glimpse of us

1.5K 83 177
                                    

my kisses are history, they go back a long time

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

my kisses are history, they go back a long time.


"Bak, zor bir dönem geçiriyor olabiliriz ama ayrılmak zorunda değiliz," dedi öfkesine karışan çaresiz sesiyle. "Sadece biraz zamana ihtiyacımız var."

Gözyaşlarımı silerek başımı iki yana salladım. "Anlamadığın şey de bu, Jungkook. Eğer gerçekten devam edebileceğine inansaydın, zamana ihtiyacımız olduğunu düşünmezdin." Bakışlarımı onun üzerinden çekip ellerime indirdim "Sen de yoruldun bizden."

"Yorulmadım," dedi. "Yorulduğum şey ilişkimiz değildi, neden anlamak istemiyorsun? Sürekli bana bir şeyleri anlamadığımı söylüyorsun ama her seferinde, sorunlarımızı konuşabilmemiz için gözlerinin içine bakan benim." Derin bir nefes verdi. "Gözlerini kaçıran ise hep sensin."

Gözlerimi kaçıran hep bendim, doğruydu. 

Sorunlarımdan kaçan, korkan, konuşmak istemeyen bendim. 

Sorunlarımı konuşursam biteceğimizi düşünmüştüm, korkmuştum konuşmaktan ama şimdi bizi bitirecek olan şey konuşamadıklarımdı. Konuşamayacaklarımdı. 

"Yapamıyorum, Jungkook," diyerek konuşmayı ben sürdürdüm bu defa. "Belki de bitmesi gerekiyordur çünkü ben anlatamıyorum kendimi. Sen de biliyorsun, sorunlarımı anlatmakta hiçbir zaman iyi olmadım ki."

"Bu bitmesi için bir sebep değil ama!" diye çıkıştığında irkilsem de sessiz kaldım. "Anlatman için beklerim, diyorum. Zamana ihtiyacımız var evet ama sorun değil diyorum sana! Sen başından beri hiçbir sorunumuzu çözmek istemiyorsun ki zaten!"

Belki de anlatamayacağım sorunlarım vardır, Jungkook.

Anlatırsam seni geçmişine hapsedecek, canını çok fazla yakacak sorunlarım vardır.

"Lütfen bağırma," dedim. "Sen bu kadar çabuk sinirlenmezsin bana karşı, şimdi böyle yapma."

Sinirleri bozuk bir şekilde gülerek başını iki yana salladı. "Sen de bu kadar çabuk vazgeçmezdin bir şeylerden," diye kızdı bana. "Asıl sen böyle yapma! Bizim şu anda böyle bir şeyi konuşmamız bile saçma!"

Hiç sonu gelmez sandığımız her şeyin bir bitişi, her yolun bir sonu vardı. Bu bizim sonumuz muydu bilmiyordum, tek bildiğim benimle yürümeye devam ederse yolun sonunu ikimizin de göremeyeceğiydi. Bu yüzden onun yolunu kesecek bir duvar örüyordum, yürüyecek başka bir yol bulabilmesi için.

glimpse of us | liskookWhere stories live. Discover now