksadım.
"E5'in ortasında nereye lan!" Dedi sinirle.
Kolumu elinin arasından kurtarmaya calıstım ama nafile.
"Bırak beni uraz!" Diye bağırdım.
"Eve geleceksin benle!"
"Asla!"
"affet,ne olursun affet."
Kafamı olumsuz anlamda sağa sola salladım. "Gururumu ayaklar altına alamam." Dedim.
"Kalbini dinle,gururunu dinlersen mutlu olamazsın."
"Sen benim aşkımı kirlettin uraz."
"E5'in ortasındamı konuşacağız bu konuları?"
"Evet tamda burda konuşacağız!" Diyip ayağımı yere vurdum.
"Peki." Dedi. "Ben senin askını kirletmedim. Sen öyle sanıyorsun."
"Ne yani simdi suçlu benmiyim? O kadar haltı yerken banamı sordun!"
Uraz'ın kolumdaki parmakları gevşedi.
"Bir buçuk aydan beri aramızın düzelmesi icin yapmadığım kalmadı Mira." Dedi kısık çıkan sesiyle. "Simdi tekrardan hayır dersen seni durdurmayacağım,gidebilirsin."
Birbirimizin tam gözlerinin içine bakıyorduk.
"Bir kez daha deneyelim? Üçümüz için. Baskalarının ne dediğini umursamadan,birbirimizi kırmadan,sadece askımızı yaşarak."
Sesi ikna ediciydi.
Uraz'ın boynuna kollarımı doladım ve ağlamaya basladım.
"Seni sevmekten nefret ediyorum Uraz,beni her defa üzmene rağmen sana her seferinde dönmemden nefret ediyorum!"

GÜZELİMWhere stories live. Discover now