29

32 3 2
                                    


Gece geç saatlere kadar film izleyen Ömer ve Neva artık koltukta uyuyakalacak duruma geldiklerinde Neva gözlerini ovuşturdu.

"Neredeyse sabah olmuş." Derken dördü gösteren saatine baktı ve esnedi.

"Evet, uyumalıyız."

Ah, ikisinin de aklında tek bir soru vardı, birlikte mi değil mi?

Ömer sorulmamış bir soruya cevap bekleyen gözlerle Neva'ya baktı. Neva filmin bitiş jeneriği soluk bir ışıkla ikisini aydınlatırken Ömer'in gözlerine baktı. Adamın teninden yazılar ve renkler geçiyordu ve yeşil gözleri çok farklı renklerde görünüyordu.

"Burada yatalım," dedi Neva söylediği şeyin doğru anlaşılmış olmasını umarak. Ah, Allah biliyor ya sadece sarılıp uyumak istiyordu.

"Koltukta mı?" Diye sordu Ömer.

"Hayır tabi ki, yatakta." Birkaç saniye sonra ekledi. "Birlikte."

Ömer'in yüz ifadesi yine yansıyan jenerikte kaybolurken Neva televizyonu kapattı. Ardından Ömer'in elini tuttu ve koltuktan kalkana kadar oldukça hafif bir şekilde çekti. Ömer kalktı, Neva'yı takip ederek odasının kapısından geçti. Ah, ikinci defa girdiği bu oda şu an kalbini durdurmaya yetebilirdi, o derece heyecanlıydı çünkü. Neva'nın aklından geçenleri az çok tahmin edebiliyordu. Muhtemelen yalnızca masum bir uyku uyuyacaklardı ama Ömer'in kalbinde kopacak fırtına ne olacaktı?

Neva adamın parmak uçlarından tutarak ilerleyip yatağa girdi. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sokak lambalarının kapalı perdelerden geçebildiği kadarıyla içeri sızması ancak birbirlerini seçebilecekleri kadar, yani çok çok az bir ışık sağlıyordu ki bu heyecanının ikiye katlanmasına sebep oluyordu. Ah, açıkçası adama bunu deme cesaretini nereden bulmuştu o da belli değildi, belki de gecenin bu saatinde beyni olması gerektiği gibi çalışmıyordu. Üstelik altına bir eşofman giymeyi unutmuştu! Şimdi adamın önünde de giyemezdi ya!

Ömer yorganı itip duvar kenarına doğru ilerleyen Neva'yı izledikten sonra önce bir dizini yatağa koydu. Aklını yitirecekti, kesinlikle sabaha deli bir adam olarak uyanacaktı. Ardından tamamen Neva'nın yanına uzandı ve yorganı ikisini de örtecek şekilde üzerlerine çekti. Neva kendisine doğru dönmüştü, nefes alıp verişini sweatshirtin yakasından koynuna doğru giren bir hava olarak hissediyordu. Ardından Neva'nın çıplak ayaklarının kendi çıplak ayaklarına sürtündüğünü hissetti ve gülmesine engel olamadı.

"Ne yapıyorsun?" Dedi mırıltıya kaçan sesiyle.

"Ayaklarımı ısıtıyorum." Dedi Neva başını kaldırıp Ömer ile göz göze gelerek.

Ömer birkaç saniye boyunca öylece kıza bakarken içindeki alevin üzerine bir bardak su döktü ve dudaklarını yaladı.

"Yalnızca ayaklarını mı?"

Neva başını hemen adamın göğsüne gömdü. Ömer ise yavaşça kızın saçlarını okşamaya başladı.

"Çok uykun var." Diye mırıldandı. "Uyu hadi."

Ömer'in uykusu bir anlığına kaçmış olsa da Neva'yı hızlıca uyutursa kendisi de saçma şeyler düşünmeyi bırakıp uyuyabilirdi. Evet bir yanı bu durumdan fazlasıyla mutluluk duyarken bir yanı daha fazlasını arzulamaktan geri duramıyordu.

"Hımm.."

Neva burnunu adamın göğsüne yaslayıp kollarını yan yatarken ikisinin gövdesinin arasına sıkıştırdı. Bacaklarını kıvırmak istese de Ömer'in alanını işgal etmemek için kendisini tuttu. Zaten oldukça dokunsal bir yapıda olan Neva Ömer'in ellerinin nazikçe saçlarını okşuyor oluşu ile birkaç dakikada uyuyup kalmıştı.

KARLAR ALTINDA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin