5

626 79 84
                                    

'cause you're not the girl i fell in love with, baby

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'cause you're not the girl i fell in love with, baby.

5. Bölüm

Teşekkür edebilmek, teşekkür edecek cesareti bulabilmek istiyordum. 

Kantine açılan bahçe kapısının önünde dakikalardır dikiliyor, stresten elimin üzerini kaşıyıp duruyordum ancak içeriye girip karşısında duracak cesaretin zerresine bile henüz sahip olamamıştım. 

Nasıl gidecektim ki? Ne söyleyecektim? Seni öylece bırakıp gitmeme rağmen, beni öylece bırakıp gitmediğin için teşekkürler, mi diyecektim? Yanında bir zamanlar benim de arkadaşım olan insanlar varken nasıl konuşacaktım sesim titremeden? Kovarlar mıydı beni yanlarından? Taehyung fevri biriydi, Jungkook ile ayrıldığımız sıralarda en çok uğraşan kişi o olmuştu. Canının ne kadar yandığını o biliyordu. İster miydi ki canının acıması tekrar bir ihtimalken dinlesin beni? 

Sanmıyordum. Jennie de istemezdi. Biz birbirimizin en yakın arkadaşları değil miydik? Herkesten saklasam bile ona söylemem gerekmez miydi? Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezken neden bir yabancıya dönüştürmüştüm onu? Neden çıkarmıştım hepsini hayatımdan? Bilmek isterlerdi. Cevap veremezdim. 

Korktuğumdan, diyemezdim. 

Korktum. Hepinizi hayatımdan çıkardım çünkü çok korktum. Çünkü eve geri dönemeyeceğimi düşündüm. Çünkü kendimle baş edemedim. 

Çünkü yemek yiyemedim. 

Söyleyemezdim.

Belki de dışarıya çıkmasını beklemek en iyisiydi. Hava kararmak üzereydi, birazdan dağılacaklarını düşünüyordum. Namjoon kütüphaneye gider, Jungkook'u da almak isterdi muhtemelen ama Jungkook istemezdi, evde daha iyi çalıştığını söylerdi. Kütüphanede sessiz olmak için çaba harcadıkça gürültü çıkarırdı çünkü. 

Birlikte ne zaman kütüphaneye gitsek bir saatin sonunda muhakkak kötü bakışlara maruz kalır, kovulmadan kendi hür irademizle kaçardık. Birbirimize baktığımız an sebepsizce gülesimiz gelir, birinin sandalye çekmesine bile gülerdik. Birlikteyken her normal şeyin içimde, bizi eğlendirecek şeyler bulurduk. 

Belki de bu yüzden yalnızken eğlenemiyordum çünkü tek başına eğlenmeyi bilen insanlardan olamamıştım hiçbir zaman. Etrafımda insanlar olmasını severdim. Komik şeyler yalnız değilsem komik gelirdi, filmleri hep birileriyle izlemek isterdim, sabaha kadar tek başıma dizi izlemeyi değil, arkadaşlarımla sohbet etmeyi tercih ederdim. Belki de bu yüzden mutsuzdum şimdi. Yaşamak yetmiyordu yalnızca demek ki, bazı insanlar o yalnızlığı içlerine sığdıramıyordu. Ben de onlardan biriydim belli ki. 

glimpse of us | liskookWhere stories live. Discover now