5. Bölüm ~Kop Dağı~

52 5 0
                                    

Evet yarım saatçik sonra cumartesi olacağından bölümü de yayınlayayım dedim :)
Lütfen gidişata dair yorum yapın, hikayeyi nasıl buluyorsunuz, sevdiniz mi? Olay örgüsü sizce nasıl ilerliyor? Yorum yaparsanız çok memnun olurum 🙏

***

Ömer en başından beri birkaç şeyden şüphe etmemiş değildi. Yani bu kesin bir şüphe değil tabii ama sadece durup bir an düşünmesine sebep olan bir şüphe idi.

Serena doksan üçlüydü, Neva da.

Serena Erzurum'a Neva ile aynı zaman diliminde gelmişti ve ikisi de iş için buraya geliyordu.

Aslına bakılırsa pek de hafif şüpheler olmamasına rağmen Ömer herhalde değildir demişti. Ama şimdi ne olmuştu? Neva Erzurum'da okuduğunu ve Aydın'dan değil de Manisa'dan geldiğini söylüyordu! Bu da taşları yerine oturtuyordu değil mi?

Yanlarından hızla geçen bir araba içinde oldukları arabanın sallanmasına sebep oldu. Neva gözlerini kırpıştırıp Ömer'e bakmaya devam etti, Ömer de kalakalmış bir vaziyette Neva'ya. Ömer'in duyduğu tek şey kendi kalbinin kulaklarında atma sesiydi ve bir araba daha vın diye yanlarından geçince kendine geldi.

"Yani şey, aman bir an başım döner gibi oldu da kenara çekmek istedim. Umarım korkutmadım."

Neva yine bir şey anlamamış gibi adama bakıyordu.

"Yani korkmak değil de bir an ne olduğunu anlayamadım. Bir şeyler söyledin ve.."

"Yok yok, sanırım biraz az su içtim ben. Bazen böyle oluyor da."

Ömer bardaklığa sıkıştırdığı şişeyi alıp hızlıca kapağını açtı ve yarım litrelik suyu tek nefeste içti. Neva ise şaşkınca ve biraz da İce tea reklamlarını andıran bu manzara karşısında yutkunarak O'nu izledi.

Ömer azıcık su döktüğü elini diğer eliyle birbirine sürtüp önce yüzünü sıvazladı ardından da parmaklarını saçlarının arasından geçirerek gaza bastı.

"Hadi devam edelim."

Neva ne olduğunu hiç ama hiç anlamamıştı. Ömer kendi kendine bir şeyler yaşamış yükselip alçalmıştı ama ne olduğu muallaktı. Neyse, şu an sahiden de az su içtiği için başının döndüğü bahanesine inanmayı seçecekti.

Ömer sağ eliyle direksiyonu gevşekçe tutarken sol dirseğini cama, elini de oradan başına dayamıştı.

Vay canına.

Şoktaydı.

İnanamıyordu.

Bu nasıl bir tesadüftü? En başta Neva yirmi yıl öncesinden sıra arkadaşıydı. İlkokulda babasının Ankara'ya tayin olması sonucu okul değiştirdikten sonra O'nu bir daha ne görmüş ne de adını duymuştu. Açıkçası sosyal medyadan takipleştiği bir iki kişi dışında kimse ile bağı kalmış da değildi. Devamında bir sene önce gerçekten kaybolmuş hissettiği ve yaşadığını anlamak için yaptığı bir çılgınlık sonucu sosyal bir platformda tanışmışlar ve Ömer'in hayatında oldukça anlamlı bir yeri olmuştu.

Birincisi bu bir çılgınlıktı çünkü Ömer genel manada yüz yüze görüştüğü kişilerle bile normalin altında bir iletişim seviyesinde iken internetten birisi ile bazı sırlarını bile paylaşmış olması çılgınlıktı. İkincisi hayatında sahiden de bir yer edinmişti çünkü karşısındaki kişi kendisini sorgulamayan, ona karşı hiçbir sorumluluk hissetmediği gibi bir yandan da o garip mutluluk hissini verebilen biriydi.

Ve daha da sonrasında Neva ile aynı yerde çalışmaya başlıyorlardı ki bunun arkasındaki bir faktörün de kendisi olması işin kader boyutunu öne çıkarmaya başlıyordu. Bir arkadaşı Neva'yı işe alması için tavsiye ettiğinde Neva Zengin ismi elbette bir çağrışım yapmıştı. Ancak bunun yalnızca isim benzerliği olduğunu düşünmüştü. Cengiz beye durumu açtığında arada bir tanıdık da olunca bunda mahsur görülmemişti.

KARLAR ALTINDA AŞKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang