Kırk Beş

2.2K 155 18
                                    

Taa Uzak Yollardan- Nilüfer

Salı 11.34

Ağzına sabahtan beri takılan şarkıyı sadece dudaklarını kıpırdatarak söylüyor Bahadır. Matematik dersini dinlemek onun için ilk kez bu kadar eziyet oluyor bugün. Gözleri tahtada sabahtan beri trigonometrinin son konularını anlatan hocadan başka her yerde geziyor. Zaten çok çalışkan birisi olmadığının farkında olsa da her zaman hocalara saygısından dersi dinlemeye çalışan biri esasen.

Pencereden attığı bakışlar en sonunda dışarıda beden dersine çıkan insanlara takılıyor. Şahin misali aradığını bulduğu anda ise dudaklarında bir gülümseme peydah oluyor.

Bike üzerinde daha sabah utana sıkıla kendisinden istediği eşofman takımı ile hocanın gösterdiği hareketleri yapıyor. Çok mutlu olduğunu söylemek ise son derece büyük bir yalan oluyor.

Bahadır'a göre kısa olan boyuyla eşofman takımı bir beden büyük geliyor üzerine. Kollarını hafif katladığını bu mesafeden bile seçiyor Bahadır. Zaten uzun zamandır Bike'nin adı dahi geçse her şeyi görmeye özen gösteriyor. Gördüğü her şey o olsun istiyor.

Bu duruma hâlâ alışabilmiş hissetmiyor kendini. Bir erkekle sevgili olmak ne kadar hiçbir zaman rahatsız olduğu bir şey olmasa da bütün bunlar teoride insana kolay geliyor. İçerisinde ister istemez bir tereddüt oluşuyor her bir gün. Dokunurken değil, öperken değil, konuşurken değil fakat içten içe onun erkek olduğunu bilirken kendisini tuhaf hissediyor. Rahatsız edici bir yanı yok fakat düşünmeye itiyor Bahadır'ı.

Bike'yi sevdiğinden emin. Aşık olduğundan emin. Fakat ikisi de birbirinden o derece acemi ki iki yakın arkadaş gibi davranmaktan alamıyor kendini.

Birbirlerine temas ederlerken bile son derece temkinli davranıyorlar. Bahadır, Bike'nin erkeklerden hoşlandığını bilse bile yanlış bir hareket yapmaktan ve onu incitmekten son derece korkuyor. Son zamanlarda çok acı şeyler yaşayan Bike de bir sebep bu hassasiyete.

Evlerinde kaldığı her gün için babasından özür dileyip en kısa zamanda başka bir yere taşınacağını söylese de babası her defasında izin vermeyeceğini söylüyor. Bahadır onun gözlerinde gördüğü her bir kırıklıkta daha da üzülüyor. Bike'yi üzen herkesten nefret ediyor sonra. Gidecek bir yeri olmamasından, ona bunları yapan herkesten nefret ediyor.

Düşünmeyi bırakıp tekrar sevgilisine dikiyor bakışlarını. Sevgilim diye dört kez tekrar ediyor içinden. Her birinde içi daha da coşkuyla doluyor. Bike'yi sevmek ona tarifi imkansız duygular hissettiriyor.

Sonra birden sınıfın ortasında ayağa kalkıyor. Bütün gözler üzerine dönünce dudaklarını birbirine bastırıp hocaya bakıyor. Az sonra yalan söyleyecek olmanın hafif bir mahcupluğu üzerine çökse de başından savıyor bu duyguyu. Sonunda güzel bir amaç olduğunu bilmek içini bir an olsa da rahatlatıyor. En azından kendisi için güzel bir amaç.

"Bahadır, ne oldu oğlum? Niye ayaklandın?"

Bir an hocaya öylece bakıp dursa da daha sonra boğazını temizliyor.
"Hocam benim rehber hocasıyla bir şeyler konuşmam gerekti de. Beni yanına çağırmıştı unutmuşum. Gidebilir miyim ayıp olmasın?"

Hoca bir an şüpheli gözlerle incelese de Bahadır yalan söylemede son derece tecrübeli biri. Başını aşağı yukarı sallayıp "Tamam o zaman sen git." diyip adeta umursamıyor. Zaten son sınıf oldukları için de bunlar çok önemsenmiyor.

Selim'den tarafa bilerek bakmadan dışarı çıkıveriyor. Arkadaşı son zamanlarda sürekli olarak sorular soruyor ikisine de. Bahadır onun bir şeyleri bildiğinden neredeyse emin. Yarın güzelce Bike'ye de sorup onunla paylaşmak istiyor duygularını. Selim'in onlara destek olacağını düşünüyor.

Yağmurdan Saklanan Balıklar (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin