8

597 76 329
                                    

i wanna hold you when i'm not supposed to

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

i wanna hold you when i'm not supposed to.

8. Bölüm

Susmak bir kazanç mıydı yoksa tüm kayıplarımı sustuklarım yüzünden mi veriyordum, bilmiyordum.

Şimdiye kadar sustuğum tüm anları ve o anların sonralarını düşünüyordum.

Susmamın kazançları vardı ama görüyordum ki kazançlar bana ait hiç olmamıştı.

Tüm sustuklarımla etrafımdaki insanlar için bitmiş, onları kendimden korumak için sustuğum inancıyla kendimi kandırırken kendimle birlikte beni seven insanlara acı çektirmiştim.

Bu vicdanımı hangi derecede sarsmalıydı, bundan emin değildim çünkü beni seven çok fazla insan olmadığını da sustuğum zaman öğrenmiştim.

Sustuğum ve hiç konuşturulmaya çalışılmadığım zaman.

Ve şimdi aradan geçen tüm bu zamanın ardından karşımda konuşmamı isteyen biri vardı. Gözlerimin içine bakıyor, anlattıklarıma inanacağını yalnızca bakışlarıyla bile bana hissettiriyordu. Ona anlatabilirdim, güvenebilir, konuşabilirdim. Biliyordum.

Biliyordum çünkü daha erken gelseydi eğer, konuşmak için tereddüt bile etmezdim. Bana sorulmadan anlatacak cesareti taşımadığım için suçluydum ama o zamanlar akıl alacak birilerine ihtiyacım vardı. Donup kalan aklımın yerine kendisininkini koyacak, bana korkmamamı ve her şeyin yoluna gireceğini söyleyecek birine ihtiyacım vardı.

Ama şimdi konuşmak istesem de dudaklarım aralanmıyor, kelimeler ağzımdan çıkamıyordu. Geç kalmış, geç kalınmış, kaybetmiş ve belki bir nebze kaybedilmiş hissediyordum. Eğer beni kaybetmeyi bir his olarak yüreğinde taşıyan bir arkadaşa bile sahipsem bu kaybedilmiş olma hissini de sayabilirdim, sayabilirdim değil mi?

Belki de Jisoo da böyle hissediyordu.

Bir arkadaş kaybetmiş gibi.

Anlatırsam neyin değişeceğini bilmek istiyordum. Anlatırsam ne olacaktı? Nefes almam kolaylaşacak mıydı? Yüküm hafifleyince dik durmanın zahmetini taşımayacak mıydım? Anlattığımda kaybettiğimiz tüm günlerin telafisi olabilecek miydi? Ben bir sürü günü, anlatamadıklarımı aklımın bir köşesinde taşıyıp aynı böyle bir hastane odasında pencereden dışarıyı izleyerek geçirmiştim. Şimdi anlatacaklarım o günleri geri alabilir miydi?

Anlatmak istiyor muydum?

İçine düştüğüm bu yalnızlığı istemiyor, sevmiyordum belki ama şimdi karşımda konuşmamı isteyen biri olunca fark etmiştim ki yalnız olmamak adına konuşma düşüncesini ne kırılan kalbim ne de anlatacak yığınla şeyi biriktirmiş ve hepsini gururunun arkasına gizlemiş aklım kabul etmiyordu.

glimpse of us | liskookWhere stories live. Discover now