BÖLÜM 25 -Minik Gelişme-

438 29 73
                                    

Ben geldimmmmm

Sonunda gelebildim.

Tatil bitiyor ve üzgünüm:/ ama yapçak bişi yok hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmez. Ayrıca güzel şeyler nadir olursa daha da değerleşir dimi?

*Kendimi avutma yollarım*

Her neyse gidiom ben okuyun siz.

İyi okumalar:)

Geçit dardı, havasızdı ve uzunca bir zamandır yürüyorlardı. Gregor Penelope'nin sırtında yavaş yavaş yol alırken düşünceler içindeydi. Bot ve Ripred'a her geçen saniye daha çok yaklaşıyordu ve bu ona farklı duygular hissettiriyordu. Derin bir nefes aldı.

Peki Bot'u bulduğunda ne olurdu? Kız kardeşi iyi olabilecek miydi? Sıçanların zindanlarında iki yıl esir olan babasını hatırlıyordu. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen yeni yeni toparlanmaya başlamıştı -Gregor babasının karıncaların elinde acı çekerek ölmesini hatırlamamaya çalıştı- Hem o bir yetişkindi. Bot sadece sekiz buçuk yaşındaydı! Terlemiş ve zonklayan başını tuttu. Artık ne olursa olsun kardeşini istiyordu. Onu ve Lizzie'yi alacak izini kaybettirip geri yerüstüne dönecek ve bir daha da yeraltı muhabbeti olmayacaktı. Her ne kadar aklının burada kalacağını bilse de...

"Sence ne kadar daha var?" dedi Gregor usanmış bir sesle, üzerine binmiş olduğu sıçana, eliyle alnını silerken. Çok terlemişti ve artık midesi de bulanmaya başlıyordu.

"Emin değilim. Ama biraz daha yürüyecekmişiz gibi." diye cevap verdi Penelope. Gregor derin bir nefes aldı. Cidden kendini iyi hissetmiyordu. Her an kusabilirdi.

"Harika!" diyerek hızla bir nefes verdi Gregor. Bu geçit hiç iyi hissettirmemişti. Penelope savaşçının bu lafına güldü. Gregor sıçanın kendisine gülmesine şaşırmakla meşgulken sıçan konuştu.

"Yapma ama! İyi tarafından bakmak gerekirse sadece benim sırtımda oturuyorsun." dedi Gregorla dalga geçtiği belli olan bir sesle. Gregor sıçanın kendisiyle dostça atışmasının şaşkınlığını yaşıyordu. Sonuçta Penelope kraliçeye sadıktı ve nedense Gregor da Ripred hissini uyandırıyordu. Bu samimi ortamı bozmak istemedi ve şakasına homurdandandı.

"Ne kadar da iyi!" diye söylendi. Arkalarında yürümekte olan ve pençelerinde derman kalmamış Pusilli ileri atıldı.

"Keşke bende sadece oturabilseydim. O kadar yoruldum ki!" diye hayıflandı. "Herkes senin kadar şanslı olamıyor." diye ekledi. Gregor güldü, becerebildiği kadar. Gittikçe halsizleşmeye başlamıştı.

"Pupa bana şansını verdi. Sende isteseydin." dedi omuzlarını silkerek. Kısa tutmuştu. O ara üzerine üzerine gelip nefesini daraltan duvarlardan kaçmaya çalışıyordu. Yani daha önemli işleri vardı. Bu dediklerini duyan Pupa ileriden seslendi.

"Duyuyor musun Cissy? Belki sende benden şans dilenebilirsin." dedi kelebek gülerek. "Emin ol istediğin kadar veririm!"

Carissa sinirle nefes verdi. "Git işine uğur böceği!" diye haykırdı ileriden. Pupa, sıçanı takmadan ilerlemeye devam etti.

"Gerçekten burası bitmeli artık!" dedi Gregor tekrardan, zorla konuşarak. Sıçan huysuzca homurdandı.

"Sabırlı ol biraz. Daha çok var!" diye söylendi Penelope. Gregor kafasını sallayarak kabullendi ve Penelope pençelerini bir oraya bir buraya doğru atıp yürürken sabırlı olarak bekledi... Bekledi... Bekledi...

Zaman geçmiyordu.

Gregor her nefes alışında içini bunaltan histen bir türlü kurtulamıyordu. Sonunda sıçan sabırla yürürken kendini aniden boşlukta hissetti.

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Where stories live. Discover now