Bölüm 43-Hesaplaşma-

126 6 11
                                    

Arkadaşlar, hepinize merhaba! Öncellikle hepinizin yorumları, ilgisi için teşekkür ederim. Üniverstemin son yılındayım bu yüzden çok yoğun ve bitkindim. Yorumlarınızı görünce bir an hikayeyi yazmayı unuttuğumu fark ettim. Tekrardan ilgi alakanız için teşekkür ederim, sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum:)

İyi Okumalarrr

Bölüm 43, Hesaplaşma

Gregor bundan sonra yaşananların bu denli  hızlı gerçekleşeceğini düşünmemişti. Kraliçenin tüm yoldaşlara olan seslenişi, ateş gibi kaynayan yuva ve  kafası bir hayli karışmış zavallı karıncaları anında toparlayıp düzene sokmuştu. Broxa ve yandaşlarının karıştırdığı yuvanın bu derece hızlı toparlanması Gregor için gerçekten etkileyiciydi. Şu anne, kraliçe ne kadar da baskın ve güçlüydü böyle! Gözleri ilerisinde yürüyen heybetli böceğe kaydı.

Gerçekten nerdeyse kusursuzdu. Bir karınca nasıl güzel olabilir diye düşündü lakin bir sorun vardı, çok hızlı hareket ediyordu. Gregor nefes nefese ilerleyen karıncalara yetişmeye çalışırken içinden ortak salona artık varmalarını umdu.Yaklaşmış olmalılardı. Gregor onlara, daha doğrusu kraliçeye saygıyla selam veren karıncaları seçebiliyordu. Kimisi bir tünel girişinde, kimisi duvarların üzerinde, kimisi ellerinde Gregor'un anlayamadığı sırtındaki yüklerleydi. Hepsinin önünden tek tek geçtiler. Hiçbiri Gregor'a saldırıya girişmedi. Gregor'a bakmadılar bile. Sonuç olarak Gregor götünü kurtarabilmişti. Ve sanırsa kraliçe onu desteklediği sürece bu yuvadan hayır, tenebris topraklarından sağsalim çıkabilirdi. En sonunda ortak salona vardılar. Önce kraliçe ve Qadesh girdi. O sırada Gregor onunla arkada kalan karıncayla yüz yüze geldi.

"İşte başlıyoruz." dedi Umay. Gregor gerginlikle derin bir nefes aldı.

"Umarım bu sefer biter." dedi Gregor. Bitecekti elbet. Bu açıklığa girdiğinde Broxa'nın mahvolmuş halini görmeyi iple çekiyordu. Çekiyordu değil mi? İkisi de girişten geçti.

"Gregor!"

Gregor üzerine atlayan kızla birlikte duraksadı, az daha yere kapaklanıyordu. Kendini çabucak toparladı ve kızı tuttu. Dia atladığı kadar hızla ayrıldı.

"Az kalsın öbür tarafa gidiyordum!" diye neşeyle haykırdı, "Neler olduğuna dair gram fikrim yok. Mergenle kaçıyorduk, köşeye sıkıştık. Az kalsın şişleniyordum. Sonra bir baktım kesici benle iletişim kurmaya çalışıyor." kafasını iki yana sallayarak güldü. "Konuştuk, inanabiliyor musun? Bizi buraya getirdiler." dedi Dia kendi anlatıklarına inanamıyormuş gibi bir hali vardı.

"Diğerleri de burada!" dedi eliyle ileriyi göstererek.

Gregor ittifak kurdukları karıncaları, öylece hareketsiz duran Crystal'ı ve oldukça gergin görünen bir Penelope -ki kendisi somurtmaktan başka bir şey yapmıyordu- gördü. Rahat bir nefes verdi. Herkes iyiydi anlaşılan. Dia'ya gülümsedi.

"Kraliçeyle konuştuk, bir şekilde halledebildik." dedi Gregor.

Gregor karşısında duran kızın dolan gözlerini fark etti. Söylemek istediği çok şey vardı sanki. Ancak kız birkaç saniye öylece durduktan sonra sadece gülümsedi.

"Eve dönüp bir kase çorba içmek istiyorum."

Gregor da gülümsedi. Sıcak bir çorba ha? Gerginlikten uyuşmuş bedenini ısıtırdı bu.

"Belki beraber içeriz." dedi. Kız artık kahkahalar atıyordu.

"Kraliçem seni öldürmezse teklifin oldukça cazip." dedi,"Malum bir kraliçenin ensesine kabza geçiren ben değilim."

Gregor'un kafasından aşağı kaynar sular döküldü. Karşısında kaşları çatılı öfkeli eflatun gözleri görmüştü bir an.

"Ah, beni gerçekten öldürecek."

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora