4. Bölüm ~Serena~

85 5 1
                                    

Hadi bakalım, yazarınız yine cumartesiyi bekleyemeden bölüm paylaşıyor 😁 Hayır diyorum elimde bir iki bölüm hazırda bulunsun, ama yazınca bir bakıyorum heyecanla paylaşma aşkına düşmüşüm. Hadi iyi okumalar😁

***

Neva yemek boyunca rahatsız bir şekilde olduğu yerde kıvrandı. İnsan biriyle başbaşa yemeğe çıkıyorsa bu yanında en rahat ettiği kişilerden biri olmalıydı değil mi? Karşısında hunharca yiyebileceği, çatal mı yoksa kaşık mı kullanmalıyım diye düşünmeyeceği.. Eh, bu açıdan bakarsak Neva bugün kesinlikle yanlış kişi ile yemeğe çıkmıştı.

Lokantadan çıktıklarında saat üçe geliyordu.

"Çok mu geç kaldık acaba?" Diye sesli düşünmeden edemedi Neva. Resmen gün bitmişti.

"Zaten ofise dönmeyeceğiz, bugünkü işimiz hastanedeydi."

"Ama yine de saatimizi doldurmamız gerekmez mi?"

Arabanın kapısını yavaşça çekip kapatan Ömer koltuğa yerleşti.

"Memur değiliz ya, işimiz bittiğinde günümüz biter."

Neva kemeri çıkardı.

"O zaman ben şuradan otobüse bineyim." Dedi.

"Nereye gideceksin?"

"Eve."

"Zaten aynı yere gidiyoruz ya." Dedi Ömer gaza basıp hareket ederken.

"Hah, demek farkındaydın." Diye homurdandı Neva. "Yine de istemez, ben şuradan giderim."

Ömer kırmızı ışıkta durdu ve Neva'ya baktı. Geçen gün onu bırakmadığı için trip atıyordu, haklıydı da gerçi.

"Hangi otobüse bineceğini biliyor musun?"

Elbette, G9a bineceğim.

"Öğrenirim."

"Neden inat ettiğini anlayamadım."

"Beni eve bırakacağın kadar samimi değiliz nihayetinde." Derken sağ camdan dışarı bakarak Ömer'e bakmayı reddetti Neva. Bir yandan da bu arabadan inip keyfini bozmayı hiç mi hiç istemiyordu.

"İş arkadaşımı evine bırakmak fazla samimiyet gerektirmiyor." Diyen Ömer'in sesindeki hoşnutsuz ton hafiften belli oluyordu. "Yine de rahatsız oluyorsan bir daha bırakmam."

"Madem öyle diyorsun." Derken gözlerini devirdi Neva. Yok canım, söylenip dursa da mis gibi arabayla gidip gelmek on numara şeydi. Hiç şikayeti olmazdı. Yalnızca Ömer'in asık suratını görüp durmak istemiyordu, O da bugün biraz farklı görünüyordu.

Eve vardıklarında ikisi de arabadan indiler ve asansörü beklerken Neva incelemeye pek de vakit bulamadığı apartman girişine bakarak oyalanmaya çalıştı. Altın sarısı harfler ve mat gri duvarlar oldukça pahalı hissi veriyordu.

Nihayet asansör geldiğinde birlikte bindiler ve Ömer sekiz tuşuna bastı. Neva ise aklına gelen ihtimalle canının sıkılmasına engel olamadı. Az sonra sekizinci kata gelip birlikte indiklerinde bu ihtimal gerçeğe dönüştü.

"Bu gerçek mi? Karşı dairemde mi oturuyorsun sahiden?"

"Öyle."

"İşe bak." Derken Neva elinde olmadan hayıflandı.

"Bu kadar mı rahatsız oldun?"

"Yok canım, niye rahatsız olayım? Hali hazırda aynı odada çalışıyoruz zaten. Şaşırdım sadece tesadüfün böylesine." Diye lafı kıvırdı Neva.

KARLAR ALTINDA AŞKWhere stories live. Discover now