22. Bölüm ~Hoş bir hayal~

46 5 7
                                    

Bazı ailevi sorunlar yüzünden bölüm gecikmek durumunda kaldı. Böyle modumuzu düşürüp başlamak da iatemiyorum ama ne yazık ki benimki düşük.. 🙄 Halen düzelmemiş ve üzücü şeyler devam ediyor olsa da bir bölüm yazmak istedim. Lütfen iyi dileklerinizi ve dualarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar..

***

Ömer o gece Neva ile mesajlaşırken babası geç saatte arayınca annesi ile tartıştığı için nutuk çekeceğini sanmıştı ancak durum bundan daha ciddi idi.

"Alo? Ömer, hemen atlayıp gelmelisin."

"Ne oldu baba? Hayırdır?"

Ömer'in aklına gelen ilk ihtimal babaannesinin vefat etmiş olmasıydı. Ah, hayır, öyle olmasındı.

"Anneni hastaneye kaldırdılar, şimdi peşinden gidiyoruz. Ne olduğunu bilmiyoruz."

"Na-nasıl? Neden?"

Ömer göğsüne çöken ağırlık ile koltuğa oturuverdi. Kendisi yüzünden miydi yoksa..?

"Bilmiyoruz, aniden göğsüm sıkışıyor dedi, bayıldı. Hemen ambulansı aradık." Babası duygusallaşıp ağlamaklı oldu. "Bilmiyorum Ömer, her şey olabilir işte, hemen gel oğlum."

Ömer telefonu kapattığında eli ayağı titriyordu. Hayır, kendisinden dolayı olmamıştı değil mi? Tartıştıkları için kalp krizi falan geçirmiş olamazdı değil mi? Ah, lütfen..

İnternete girip uçak bileti sayfalarını karıştırdı. Gece iki buçukta Ankara'ya uçuş vardı. Hemen bilet alıp sırt çantasına birer iç çamaşırı ile bir kazak ve alt eşofman koydu. Aceleyle giyinip evden çıktı. Neva'nın kapısını görünce O'na haber vermenin mi vermemenin mi daha iyi olacağı konusunda kararsızdı. Bu durumda ne yapmalıydı? Olanlardan sonra herhalde konuşmamak daha iyiydi. Üstelik saat on ikiyi geçiyordu, belki uyumuştu.

Ömer devam edip asansöre bindi ve hızlıca arabasına binip havalimanının yolunu tuttu. Arabasını ücretli otoparka bırakıp çıkmadan hemen önce Neva'ya en azından bir mesaj atma ihtiyacı hissetti.

🌲 Ömer: Çok özür dilerim, acilen memlekete dönmem gerekiyor. Döndüğümde lütfen konuşalım.

Gece boyu uykusuz kalıp sabahın erken saatinde vardığında hemen babasının söylediği hastaneye gitti.

"Baba!"

Kardiyoloji bölümünün operasyon odasının önünde bekleyen babası ve kız kardeşini görünce adımlarını hızlandırıp koştu ve ayağa kalkıp onu karşılayan babası ile yüz yüze geldi.

"Nasıl, iyi mi? Ne olmuş?"

"Kalp krizi ihtimali üzerinde duruyorlar. Şu an anjiyo yapılıyor." Dedi babası.

Ömer derin bir nefes verdi. Hayatında ilk defa haklı olmaktan nefret etti. Yani sahiden de sebebi kendisi idi..

"Nasıl oldu? Tam olarak ne oldu?" Dedi Ömer stresle.

"Bir şey olmadı aslında. Aniden göğsüm sıkışıyor dedi. Sonra bayılır gibi oldu. Hemen ambulans geldi zaten."

Ömer kız kardeşi Mahinur'a da sarıldı. Çok korkmuş ve yorulmuş görünüyordu. Henüz üniversite birinci sınıftaydı. Ömer bir an bu stresin O'na fazla olduğunu düşündü.

"Senin sınavların yok muydu Mahinur? Keşke evde kalsaydın, uykusuz kalmışsın."

"Annem böyle iken nasıl uyuyacağım abi? Olsun. Tek iyi olsun da."

Ömer kardeşinin üzüntü ile başındaki tülbenti çekiştirmesini izledi. Evden alelacele çıktıkları çok açıktı çünkü Mahinur güzel eşarplarını takmadan ve hoş kombinler yapmadan pek de evden çıkacak biri değildi.

KARLAR ALTINDA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin