2. Bölüm ~Cağ Kebabı~

70 4 2
                                    

Ama şimdi ilk haftaya özel iki bölüm gelmesin miydi? 😁Gelsin gelsiiin. Buyrunuz efenim👑🌙

***

Neva yaşadığı şoku belli etmemeye çalıştı. Sahiden de O'ydu, değil mi?

Ömer ile ilkokul ikiden altıya kadar aynı sınıfta okumuşlardı ve Neva o zamanlar hayatındaki ilk umutsuzca aşk deneyimini yaşamıştı. Her teneffüs Ömer'in peşinde dolanmış ama bir türlü hislerini O'na itiraf edememişti. Nihayet altıncı sınıfa geçerken artık ne olursa olsun her şeyi söyleyeceğim derken okulun ilk gününde Ömer'in ailesinin tayini çıkarak Aydın'dan taşındıklarını öğrenmişti ve çocuk kalbi ile bu Neva için büyük bir acı olmuştu. Eh, sonrasında üstünden çok sular akmış olsa da hayatının hiçbir bölümünde tekrar karşılaşabileceklerini düşünmemişti.

Neva gözlerini kırpıştırdı ve Ömer'e baktı. Koyu kahverengi dalgalı saçları, koyu yeşil gözleri ve beyaza yakın buğday tenine bakılırsa evet, kesinlikle O'ydu. İlkokuldayken boyunun böyle uzun olacağını tahmin etmesi mümkün değildi tabii.

Ah, peki ya O kendisini tanımış mıydı? Neredeyse yirmi yıl olmuştu, tanımamış olmalı değil miydi? Lütfen tanımamış olsundu!

Neva boğazını temizledi ve şaşkınlığını üzerinden atmaya çalıştı. O sırada halen tokalaşıyor olduklarını fark edip yavaşça elini adamın elinden çekti. Ömer ise aynı garip ifadesi ile kendisine bakıyordu.

"Çok güzel, herkesin burada olması ne iyi oldu değil mi?" Dedi Cengiz bey babacan bir ifade ile. Kırklı yaşlarında görünmesine rağmen konuşmasında neredeyse altmış olmuş babasının sevecenliği vardı. "Soğuk nasıl soğuk?"

Cengiz bey O'nu ofisin köşesindeki masaya yönlendirip diğerleri ile masanın başında toplanırlarken Neva konuşmaya devam etti.

"Yani, kar olmasını bekliyordum ama yok."

"Evet birkaç sene önce olsaydı Mart ayında böyle bir manzara mümkün değildi ancak iklimler değişiyor."

Herkes masanın etrafında toplandığında bir anlık sessizlik oldu ve Neva tüm bakışları üzerinde hissetti. Yeni yerlerde bulunmayı sever ve hızlı alışırdı ancak şu ilk gün azıcık garip hissetmesi de doğaldı.

"Ben Ayla," dedi aralarında kendisinin dışındaki tek kız olan kişi. "Buralıyım, üç senedir bu firmada çalışıyorum."

Ayla'ya bakınca göze çarpan ilk şey dalgalı, çok uzun olmayan kızıl saçları idi. Beyaz, dar kazağı göbeğini hafifçe gösterecek derecede kısaydı. Oldukça ince olan üst bedenine nazaran bariz bir beden farkı olan kalçaları da ikinci olarak göze çarpan şeydi.

Neva başı ile kızı onaylarken sözü bir diğeri aldı.

"Ben Mert. Ben de buralıyım, ve ilk yılım."

Ah, Mert kesinlikle küçüktü. Muhtemelen yirmi beşinde ya var ya yoktu.

"Sinan," dedi otuzlarında olduğunu tahmin ettiği diğer adam. Siyah saçları özenle ayrılıp yana taranmıştı. Kirli sakalının bile şekillendirilmiş ve aynı boyda olduğuna bakılırsa oldukça bakımlı biri olmalıydı. Üstünde uçuk mavi renkli, yapılı bedenine hafifçe oturan bir gömlek ve altında da kumaş pantolonu vardı. "Dört senedir burada çalışıyorum, aslen Sivaslıyım. Otuz üç yaşındayım, bekarım."

Sinan konuşmasını bitirirken herkes güldü. Ah, Ömer hariç.

"Allah aşkına, evlilik programında mısın?" Dedi Ayla ters ters bakarak.

"Yanlış bir şey mi söyledim?"

Ayla dudaklarını birbirine bastırıp hoşnut olmayan bir ifade ile gözlerini devirdi.

KARLAR ALTINDA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin